25 Şubat 2024 04:38

Yeni iş yasası tuzağı

Fotoğraf: AA

Paylaş

Sermaye iktidarının kararlı yürütücüsü AKP iktidarının, 2019 yılından bu yana yeni bir iş kanununun hazırlığı içerisinde olduğu açıklandı. 5 yıldır gizli bir şekilde sürdürülen hazırlığı, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanı Mehmet Uçum’dan öğrendik.  Uçum’un ucube tek adam sisteminde, adalet bakanının da üzerinde, tek adamın hukuk alanındaki baş yardımcısı olduğunu not düşelim.

11 Ocak günü yandaş medyada yayımlanan habere göre, Uçum’un ev sahipliğinde Çankaya Köşkü’nde bir toplantı gerçekleştirilmiş, toplantıya Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da katılmış. Tek merkezden sunulan ve yandaş medyada yer alan haberde, Mehmet Uçum’un sözlerine yer verilerek, “Hukuk Politikaları Kurulunun 2019’dan bu yana Türkiye’de çalışma hayatındaki mevzuat dağınıklığını gidermek ve “Türk iş kodu” oluşturmak için uzun vadeli bir çalışma süreci başlattığı, 14 çalıştay ve 10 çalışma grubu toplantısı yapıldığı” aktarılmıştır.

Sonrasında ara ara yeni iş yasası hazırlığına ilişkin haberler servis edilmeye başlandığını gördük. Yandaş medyada yer alan bu haberleri zaman zaman kaynağından alıntılayarak diğer basın organları da yayımladı. Bu haberlerde “Haftalık çalışma süresinin 40 saate düşürülmesi”,  “İdari para cezalarının etkinleştirilmesi”, “Çalışanın merkeze alınması” gibi olumlu düzenlemeler öne çıkartıldı.

Şimdi bir soruyla milyonlarca işçi ve emekçi için bir tuzak kurulduğunu anlayabiliriz. İşçiler için iyi bir yasa hazırlanıyorsa, 5 yıldır devam eden hazırlıklar neden gizli yürütülüyor? Cevabı açık; çünkü bu hazırlık, şu anki yasal düzenlemeleri mumla aratacak hak kayıplarını getirecek. Nereden mi biliyoruz? Bu iktidarın geçmişte yaptığı yasalardan, hazırlıkların gizlenmesinden, haberlerin yandaş medyaya olumluluklar öne çıkarılarak servis edilip kamuoyunun yeni yasaya hazırlanma çabasından, orta vadeli program hedeflerinden biliyoruz.

AKP iktidarı döneminde çıkartılan işçi ve emekçileri doğrudan ilgilendiren yasaları ve yürürlük tarihlerini hatırlayalım:

-İşçiler için hak kaybı, patronlar için daha kolay sömürü demek olan esnek çalışma hükümleri, bu iktidar zamanında yasalaşan 4857 sayılı İş Kanunu ile geldi.  (2003)

-Emeklilik yaşını 65’e çıkartan, aylık bağlama katsayısını düşürerek emekli maaşlarının açlık sınırının da altına iten 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununu AKP iktidarı çıkardı. (2006)

-İş yeri ve iş kolu barajını güçlendirerek sendikal örgütlenmeyi zorlaştıran, sarı sendikaların gücünü korumasını, işçilerin sınıf sendikalarından mahrum olmasını sağlayan, iki satırlık itirazla toplu iş sözleşmesi yapabilmek için yetki almayı neredeyse imkansız hale getiren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu bu iktidar zamanında yapıldı. (2012)

-Zorunlu ara buluculuk uygulamasıyla işçilerin yasalarla tanımlanmış haklarının önemli bir kısmına patronların el koymasını sağlayan; işe başlatmama tazminatının enflasyon karşısında kuşa dönmesine yol açan, iş yerindeki kanuna aykırı uygulamalar için şikayet yolunu kısıtlayarak teftiş yolunu kapatan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu AKP iktidarının ürünü. (2017)

AKP’nin çıkardığı yasalara ek olarak orta vadeli programda 2024 yılının üçüncü çeyreğinde “İş gücü piyasalarının esnekleştirilmesi” hedefinin bulunduğunu hatırlayalım. Yukarıdaki tablo, “Türk iş kodu” denilen iş kanunlarındaki değişikliğin işçiler lehine sonuç doğuracağını düşünmeyi imkansız kılmaktadır. Birkaç “iyi” düzenleme ile birlikte olacaklar şunlardır: Kıdem tazminatının kaldırılması, esnek çalışmanın esas çalışma şekli olması, esnek çalışmanın bir sonucu olarak belirli süreli iş sözleşmesi, denkleştirme, geçici çalışma, ödünç işçilik, sınırsız ve koşulsuz alt işveren (taşeron) uygulaması ve daha aklımıza gelmeyen, işçiler için hak kaybı, patronlar için yeni sömürü imkanı demek olan bir dizi düzenleme.

Sonuç olarak, “Türk iş kodu” denilen yeni iş kanunu hazırlığı, sermaye iktidarı ve onun propaganda araçlarınca allanıp pullanarak sunulan bir tuzaktan ibarettir. Yeni kazanımlar sağlamayacak, aksine var olan hakları da geriletilecektir. Ancak işçi sınıfının toplam birikimi albenili haberlerle haklarının çiğnenmesine göz yummayacak kadar gelişmiştir. Sermaye iktidarının tuzağını bu birikimle boşa çıkartmak mümkündür.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa