Standart
Görsel: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel
Hakemleri eleştirenlerin dillerinden düşürmediği argümanların başında standart kavramı geliyor. “Standart” diye tutturmuşlar ve akıllarınca buradan hakemlere yönelik en can alıcı(!) eleştirileri yaptıklarını sanıyorlar. Hakemlerin bir türlü yönetim standardı tutturamadıklarından yakınıyorlar sürekli olarak...
Oysa futbol gibi, yorumların, hakem kararlarında önemli pay sahibi olduğu bir oyunda hakemlerin şaşmaz bir standart tutturması mümkün değildir. Hakemlerden standart yönetim talep etmek futbolun nasıl bir oyun olduğunu bilmemektir. Ağırlıklı olarak hakemlerin yoruma dayalı kararları eşliğinde icra edilen bir oyunda standart kavramının yeri yoktur…
Futbolda, oyuncuları ve oyunu etkileyen; hava ve zemin koşullarından, oyuncuların psikolojik, zihinsel ve fiziksel kapasitesi ve durumuna, oyuncuların birbirleriyle ve topla olan ilişkisinden saha içinde aldıkları pozisyona kadar sonsuz parametre (değişken) söz konusudur. Bu değişkenlere bağlı olarak saha içindeki pozisyon ihtimali de sonsuzdur. Maçların hikayesini bu değişkenler belirler…
Söz gelimi, futbolun icadından bu yana bir milyon tane maç oynandı diyelim. Bu, bir milyon tane birbirinden farklı 90 dakika hikayesi olduğu anlamına gelir. Ve bu bir milyon maçta hiçbir pozisyon bir başka maçtaki pozisyonla tıpatıp aynı değildir ve olamaz da…
Böyle bir oyunda standarttan söz edilebilir mi?
Hakemler, çok sayıda değişkenin rol aldığı pozisyonları gözlemleyip yorumlayarak karar vermek zorundadır. Bunların içinde çok bariz olanların dışında, “bulanık” olarak tanımlanan çok sayıda pozisyon da vardır. Böyle olduğu için de hakemlerin her seferinde, her pozisyonu doğru süzüp doğru yorumlaması imkansızdır. Diğer bir deyişle, hakemlerin hata yapması kaçınılmazdır…
Mesela bazı mücadeleler sırasında oyuncuların birbirine temas ettiğini görür hakemler. Futbolda, oyuncular arasındaki temasa belli bir dozaja kadar izin vardır. Lakin bazen, bu temas sırasında oyuncuların birbirlerine ne seviyede kuvvet uyguladıkları, ne uzaktan/dışarıdan gözlemlenerek, ne de kamera kayıtlarına bakılarak anlaşılabilir. Mesela itmek, tutmak, çekmek gibi rakibin fiziksel aktivitesini engelleyici eylemler faul kapsamına girer. Ne var ki hakem bir temas görse bile bunun şiddetini anlayamayabilir/çözemeyebilir/süzemeyebilir...
Bu temas, “ikili mücadele” diye tabir edilen ve kuralları ihlal etmeyecek seviyede bir kuvvet mi içeriyor, yoksa kurallara göre cezalandırılması gereken şiddette mi?
Eğer ortada, dışarıdan da net şekilde görülebilen çok bariz bir itme, tutma, çekme eylemi yoksa iş, tamamen yorumlamaya kalır ki hakem anlık sayılabilecek sürede pekala yanlış bir yorumlamayla yanlış bir karar verebilir…
Futbolun bu basit gerçeğini dahi algılayamayıp “standart” diye tutturanların asıl derdi hiç kuşkusuz, hakem hataları üzerinden şuursuz taraftar kitlelerini kışkırtıp yedeklemek…
Bunun dışında; kimileri, hakemlerin kasıtlı olarak hata yaptığını ve maç skorları üzerinde belirleyici rol oynadığını iddia ediyorsa da, bunu kanıtlamak kendilerine düşer. İddialarının karşılığı/gerçekliği varsa, bunu ortaya çıkarmak çok da zor olmasa gerek. Aksi takdirde hakemler hakkında bütün söyledikleri iftira ve alçaklık kapsamına girer…
Futbolun hakem odaklı bir oyun olduğu algısı yaratmaya ve bu algıyı, kendi yetersizliklerini, cehaletlerini örtmek için kullanmaya çalışanlardan ne beklenir ki?
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26