16 Şubat 2024 04:45

Ukrayna savaşı üçüncü yılına girerken yıkım tablosu

Ukrayna askerleri

Fotoğraf: Diego Herrera Carcedo/AA

Paylaş

24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı haftaya üçüncü yılına giriyor. Değişik kaynaklara göre bugüne kadar on binlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonlarcasının yerinden yurdundan olduğu bu acımasız savaşın ne zaman biteceğine dair henüz ufukta bir ışık yok.

Işık yok ancak Ukrayna’nın kendi kaynaklarıyla bu savaşı sürdürecek mecalinin kalmadığı da ortada. Yıllık bütçesinin yüzde 35-40’ını askeri harcamalara ayırmak zorunda kalan Ukrayna yönetimi, eğer NATO üyesi ülkelerden askeri ve mali destek almamış olsaydı, Rusya ile müzakere masasının kurulması için çoktan ara bulucuları devreye koymuştu. Ancak savaş Ukrayna ile Rusya arasında değil, NATO’yla Rusya arasında sürdüğü için, durum görünenden de karmaşık.

Askeri gücü Rusya’ya yetmeyen Ukrayna, gelinen aşamada cepheye gönderecek yeni asker bulmakta dahi zorlanıyor. Önceki gün Süddeutsche Zeitung’da Florian Hassel’in yazdığına göre, Londra Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezinin “Military Balance 2024” raporunda Ukrayna’nın halen 800 bin aktif askeri bulunuyor. İki yıl içinde yüz binlercesi öldürülmüş, yaralanmış, sakat kalmış. Kayıpların yerine cepheye asker gönderilmek için alınan önlemler de işe yaramamış. Çünkü askerlik çağındaki Ukraynalı erkekler cephe yerine yurt dışına çıkmayı tercih ediyorlar.

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı, 2024’ün sonuna kadar 500 bin yeni askere ihtiyaç duyulduğunu açıklamış ve bu temelde bir “seferberlik yasası” hazırlanmış ve 7 Şubat’ta mecliste az bir farkla kabul edilmişti. Ukraynalı erkeklerin yurt dışına çıkmasını engelleyen, üniversite öğrencilerinin askere alınmasını öngören yasanın son haline 21 Şubat’ta karar verilecek.

Ukrayna’nın sadece asker değil, aynı zamanda mühimmat eksikliği yaşandığı da haber veriliyor. Pazar günü Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung’un “Ukrayna’da mühimmat tükeniyor” başlığıyla yayımlanan haber-analizinde Ukrayna ordusunun günde en az 5 bin, yılda 1.8 milyon mermiye ihtiyaç duyduğunu ancak bu yıl içinde Avrupa ve ABD’nin gönderdiği mermi sayısının günde 3 bin 600, yılda 1.3 milyona denk geldiğini yazdı. Haberde, ABD’nin desteğini çekmesi durumunda bu sayının günlük 3 bine düşeceği ifade edilirken, gerekli durumda Avrupa’nın parasıyla ABD’den mermi alınması da öneriliyor.

Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle en fazla kazanan silah tekelleri arasında yer alan Alman silah tekeli Rheinmetall, bu tartışmaların ortasında Başbakan Olaf Scholz’un yanı sıra Danimarka ve Polonya başbakanlarının katılımıyla bir mühimmat fabrikasının temelini attı. Fabrikada yılda 200 bin top mermisinin yanı sıra patlayıcı ve roketatar parçaları üretilecek. “Mühimmat eksikliği” haberleri büyük olasılıkla fabrikanın kuruluşunu daha etkili duyurmak içindi. Ukrayna’daki mühimmat eksikliği haberleri çıkmaya başladıktan sonra bu yılın başında 287 avrodan satılan Rheinmetall’in bir hissesi rekor artış denilebilecek şekilde 365 avroya kadar çıktı.

İki yılın sonunda Ukrayna için karamsar, silah ve savaş lobisi için parlak bir tablo görünümü var. Özellikle ABD Kongresinin yapılması planlanan 50 milyar dolarlık mali yardım desteğini reddetmesinden sonra ortalık bir anda adeta alabora oldu. Ardından, Cumhuriyetçilerin Başkan Adayı Trump’ın Rusya’nın saldırması durumunda NATO’ya yardım etmeyeceklerini, ardından Avrupa’nın kendi güvenliği için askeri harcamaları artırması gerektiği yönündeki açıklamaları gelince Avrupa’da epey hararetli tartışmalar yaşandı.

ABD Kongresi, salı günü daha önce reddettiği Ukrayna, İsrail ve Tayvan’ı kapsayan 95 milyar dolarlık bütçeyi kabul edince Avrupa biraz derin nefes aldı.

Ancak aynı durumun birkaç ay sonra yeniden kapıyı çalacağını da bütün ülkeler biliyor. Trump’ın seçimleri kazanması durumunda ABD’nin Ukrayna savaşını Avrupa’ya ihale edeceği bir süredir değişik düzeylerde ifade ediliyor. Trump da son açıklamalarıyla bunu ilan etmiş oldu. Seçim meydanlarında “önce Amerika” sloganına bağlı olarak savaşın faturasının Amerikan halkına kesilmesine karşı çıkacağı, böylece oy toplayacağı anlaşılıyor.

ABD’deki muhtemel başkan ve politika değişimine hazırlanan Avrupa ülkeleri, bu tablodan müzakere yoluyla savaşı bitirme yerine daha fazla silahlanmayla yanıt vermeyi planlıyor. Bu çerçevede ilginç sayılabilecek gelişmeler de yaşanıyor. Almanya, 5-8 yıl içinde Rusya’nın bir NATO ülkesine saldıracağından hareketle tam anlamıyla savaş hazırlıkları yapıyor. Bu konuda kamuoyuna yansıyan “Almanya operasyon planı” var. Bununla yetinmeyen Almanya, üç gün önce Brüksel’de Hollanda ve Polonya ile önemli bir anlaşma imzaladı. Anlaşmada, üç ülke arasında asker, askeri teçhizat, silah dolaşımı serbest olacak. Buna da “Askeri Schengen” diyorlar. Muhtemelen gelecekte başka ülkeler de buna dahil olacak. Aynı günlerde Almanya, Fransa, Polonya dış işleri bakanları arasında bir “AB askeri birliğin” kurulması, ortak silah üretimine geçilmesine karar verildi.

Almanya Avrupa’nın en büyük askeri gücü olma yönünde adımlar atıyor. Uzunca bir süredir ABD’den, NATO’dan bağımsız bir Avrupa ordusunun kurulmasını savunan Almanya, Trump’ın ikinci kez başkanlık koltuğuna oturması durumunda bu süreci hızlandıracak gibi görünüyor. Dolayısıyla Berlin’de savaşın bitmesi değil daha geniş bir sahaya yayılmasının planları yapılıyor. Tablo bu açıdan da olumsuz görünüyor.

Savaşın ve silahlanmanın faturasını ödeyen halkların, emekçilerin bu gidişata karşı çıkması süreci tersine çevirebilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa