Böyle demokrasi olmaz
Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA
6 Şubat depreminin birinci yıl dönümü. İktidar bu bir sene boyunca yaptıklarıyla halkın yaralarının iyileştirilmesini değil yine rantı düşündüğünü gösterdi. Kaç ev yaparım, bu evlerden yandaşlarım ne kadar kazanır, ben de ne kadar komisyon alırım hesabı burada da yapıldı.
Cumhurbaşkanı son konuşmasında yerel seçimlerde iktidarın adaylarına oy verilmesi gerektiğini, aksi takdirde yerel yönetimlerin merkezi iktidardan maddi destek göremeyeceğini söyledi. Örnek olarak da Hatay’ı gösterdi. Muhtemeldir ki yazılı metinden okumadığı için sözlerinin vahametini düşünemedi. Erdoğan, kendilerine oy vermeyenlere merkezden maddi destek verilmeyeceğini açıktan ilan ederek seçmenleri tehdit ediyordu.
Gerçi, Erdoğan bu sözleri söylemese de herkes iktidarın böyle davranacağını biliyor. Zaten 2002’den beri böyle yapıyor.
Depremden sonraki ilk seçimde iktidarın ilk üç günkü hareketsizliği, depremzedelere ayrımcılık yaparak toplanan yardım maddelerini dağıtması, yeniden inşada yandaş kayırması halk tarafından bilinmesine rağmen, depremzedelerin iktidara beklenenin üzerinde oy vermesi bu nedenleydi. Pek çoğumuz kızdık. İktidarın deprem sonrası yaptıklarını bizden iyi biliyorsunuz, neden hâlâ onlara oy veriyorsunuz dedik. Stockholm Sendromu (İşkencecisine aşık olma) diyenlerimiz oldu. Ama halk iktidarı tanıyordu. Zaten sadece yandaşlarını kayırıyor, oy vermezsek bizi hepten cezalandırır diye düşündüler. İktidar da bunu bildiği için, bu kez tepki oyu vermemelerini sağlamaya çalışıyor depremzedelerin, açıktan tehdit ediyor. Bana oy vermezseniz beter ederim diyor.
Depremzedeleri anlamak lazım. Kafasına silah dayanmış biçare psikolojisi ile hareket ediyor. Fakat diğer insanları anlamak zor. Hele seçime giren siyasi partileri, sözde hakem olan YSK’yi anlamak mümkün değil. Bunların ayağa kalkması lazımdı. Böyle seçim yarışı olmaz. Böyle demokratik seçim olmaz. Böyle demokrasi olmaz.
Hiçbir siyasi parti, hiçbir aday; seçmenleri bana oy vermezsen sana devlet hizmeti vermeyeceğim diyemez. Devletin olanaklarından yararlanmasını engelleyemez. İktidar böyle söylerse, böyle davranırsa (ki davranıyor) o zaman da hizmet alamayanlar, devlet olanaklarından eşit yararlandırılmayanlar devlete vergi vermez, asker vermez. Kendi olanaklarını kendi için kullanır. Bu en doğal hakkıdır. Magna Carta ve Sened-i İttifak’ın önemli maddelerinden bazıları bu konuları bağıtlar.
1215’den 800 sene sonra bir iktidar diyor ki bana oy vermezsen sana ayrımcı davranırım, hizmet vermem, maddi olanakları kısıtlarım. Türkiye’de işte bunun için demokrasiden bahsedemiyoruz. Hiçbir zaman da demokrasi olmadı. Böylesine merkezi bir iktidarın olduğu hiçbir ülkede demokrasi olmaz. Burjuva demokrasisi dahil.
Seçilen belediye başkanlarının ertesi gün görevden alınmasına ses çıkarmayan partilerden Cumhurbaşkanının tehditlerine karşı çıkmasını beklemek abes belki de ama yine de insan mevcut olandan daha fazla tepki bekliyor en azından demokrasi vadeden partilerden.
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48