İsim değiştiren kulüpler için yeni bir dönem

Spor kamuoyunu biraz takip eden herkesin bildiği üzere, futbol kulüplerimizin en çok sevdiği şeylerden birisi de isim değiştirmek. Hatta bir aşamadan sonra, ismini ‘sahiplendikleri’ eski kulübün neredeyse tarihini bile sahiplenmiş gibi görünmekten pek de beis duymazlar. Onun taraftarını da sahiplenirler, stadyumunu da tesislerini de… Tek bir şeyi hariç: Borçları. Çünkü borçlar ‘eski’ kulübündür.

Ya da yeni bir deyişle: Borçlar, ‘eski’ kulübündü. Artık değil.

Avukat Fatih Şaşıoğlu, geçtiğimiz günlerde çok ilginç bir yazı paylaştı. O yazıyı kaynak alarak kısa bazı detaylar aktaracağım. Çünkü bu detaylar önemli ve isim değiştiren kulüpler için yeni ve sancılı bir dönemin müjdecisi.

Bucaspor 1928’i duymuş olma ihtimaliniz var. Bu kulübe dair detaylı bir yazıyı 13 Haziran 2023’te “Bu Buca, o Buca değil” * başlığıyla kaleme almıştım. Kısaca özetleyeyim: Bucaspor’un Başkanı Cihan Aktaş’ın, yönetimine geçtiği Tire 1922’nin adını Bucaspor 1928 yapması ile ortaya çıkan futbol kulübü. Şu anda da 2. Lig’de mücadele ediyor.

Eduardo Fernandes Pereira Gomes (Dady) isimli bir futbolcu var. Bu futbolcu, CAS’a giderek Bucaspor’dan toplam 816 bin avroluk alacağı olduğunu teyit ettiriyor. 09.04.2020 tarihinde FIFA Uyuşmazlık Çözüm Kurulu da bu borcu kesinleştirerek Bölgesel Amatör Lig’de oynayan ‘orijinal’ Bucaspor’a 3 dönem transfer yasağı getiriyor. Fakat Dady, 04.02.2021 tarihinde yeni bir dava açarak Bucaspor 1928’in, bir önceki kulüple aynı ismi, logoyu, renkleri ve tesisleri belirtiyor. FIFA bu konuyu TFF’ye soruyor ve TFF’den iki kulübün aynı sportif geçmişi paylaşmakla birlikte farklı hukuki kişiliklere sahip oldukları, Tire 1922 kulübünün bir dizi değişiklik geçirmesi sonucu yeni halini aldığı dönüşünü alıyor. Tabii, kelimeleri bu kadar süslemelerine rağmen FIFA DRC, yeni kulübün bir önceki kulübün devamı olduğu konusunda mutabık oluyor ve futbolcunun talebini kabul ederek Bucaspor 1928’e transfer yasağı getiriyor. Yeni Buca takımı ise bu karara karşılık CAS’a giderek temyiz başvurusu yapıyor.

CAS iki Buca takımını da isim, logo, renkler, futbolcular, stadyum, rekabet edilen lig, sportif geçmiş, teknik ekip, yöneticiler, hukuki statü, kulüp merkezi, web sitesi ve sponsorlar gibi kriterler üzerinden karşılaştırarak mevcut kulübün bir öncekinin devamı olduğuna kanaat getirerek yeni kulübün önceki kulübün borçlarından sorumlu tutulacağına hükmediyor.

CAS, verdiği kararda özellikle şu hususun altını çiziyor: “Yeni kulüp, kendisinden önceki kulübün sadece reklam değerini ve pozitif yönlerini seçmekte özgür değildir. Önceki kulübün sorumluluklarının kabul edilmemesi hukuka uygun bulunmamıştır.”

Benzer bir süreç, Mersin İdman Yurdu’ndan alacaklı olan Spas Delev, Ivan Saraiva de Souza ve Danilo Petrolli Bueno isimli futbolcuların açtıkları davada da geçerli oldu. Yeni Mersin İdman Yurdu’nun tıpkı Buca örneğinde olduğu gibi ‘orijinal’ Mersin İdman Yurdu’nun taraftar dernekleri bazında dahi devamı hüviyetinde olduğu FIFA Disiplin Komitesinin gözünden kaçmayınca bu üç futbolcunun borçlarından da sorumlu olduğuna dair kararlar çıktı.

Avukat Şaşıoğlu’nun** önemli bir uyarısı da var: Bu kararların, halihazırda isim değiştirmiş biçimde yola devam eden kulüpleri kendiliğinden borçlu tutacak nitelikte olmadığını, sadece ilgili futbolcular açısından sonuç doğurduğunu not düşüyor.

Ancak böyle giderse, isim değiştirmiş kulüplerin o unutmak istediği borç defterleri kısa sürede açılacağa benziyor. Tıpkı, olması gerektiği gibi!