23 Şubat 2024 04:30

Avrupa halkları Ukrayna'da barış istiyor

Ukrayna

Fotoğraf: Elif Görgü/Evrensel

Paylaş

Bugün, 24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna Savaşı’nın 370. günü. Savaş başlayalı iki yıl oldu, yarın üçüncü yılına girecek.

Geriye dönüp bu iki yılda olanlara baktığımızda emperyalist, yayılmacı, sömürgeci haksız savaşların kaybedeninin halklar, kazananının egemen sınıflar ve onların savaş sanayisi olduğu net olarak görüldü.

Rus emperyalizminin sahip olduğu toprakları genişletme, etki alanını koruma amacıyla başlattığı bu savaşın asıl kaybedeni Ukraynalı işçiler, köylüler, gençler ve kadınlar. Bunlar arasında elbette Rusya’nın işgal ettiği Donbas bölgesinde yaşayan Ruslar da var. Onlar 2014’ten beri savaşı yaşıyor.

Ukrayna ve Rusya egemen sınıfları, geride bıraktığımız iki yıl içinde savaş üzerinden içeride işçi sınıfına ve emekçilere bir taraftan daha fazla yoksulluk, diğer taraftan demokratik hak ve özgürlükleri rafa kaldırmayı dayattı. Savaşa karşı çıkan bütün güçler “vatan haini” ilan edilerek susturuldu. Ukrayna’da muhalif güçler “Rusya’nın uşağı”, Rusya’da “NATO’nun uzantısı”, Avrupa’da “Putin dostu” sayılarak kriminalize edilerek susturuldu, hapse atıldı.

Seçimler Ukrayna’da rafa kaldırılırken, Rusya’daki seçimler ise Putin’in otoriter rejimine meşruluk kazandırmaktan öteye bir anlam taşımıyor. Zira, Putin’e kimin rakip olacağına Kremlin Sarayı karar veriyor.

Nereden bakılırsa bakılsın, her iki ülkede savaştan geriye kalan yıkımdan başka bir şey yok. Tablo bu olduğu halde savaşın ne zaman biteceğine dair ortada henüz bir belirti yok.

Buna rağmen savaşın hangi ülke tarafından kazanılacağı üzerinden hesaplar yapılıyor. Özel olarak ABD, genel olarak NATO’nun askeri ve ekonomik desteği olmadan Ukrayna’nın Rusya karşısında daha fazla dayanma gücünün kalmadığı az çok görülebiliyor. Hatta son haftalarda cepheden gelen haberlerde Rusya’nın kontrol ettiği alanı genişlettiği ifade ediliyor. Alman basınında çıkan bu haberlerin bir kısmının NATO’dan askeri ve ekonomik desteği artırma amaçlı olduğu anlaşılıyor.

İki yıl içinde gelinen aşamaya baktığımızda Ukrayna’yı Rusya’nın karşısında ayakta tutan NATO ve Avrupa ülkeleri, müzakere kapısının aralanması yerine, Rusya’yı her açıdan kuşatma stratejisine devam ederek, savaşın ömrünü uzatmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Kazanmak için gerekirse savaşı bölgeye yaymak seçenekler arasında. Son haftalarda öne çıkarılan senaryoların başında Rusya’nın bir NATO ülkesine saldıracağı geliyor. Şubat başında 90 bin askerin katılımıyla başlayan ve mayıs sonunda kadar devam edecek “Steadfast Defender” tatbikatının asıl maksadı da buna hazırlık yapmak.

Avrupa devletlerinin bu iki yılda çıkardığı sonuç, askeri harcamaları arttırarak, tatbikatlar yaparak, Zelenskiy’nin sırtını sıvazlayarak savaşı sürdürmek olurken, Avrupa halkları savaşın bir an önce bitirilmesini istiyor. Avrupa Dış İlişkiler Konseyinin 12 Avrupa ülkesinde (Avusturya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, İspanya ve İsveç) geçtiğimiz ocak ayında 17 bin 23 kişiye sorularak yapılan anketin sonuçları bunu net olarak gösteriyor. (ecfr.eu)

Ankete katılanların sadece yüzde 10’u Ukrayna’nın savaşı kazanacağına inanıyor. Rusya’nın kazanacağını düşünenlerin oranı yüzde 20. Ukrayna’nın savaşı kazanacağına inananlar yüzde 17 ile en fazla Polonya ve İsveç’te, en düşük ise Yunanistan (yüzde 2), Macaristan (yüzde 4) ve İtalya’da (yüzde 6).

Rusya ve Ukrayna’nın bir uzlaşmayla savaşı bitireceğine inananların oranı ise yüzde 37. Savaşın sonucunun ne olacağıyla pek ilgilenmeyenlerin oranı ise savaşa en fazla angaje olan Polonya (yüzde 44), Fransa (yüzde 41) ve Almanya’da (yüzde 40). Bu ülkelerde halk savaşın sonucuyla pek ilgili görünmezken, ülkeleri yöneten hükümetler askeri harcamaları alabildiğince attırarak eğitimden, sağlıktan, emeklilikten kesintiler yapıyor.

“Avrupa Ukrayna savaşı konusunda ne yapmalı?” sorusunda verilen yanıtlar da dikkat çekici. Toplamda, yüzde 31 Ukrayna’ya Rusya’nın işgal ettiği toprakları geri alması için destek verilmesini isterken, yüzde 41’i “Avrupa, Ukrayna’nın Rusya’yla barış anlaşması yapmasını sağlamalı” diyor.

Barış anlaşması isteyenlerin oranı Almanya’da yüzde 41, İtalya’da yüzde 52, Macaristan’da yüzde 64.

ABD’de Donald Trump’ın seçilmesi ve Ukrayna’ya askeri ve mali yardımları durdurması durumunda Avrupa’nın ne yapması gerektiğine sorusuna yanıt verenlerin yüzde 20’si “maksimum desteğe devam” derken, yüzde 33’ü “Yardımlar kesilsin ve Ukrayna Rusya ile barış için cesaretlendirilsin” görüşünde.

Anketin ortaya çıkardığı sonuçlar Avrupa halklarının savaşın daha fazla uzamasını istemediğini, savaşan taraflar arasında müzakere yoluyla bir anlaşma sağlanmasını istediğini net olarak gösteriyor. Bundan sonra önemli olan, anketle ortaya çıkan barış isteğini sokakta hükümetlere baskı yapmak için göstermek. Bu yapılmadığı takdirde, Avrupa’nın egemen sınıfları müzakere masasının kurulmasını erteleyebildikleri kadar erteleyecekler. Çünkü, savaştan beslenerek içeride baskıcı, dışarıda militarist yayılmacı politikaları hayata geçirmenin planlarını yapıyorlar.

Dolayısıyla her ülkede barış güçleri, savaşın bitmesi için zaman kaybetmeden kendi hükümetlerine daha fazla baskı yapmak için harekete geçmesi gerekiyor. Rusya’nın işgal ettiği topraklardan çekilmesi, Ukrayna’nın NATO’nun maşası gibi hareket etmesi ancak böyle engellenebilir.

Aksi takdirde, savaş uzun sürebilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa