01 Mart 2024 08:31

Ekonomik büyüme analizi: Oburu şişti ve açı çoğaldı!

Erdoğan simit dağıtırken

Fotoğraf: DHA

Paylaş

AB ülkeleri arasında en fazla büyüyen ülke…  

Dünyanın en ‘gelişmiş’ 20 ekonomisinden oluşan G20 içinde 4.

Dünyadan pozitif ayrıştık.

Bunlar, Türkiye ekonomisi 2023 yılı büyüme performansına ilişkin yorumlar.

***

Türkiye İstatistik Kurumu dün açıkladı: Ülke ekonomisi 2023 yılında yüzde 4.5 oranında büyüdü!

Ve gerçekten söylendiği gibi geçen yılki ‘performansı’ dünyanın en büyük oranları arasında. Hindistan, Çin ve Endonezya’nın hemen ardında yer alıyor.

Diğer büyük ekonomilerin verileri düşük!

ABD                yüzde 2.5!

Japonya          yüzde 1.9!

İngiltere          yüzde 0.1!

Almanya ise yüzde 0.3  oranında küçülmüş.

Türkiye’nin büyüme oranı bunların yanında hiç de fena durmuyor; “Kişi başı geliri 60 bin dolarlık ABD, 40 bin dolarlık AB ile 10 bin dolarlık Türkiye büyüme oranları dümdüz kıyaslanır mı hiç?” sorusunu bir kenara bıraktığımız da.

***

Türkiye ekonomisi 14 çeyrektir büyüyor.

2023 yılındaki büyüme ile milli geliri (GSYH) 1 trilyon 119 milyar doları buldu. Milli gelir

ilk kez 1 trilyon doların üzerine çıktı.

Kişi başı milli gelir ise… 13 bin 110 dolar seviyesine yükseldi.

Bu ‘ışıltılı’ verilerin arasında asıl soru şu: Büyüme refah sağladı mı; veriler ne diyor?

İŞÇİYE EMEKÇİYE NE DÜŞTÜ?

Bir kez daha altını çizelim: TÜİK’e göre kişi başı milli gelir 13 bin 110 dolar.

Bu ortalama herkese eşit değil; birilerine milyon dolar, birilerine 200 dolar, toplamını nüfusa bölünce 13 bin 110 dolar.

Ama bu ortalama birileri için hayal!

Misal aylık 500 dolar alan 10 milyon asgari ücretli... Yılda 6 bin dolar alıyor; yani kişi başı milli gelirin anca yarısını… 

Daha beteri de var!

Misal aylık10 bin TL yani sadece 300 dolar alan 10 milyon emekli. Onların payına yıllık anca 3 bin 600 dolar düşüyor; yani ortalama milli gelirin dörtte biri!

Bu veriler büyürken sömürünün katlandığını gösterir.

***

Bu büyümeden iş gücüne, emekçiye pay düşmüyor. Seçim dolayısıyla yapılan sözüm ona onca ödemeye rağmen.

Birileri TÜİK’in verilerine bakıp şöyle diyebilir: İş gücü ödemeleri milli gelirden geçen yıl yüzde 26.3 pay alıyordu, bu o oran 2023 yılında yüzde 32.8 oldu.

Bu artışın sebebi EYT yoluyla emekli olanlardır; daha doğrusu milyonlarca EYT’linin aldığı kıdem tazminatı.

Geçici (dönemsel) bir yanılsama, gelir dağılımında düzelme yok. Geçen yılın son çeyreğinde bu pay tekrar yüzde 30’un altına inmiş, yüzde 29.7’ye…

Görüldüğü gibi verilen geri alınıyor.

***

Verilen geri alındığına en iyi kanıt, açlık ve yoksulluk sınırı.

İşçi sendikaları konfederasyonlarından Türk-İş, çalışanların geçim koşullarını ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını her ay ortaya koyuyor.

Türk İş şubat ayı verilerine göre…

Yoksulluk sınırı 53 bin liraya dayandı.

Açlık sınırı ise 16 bin 257 lira… Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı bu!

***

Yine sendikanın hesabına göre… Sadece aylık gıda enflasyonu yüzde 8’i aşıyor.

Buna bütçe mi dayanır?

Gıda fiyatları uçar tabi! Türkiye ekonomisi büyürken tarım küçülmüş. Çünkü hükümet tarımı yetim bırakmış.

Bırakmaya da devam edecek.

Tarım Yasası’na göre… Tarım ve hayvancılığa ayrılacak destekleme bütçesi, o yılın milli gelirinin yüzde 1’inden az olamaz.

Gel gör ki hükümetin umurunda değil.

2024 yılında 91.5 milyar lira destekleme ödemesi öngörülüyor. Oysa yasaya göre 411.5 milyar lira olmalıydı…

Emekliye bütçe yok’ diyen hükümet çiftçinin parasını da birilerine aktarıyor. ‘Doğal olarak’ da bütün dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye’de rekor kırıyor!

ÇARKLAR BİRİLERİNİ ŞİŞİRİYOR

Hükümet ise övünüyor…

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz diyor ki… “Ekonomimizin yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyüme oluşturma kapasitesi güçlenerek devam ediyor”.

İstihdam rakamlarına bakalım öyle mi?

Atıl işsizlik oranı yüzde 21.4’ten 24.7’ye yükselmiş durumda.

Sonuç normal çünkü ekonomik büyüme hükümetin açıkladığı gibi ‘parlak’ değil. 2023 yılı büyümesi hizmet ağırlıklı (finans+inşaat) bir büyüme.

Sanayi yerinde saymış; yüzde 1’in altında sadece yüzde 0.8 oranında büyümüş. Tarım 0.2 oranında küçülmüş.

Kim mi büyümüş?

- Finans ve sigorta      yüzde 9!

- İnşaat:                       yüzde 7.8!

- Hizmetler                 yüzde 6.4!

***

2023 yılının her çeyreğinde en önemli büyüme faktörü tüketim. Tüketimin artışı, ithalatı da patlatmış.

Kim tüketiyor; öyle ya sermayenin gelirden aldığı pay artarken, işçi sayısı artmasına rağmen emeğin payında düşme varken.

Gelir dağılımındaki bozulmaya rağmen tüketimin ve ithalatın artıyor olması bize bir şey anlatıyor: Zenginleşenler tüketiyor artan lüks tüketim, ithal edilenin en başında otomobillerin yer alması tesadüf değil!

Dış ticarette ihracat geçen yıl rekor kırmasına rağmen dış ticaret açığı 106 milyar dolar.

Niye?

Çünkü ithalat yüksek kalmaya devam etmiş de ondan.

***

Seçim öncesi ucuz kredi ve faiz politikasıyla tüketim ve yatırım coşmuş.

Ya sonra…

Sonrasında olanı beyaz eşya satışlarıyla anlatalım: 2023’ün ilk 9 aylık döneminde yıllık bazda yüzde 18.2 artan yurt içi beyaz eşya satışları son üç ayda ivme kaybetmiş, yüzde 2.2 oranında kalmış.

Seçimlerin ardından gelen faiz kararının etkisi net…  

BORÇ-HARÇ YOKSULLUK

Ekonomi tüketimle büyürken vatandaş öyle rahat rahat tüketmedi. Borçlanarak tüketti.

Sadece kredi değil kredi kartı da patladı.

2022 sonunda 452.5 milyar TL olan kredi kart borcu 2023 yıl sonunda 1 trilyon 155 milyar liraya çıktı.

Bir yılda 700 milyarın TL’nin üzerinde artış.

Vatandaş kredi kart borç batağına saplandı! Reel gelir kaybı açığının kredi kartlar aracılığı ile kapatılmaya çalışıldığının belgesi bu.

2024 ocak ayında da sürdü bu eğilim; kredi kartı borcu bir ayda 92 milyar TL arttı.

Bireysel kredi türbülansı devam ediyor.

***

Son yıllarda düşük ve orta gelir gruplarını desteklemek için ortaya atılan Türkiye ekonomi modeli’nin  sonucu bu; gelir dağılımı düşük ve orta gelirlilerinin aleyhine bozulmuş.

Cumhurbaşkanı sözcüleri hâlâ üst perdeden konuşuyor: Para ve maliye politikası eş güdümünde enflasyonla mücadele konusunda kararlı adımlar sürdürülürken, ekonomimizin yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyüme oluşturma kapasitesi de güçlenerek devam ediyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dengelenme diyor: “Göstergeler ekonomideki dengelenmenin ve cari açıktaki iyileşmenin devam ettiğine işaret ediyor.”  Oysa ortada kocaman bir dengesizlik var. Ve bu daha da dengesiz hal alacak.

Çünkü…

Önümüzdeki yıl hükümet, “enflasyonla mücadele” adı altında başta asgari ücret olmak üzere, tüm ücretleri bastırmayı hedefliyor. 2023’ün oburlarına dokunmuyor. Mevcut eşitsizliği derinleştirecek bu uygulamaya “dengelenme” diyor.

Tüketimi kısmayı hedefliyor, oburların tüketimine dokunmadan, lüks tüketime sınır getirmeden.

Açık ki denge ancak emek dengeleme mücadelesi verirse gelecek!

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa