07 Şubat 2024 04:50

İstanbul seçimleri için kritik günler     

Tuncer Bakırhan, Tülay Hatimoğulları ve Özgür Özel

Fotoğraf: CHP Basın

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve genel olarak Cumhur İttifakı sözcülerinin açıklamaları, önceki yerel seçimlerde kaybettikleri büyükşehir belediyelerini geri alabilmeyi 31 Mart takvimlerinin en kritik gündemi olarak gördüklerini gösteriyor. Bu hedef bakımından gözlerin dikildiği en büyük kent ise doğal olarak İstanbul.

Muhalefet açısından ise, oy temsil gücü bakımından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) başta olmak üzere, daha önce AKP’yi zayıflatmak adına Ekrem İmamoğlu’na oy vermiş olan sol, sosyalist parti ve güçlerin alacağı tavır merak ediliyor. Zira, İstanbul’da önceki yerel seçimlerin ilk turunda az farkla kazanılan sonucun, başta HDP olmak üzere CHP dışından gelen oylarla mümkün olabildiği gibi bir matematik herkesin hafızalarında duruyor.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin MYK toplantısında alınan kararları paylaştığı 4 Şubat 2024 tarihli açıklamasında, İstanbul seçimlerine kendi adaylarıyla girme kararı aldıklarını ifade etmişti.

DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık’ın, Edirne Cezaevinde Selahattin Demirtaş ile görüşmesi sonrası Medyascope’tan Ferit Aslan’a yaptığı açıklamada yer alan, “Demirtaş, Sakık’a, yerel seçimler için DEM Parti’nin derli toplu bir şekilde hazırlanması gerektiğini ve son genel seçimde yaşanan kayıpların telafi edilmesi gerektiğini söyleyerek, ‘DEM Parti kimsenin payandası değil’ dedi.” ifadesi çok tartışıldı. Haberde, yer alan, “Şimdi kendi adaylarımız ile seçime gireceğiz diyoruz, onlar ‘İmamoğlu kaybeder’ diyorlar. Bu bizim sorunumuz değil.” ifadesi ise Sakık’ın kendi yorumu olmasına rağmen, Demirtaş’ın “DEM Parti kimsenin payandası değil” cümlesinin devamını destekleyen bir ifade olduğu için, sanki o cümle de Demirtaş’a aitmiş gibi birleştirilerek tartışıldı.

Yaptığımız ve kaynak açısından isim vermemizin doğru olmayacağı görüşmelerden hareketle içinde bulunduğumuz aşamayı şöyle ifade edebiliriz. Öncelikle, “DEM Parti kimsenin payandası değil” vurgusu daha önce Öcalan tarafından HDP açısından ifade ettiği açıklama ile uyumlu bir vurgu.

DEM Parti tarafında, bu yaklaşımın belirli hesaplarla AKP’nin kazanması ihtimalini güçlendirmeye yönelik bir tercih kullanma biçiminde yorumlanıp DEM Parti’nin de bu açıdan sıkıştırılmasına bir tepki var. Bu yaklaşım, doğrudan siyaset, yol ve yöntem empoze edici bir yaklaşım olarak görülüyor. DEM Parti’nin, daha önceki seçimlerde Türkiye’nin toplamında demokrasi güçleriyle birlikte hareket etmeyi önemsediklerini, bundan sonra da bu perspektif korunarak ama artık geçmiş seçimlerdeki deneyim ve sonuçlar dikkate alınarak yol yürünmesi gerektiği şeklindeki siyaseti belirginleşmiş durumda. Son seçimlere dair hem parti tabanı hem de organlarının geldiği nokta açısından böyle bir özet yapabiliriz. Bunun nedenlerine dair ayrıntılar çok tartışıldığı için bu yazıda tekrar etmeyelim.

Önemli düzeylerdeki isimlerde yaptığımız görüşmeler sonrası, DEM Parti’nin önümüzdeki günlerde (DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan bu tarihi 9 Şubat olarak açıklamıştı) adaylarına dair yapacağı açıklamada İstanbul Büyükşehir adayı da yer alacak. Bu kesin bir cümle olarak ifade edildi. Bu ismin kim olacağı konusunun ise henüz netleşmediği dile getirildi.

CHP ile DEM Parti arasında diyalog süreci devam ediyor. CHP açısından hem parti içi dengeler, hem Cumhur İttifakı tabanından gelen baskılar hem de oy gelebileceği hesabı yapılan muhafazakar seçmenin kaybedilmemesi gibi türlü gerekçeler, bu diyalog sürecinin kamuoyu önünde açık bir ittifak süreci olarak yürütülmesinin önündeki engeller olarak gözüküyor.

DEM Parti ise, daha önce dokunulmazlıkların kaldırılmasına CHP’nin verdiği destek ve Zafer Partisi ile son seçimlerdeki protokol sürecine kadar uzanan bir dizi gelişmeyi de dikkate alarak, “Kazanacaksak birlikte kazanalım” noktasında duruyor.

Şu an açısından net olan DEM Parti’nin önümüzdeki günlerde İstanbul Büyükşehir için de aday açıklayacağı. Peki bu aday kim olacak ve CHP ile sürdürülen müzakereler sonrası çekilme ihtimali olacak mı?

Açıklanan aday üzerinden muhtemelen bir profil tartışması da yapılarak ondan sonraki tahminler konuşulacak. Sonrasına dair sorularımız karşısında DEM Parti tarafından yansıyan tutumun, açıklanacak ismin daha sonra çekilme ihtimalinin çok da güçlü olmadığı yönünde. Tamamen ihtimal dışı değil, ama güçlü bir ihtimal olarak da görülmemeli.

Böyle bir zamanda, bir gazeteciye, böyle bir sorunun net yanıtını vermek zaten baştan ‘El zayıflatan’ bir tutum olacağı için kuşkusuz belirli bir sınıra kadar konuşuluyor. Yaptığımız görüşmelerdeki bu temkinliliği anlıyoruz.

DEM Parti tarafı, CHP ile iş birliği sürecinde komisyonlar düzeyinde belirli noktalarda ilerleme kaydedildiğini düşünse de, bu nokta, henüz İstanbul’da aday çıkarma yönündeki açıklamalarını gözden geçirmeyi gerektirecek bir nokta değil.

Haber kısmı böyle. Bizim görüşümüze gelince. İmamoğlu eğer İstanbul’da DEM Parti ve daha önce oy almış olduğu tüm güçlerin yeniden desteğini almak istiyorsa, belediyecilik anlayışına ilişkin politikalar dahil olmak üzere bir iş birliğini mümkün kılacak her konuda, iş birliği ve destek talep ettiği tüm güçleri açık bir biçimde dikkate almalı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa