22 Şubat 2024 04:46

İkiyüzlülüğün ahlakı

Sarı kart gösteren hakem

Görsel: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel

Paylaş

VAR’ın devreye girmesinden bu yana birileri, “VAR kayıtları açıklansın” teranesini dilinden hiç düşürmedi. Kimdi bunlar? Bazı VAR kararlarından memnun olmayanlar tabii ki.

Kafalarına, hakemler aracılığıyla kendilerini engellemeye/durdurmaya yönelik birtakım tezgahlar kurulduğu inancını yerleştirmişler. VAR kayıtlarının açıklanmasıyla bu tezgahlarla ilintili kanıtları bulacaklarını sanıyorlar…

Evet, sahadaki hakemler de zaten VAR odası ile kurdukları iletişim çerçevesinde hangi takıma nasıl destek, hangi takıma nasıl köstek olacaklarının planlamasını yapıyor, bu konuda birbirlerine yol gösteriyorlardı!..

Kendileri hep bir hinlik peşinde olduğu için başkalarını da kendileri gibi biliyor bu VAR yaygaracıları.

Hakemler üzerinde, hakaretten tacize ve tehdide kadar her türlü ahlaksızca baskıyı yarat, hakemleri algı oluşturma faaliyetinin baş malzemesi yap, sonra da “VAR kayıtları açıklansın” diye zırla… 

Öyle arızalı bir kafa ki bu, VAR kayıtlarındaki normal konuşmaları bile kendine göre yorumlayıp aradığı kanıtı bulduğunu iddia edebilir...

Skor odaklı bakış, oyunun mutlak kültürel belirleyicisi haline gelmişken, komplo kurgularının, hakem ve VAR tartışmalarının asla sonu gelmez…

Oyunun seviyesi düşük. Bunu herkes görüyor, söylüyor. Bu nedenle hiç kimse oyununa güvenmiyor. İşi garantiye almak için saha dışında yoğun bir manipülasyon faaliyetine girişiyorlar. Bunu yaparken bir yandan da rakiplerini algı operasyonu yürütmekle suçlamayı ihmal etmiyorlar. Sportif rekabet bizde bu şekilde yürüyor!..

Skor kaygısını, rakiplere saygılı tavırlar, haysiyetli faziletli mücadele ve güzel oyun beklentisi gibi insanı iyi hissettirecek olguların gerisinde tutanlar için kayda değer hiçbir anlam barındırmayan alabildiğine yavan bir futbol ortamı..

Kazanmak öylesine saplantılı bir hedef haline geldi ki, artık hiç kimse kendi maçına bakmakla yetinmiyor. Hatta kendi maçından çok, belki bir falso, bir yamuk yakalarım diye, çekiştiği rakibinin/rakiplerinin maçına bakıyor. Her bir pozisyonu ayrıntılarıyla inceleyerek ahlaksızlığın ipuçlarını arıyorlar...

Hiç kimse kendi ahlak anlayışını sorgulamıyor. Herkes dikkatini kendi dışındakilerin ahlakına çevirmiş durumda. En çok, ahlaki yargılamalara ve insanları kafasına göre damgalamaya hevesli kişilerin sesi duyuluyor…   

İşe gelen/yarayan hakem hatalarından şikayet edeni duymuyoruz. Ama rakibin işine yarayan bir hata söz konusu olduğunda kıyameti koparıyorlar. Riyakarlığın daniskası!..

Özellikle sosyal medya platformları bu anlamda, fanatik pespayeliğin pervasızca boy gösterebildiği tam bir lağım çukuru…

Herkesi kendileri gibi zannedenler, hata yapan oyunculara anında “Kesin maçı satmıştır” damgası vurarak onur kıyımına girişiyorlar. İnsanları lekelemek, haysiyet yoksunları için bu kadar kolay işte…

Sezon sonu yaklaştıkça hata yapan oyunculara yönelik bu tür çirkefçe saldırılara daha sık tanık olacağız belli ki. Hiçbir kanıtları olmadığı halde türlü imalar, göndermeler yoluyla insanları lekelemeye çalışan alçaklardan geçilmiyor ortalık.

Ahlaksızlığı kendisine hak görürken, sürekli olarak başkalarında ahlaksızlık arayan ikiyüzlülerin hakimiyetindeki bir ortam hiçbir güzelliğe izin vermez…

Saygı, haysiyet, fazilet gibi sporun olmazsa olmaz değerlerinin yer bulmakta zorlandığı böylesi bir ortamda oyun da düşük seviyede kalmaya mahkumdur…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa