Karıncalar gibi
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/172931.jpg)
Kaynak:Ryoji İwata/ Unsplash
BİR GÜL
Toprağından koparılmış bir gül kanatmaz dikenleriyle elleri. Dağılarak yaprak yaprak. Solar gider düşleri.
KARINCALAR GİBİ
Ayağa kalkıp yürüdükçe açılır yollar. Aşarak engelleri. Sırt sırta verdikçe. Sıra sıra yürüdükçe yan yana. Karıncalar gibi.
TUTULMA
Her sabah “Üsküdar’a gidelim, Üsküdar’a gidelim” diye guruldar kumrular. Bir sabah Üsküdar’a uçtu biri. Dilinde tüy bitirerek söylediği Üsküdar, onun özlediği değildi. Dili tutulup orda kaldı. Dönmedi. Öteki kumrularınsa sesi çıkmadı bir daha.
YOL GÖSTERİCİ
Adayım. Başımın göğe erdiği. Denizin ıslatmadığı. Güneşle ışıyan. Ayla yıldızlarla karanlığa meydan okuyan. Yol gösteren deniz feneri. Bölerek denizi.
ADA BATTI
Deniz bütün heybetiyle yüklenir adaya. Dalgalar gider gelir, ıslanmaz bir çakıl taşı. Kumsal güneşli kalır. Üst üste binen evlerle, yığılan kalabalıkla, kesilen ağaçlar, yanan çamlarla bitirdiler adayı. Yağmurla, sellerle batırdılar.
KASABANIN IŞIĞI
Geceleri ağaçların arasında gezen yuvarlak bir ışıkla aydınlanır kasaba. Ayın gülen yüzüyle. Aynıdır ağaç direklerin altını aydınlatan sıra sıra ışık da.
YAŞATAN ÖYKÜLER
Füruzan yaşamasının içinden geçen öyküler yazdı. Aramızdan ayrılışıyla bıraktığı boşluğu öyküleri dolduracak. Yaşatarak.
KUŞ İLE KEDİ
Bir kuş düştü ağaçtan. Tünediği dalı kemirirken açlıktan. Kuyruğu kopuk bir kedi. Fare kapanına kaptıran. Peyniri yemek için hırsızlıktan.
Evrensel'i Takip Et