20 Ocak 2024 04:13

Satranç uzaya çıktı

Vezir taşı uzaya çıkıyor

Fotoğraflar: Pixabay, Kolaj: Evrensel

Paylaş

Bir ülke vatandaşımızın uzaya çıktığı günlerdeyiz. Medyada gurur çığlıkları atılıyor, benim dudaklarımda ise acı bir tebessüm beliriyor. Halk kirasını ödeyemezken, insanlar evine ekmek götüremezken, henüz Hatay depreminin yaraları sarılamamışken, enflasyon ocakları söndürürken, şak diye 55 milyon doları bir ABD şirketine verip uzaya çıkmanın dayanılmaz ahmaklığı içindeyiz. Ataların bir sözü vardır; “Ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider çeşmeye.” Farklı versiyonları da mevcut tabii ki...

“Ne oluyor ya, burası satranç köşesi değil mi?​” diyenler için hemen satranca dönüyor ve sizi bundan 33 yıl öncesine, yani Türkiye Satranç Federasyonunun kurulduğu 1991 yılına, Bursa’nın Gemlik ilçesi Karacaali köyündeki Gençlik Spor Bakanlığı tesislerine götürüyorum. Sakarya il birincisi olarak gitmeye hak kazanmış ama babam izin vermediği için evden ve doğal olarak okuldan kaçıp Türkiye Satranç Şampiyonası elemelerine katılmıştım. Yaklaşık seksen sporcu vardı. Bu turnuva, büyükşehirlerde dereceye giren ilk üç sporcunun, diğer illerden ise sadece il birincilerinin katıldığı bir turnuvaydı. Öyle bir turnuva ki, ilk turda karşılaşacağınız rakibiniz ya sizin gibi bir il şampiyonu ya da İstanbul üçüncüsü falan oluyordu. Bu durumda doğal olarak her galibiyet puanını aslanın midesinden çıkarmanız gerekiyordu. Başhakemliğini efsanevi İsmet Arvit yapıyordu. Günde bir oyun, 2 saat 40 hamle oyun temposu, bilgisayarlar olmadığı için 40’ıncı hamle yapıldığında oyun ajurne ediliyordu (erteleniyordu). Ertesi gün sadece ajurne oyunları oynanıyordu, yani bir gün önceki oyunu bitirmişseniz ertesi gün dinleniyordunuz. Üçüncü gün, bir görevli sporcuları tek tek odasına çağırıyor, hangi şehirlerden geldiklerine bakarak kilometre başına yol parası ödemesi yapıyordu. 16 yaşındaki ben ödeme yapılırken itiraz ediyordum “Verdiğiniz para, benim yol paramdan fazla, alamam” diye. “Devlet önceden belirlemiş, alacaksın” deyince mecburen alıyordum. Yemek, deniz ve orman manzaralı konaklama hepsi devlete aitti. Utanmadan üstüne de yol parasını fazla fazla veriyorlardı ama ben, “Devlet bunları yapacağına neden uzaya çıkmıyoruz” diye sinirleniyordum.

Günümüze dönecek olursak, şimdilik uzaya gidecek kadar parası olmayanlar için Türkiye Satranç Federasyonunun harika bir organizasyonu var. Yarın Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonası Antalya’da başlayacak. Para kokusunu çok seven yöneticiler, federasyon adına kiraladıkları otel odalarını emlakçı gibi komisyon alarak binlerce veliye yeniden kiralayacak. Otelle yapılan anlaşma halktan gizlenmeye devam edecek, veliler ne otelden ne de federasyondan fatura alamayacak. Federasyonun anlaştığı otelde kalmak istemeyen her sporcudan katılım payı adı altında ayrıca 950 TL alınacak. Çocuğunu turnuvaya götürmek isteyen dört kişilik bir aile, organizasyonun yapıldığı otelde konaklamak için yol parası hariç 47 bin 600 TL ödeyecek. Neyse ki satranç aşkıyla yanıp tutuşan yöneticilerimiz burada bir güzellik yapıp iki taksit imkanı sağlamışlar, iki taksit yapan veliler 50 bin 415 TL ödeyecek. “Ama bu para çok değil mi?​” diye düşünenler için alternatif de var. Yedi yaşındaki kızınızı tek başına gönderebilir, tek kişilik oda kiralayabilir ve iki taksitle sadece 26 bin 580 TL’ye Türkiye Şampiyonasına katılmasını sağlayabilirsiniz. Eve dönebilirse, seneye kesin şampiyon olacağından emin olabilir, dönmezse “Satranççı olmayacaktı zaten” diye avunabilirsiniz. Kısacası insan, “Neydi o eski rezalet turnuvalar” demeden edemiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa