"Dünümüzü getirin, yarınımızı verelim"

Son 19 maçında 2 galibiyet alabilen, 10 maçtır da kazanamayan Adana Demirspor’da (ADS) ödeme krizi, teknik direktör değişikliği, kadro revizyonu derken başkan da gitti. “Hakkın rahmetine kavuşana kadar başkanınızım” sözüyle kulübün aynı zamanda sahibi olduğunu da hep hatırlatan Murat Sancak, koltuğu “futbol aklımın yüzde 75’i” dediği Menajer Metin Korkmaz’a bıraktı. Adı meşhur “şike soruşturması”ndan önce şike suçlamalarıyla anılan, Mehmet Topuz’un transferi sürecinde Aziz Yıldırım tarafından suçlanan, tutuklansa da futbol dünyasındaki itibarından bir şey kaybetmeyen Korkmaz, Adana Demirspor macerasında başta bugün milli takım teknik direktörü olan Vincenzo Montella’nın getirilmesi olmak üzere “başarılı” olarak nitelenen icraatlara imza atmıştı. Sancak veda mesajında “koltuk devri”nin geçici olduğunu ima ediyor dolayısıyla Korkmaz’ın “terfi”sini fazla tartışmaya gerek yok. Zaten Sancak da “Niye, niçin diye sorgulamayın” diyor, “Öyle gerektiği için” diyor, “Sezon sonu basın toplantısıyla anlatırım” diyor. Eh kulübün sahibi, ne diyebilirsiniz!

Ama tabii insanın aklına sorular geliyor. Her şeyden önce Murat Sancak’ın ADS başkanlığını “görev icabı” üstlendiğini hatırlatmak lazım. Sancak’ın da sayısız kez vurguladığı üzere eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’nun sonuçsuz kalan ısrarları daha sonra “Kıramayacağı bir büyüğünün ricasıyla” göreve dönüşmüş, Sancak da kendi şartlarını (tek adam yönetimi) muhataplarına kabul ettirerek 2018 yazı itibarıyla köklü ve karizmatik camiaya hükmetmeye başlamıştı. Bu adı anılmayan ancak “Kırılamayacak bir büyük” olarak tarif edilen şahsın kim olduğunu tahmin etmek bedava! Türkiye’de yaşıyoruz, Sancak kendisine tebliğ edilen görevin “siyasi” olduğunu net şekilde hissettiriyor. Yani aklımıza çok uzun olmasa da kendisine “uzun adam” dedirten bir şahsiyet geliyor ister istemez. Bir başka cin fikir de siyasetin emriyle başlayan görevin siyasetin izniyle askıya alındığı yönünde… Sancak, veda mesajında takımın küme düşmeyeceğinin garantisini veriyor, sezon sonu basın toplantısıyla merak edilenleri yanıtlayacağını söylüyor, kulübü bu hale getirenlerle daha yüksek sesle uğraşacağını vurguluyor. Herkesin aynı “tek adama” bağlı olduğu düzende bunca ima, suçlama, memnuniyetsizlik de enteresan!

Bir başka ihtimal de Sancak’a verilecek yeni görevin federasyon başkanlığı olması. Suyu ısınan, kimsenin memnun olmadığı, herkesin tehdit edildiği, yönetiminde hakem bile dövülen Mehmet Büyükekşi’ye “yetheeeer” mi dendi? Karizma yoksunu başkanı, ağzı laf yapan bir liderle değiştirme vakti mi? Sancak daha önce “Asla federasyon başkanı olmam ama olursam da yıkıp baştan yaparım” demişti. Büyük konuşmaya gerek yok, Türkiye’de bu işler doğru Saray’dan açılacak bir telefona bakıyor.

Bakmayın siz afra tafralarına, “fedakarlık” vurgularına. Futbol, bu tip patronlar için müthiş bir “win/win” oyuncağı. “Adana’ya Adanalıdan çok hizmet ettim” diyen Sancak’ın iddialarının aksine ADS-Sancak ilişkisi sadece ADS’yi yeniden Süper Lig kulübü yapmadı. Murat Sancak’ın da 2018’e kadar uğradığı suikast girişiminden, “Ethem Sancak’ın yeğeni” olmaktan ibaret olan adı celebrity’liğe yükseldi. Sabah programı yapsa izlenir, federasyon başkanı olsa futbolun o dillere destan “paydaşlarını” -en azından bir süreliğine- memnun eder. Peki tüm bunlardan Adana Demirspor’a kalan ne olur? “Bize dünümüzü getirin size yarınlarımızı verelim.” Böyle deniyordu meşhur bir Adana Demirspor pankartında. Kehanet kendini gerçekleştirmez inşallah!