Seçim sonrası için hazırlık

İktidar bir taraftan seçim çalışmaları yaparken, diğer taraftan seçim sonrasında gerçekleştireceği yasal düzenlemeler için çalışıyor. Birbiri ardına çalıştaylar düzenliyor.

Esas hedef Anayasa’yı toptan değiştirmek ama şu anda olanaklı görmedikleri için kısmi değişikliklere hazırlanıyorlar.

Anayasa değişikliğinin başında Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru konusundaki yetkilerini azaltmak. Bu konudaki planları AYM’yi trafik polisi haline getirmek. Yapmayı planladıkları değişiklikte AYM kararlarının yerel mahkemeler tarafından yerine getirilmesi, haksız tutuklama gibi konularda esas karar verilmeden karar verilmesi gibi konularda AYM’nin yetkisini kaldırıp; AYM’yi sadece ihlali tespit edip maddi, manevi tazminat ödenmesine karar veren bir kurul yapmaya çalışıyorlar.

Gerçi bu da onlar için uzun vadeli bir plan sayılmaz. AİHM tarafından verilen binlerce ihlal kararı ve ödenmesi gereken tazminatlar devam ediyor, AYM tazminatları da yakında baş ağrıtmaya başlayacak. Bu gidişle “Veririm parasını, hakları ihlal ederim” yaklaşımı da iflas edecek. İhlallerden vazgeçmeye niyetleri olmadığından sonunda AYM ve AİHM’e bireysel başvuru hakkından vazgeçmek zorunda kalacaklar.

Yapmak istedikleri diğer değişiklik iş, sendikalar ve sosyal güvenlik yasalarında. Konuyla ilgili yasaları birleştirip tek bir yasa yapmayı planlıyorlar. Milli tarih, milli coğrafya gibi isimlerden sonra; şimdi de bu yeni yasaya “Türk İş Kanunu” gibi garip bir isim vermeyi düşünüyorlar. İş Kanunu ve diğerleri de her şey gibi “yerli ve milli” olacak. Yerli ve milli göz boyaması ile iş, sendika, sosyal güvenlik, işçi güvenliği gibi konularda var olan hakları da tırpanlayıp tam patronların istediği gibi bir çalışma düzeni oluşturmaya çalışıyorlar.

Diğer bir hazırlık da Avukatlık Kanunu’nda. Apartman dairelerinde kurdukları sözde hukuk fakülteleri ile yüz binlerce hukuk mezunu yarattılar. Büyük açığa rağmen bu mezunları hakim, savcı almadıkları ve bürokraside de hukukçu yerine AKP’li torpilli imamları tercih ettiklerinden avukat sayısı ciddi oranda arttı. Genç avukatlar kendi bürolarını açamıyor, başka avukatların yanında asgari ücretle, hatta stajyerlerin bazıları asgari ücretin de altında çalışmak zorunda kalıyor. Çare olarak avukat olmayı zorlaştıracaklar. Uyduruk hukuk fakültelerinden mezun olan hukukçular bu sınavlarla elenecek. Yüz binlerce hukukçu işsizler ordusuna katılacak ya da motosikletli kuryelik yapacak. Çoklu baro düzenlemesi ek işe yaramadığından “yerli ve milli avukat” yaratmak için yeni kurnazlıklara başvuracaklar.

Tabii bu girişimlerin engellenmesi mümkün. Yerel seçimlerde iktidara güçlü bir tokat, hazırlıklarını durdurur. Önceki seçimlerde başvurdukları her türlü hile ve usulsüzlüğe elbette bu seçimde de başvuracaklar. Daha şimdiden oy pusulasındaki sıralamada hile yaptılar. Seçmen kaydırmalarına, bir evde iki yüz elli kişi ikamet ettirmeye başladılar.

Hile ve usulsüzlüklere rağmen, YSK’ye rağmen yerel seçimlerde iktidar yenilgiye uğratılabilir.

Bunun için en geniş birliği yaratmak; birliği engellemek için, demokrasi güçlerini bölmek için her zaman olduğu gibi yoğun çaba sarf eden münafıkların sesini susturmak gerekiyor.