Küçülemeyen devlet
Fotoğraf: Görkem Kınacı/Evrensel
Seksenlerde, neoliberalizmin revaçta olduğu dönemde kapitalistler ve sözcüleri devletin küçülmesinden söz ederlerdi sürekli. Bu küçülme sadece KİT’lerin elden çıkarılması ile olacak bir küçülme değil güvenlik, adliye, sağlık, eğitim alanında da devletin küçülmesini içeriyordu. Fakat, tersi oldu devlet büyümeye devam etti. Bizde de diğer ülkelerde de.
Geçenlerde Rahmi Koç bile “Devlette bu kadar çalışan olması fazla” gibi şeyler söyledi.
Eğitimde özel okulların, sağlıkta özel hastanelerin olmasına rağmen devlet okullarında öğretmen, devlet ve üniversite hastanelerinde doktor ve hemşire açığı var. Adliyelerde de hakim, savcı ve personel eksikliği.
Hastanelerde üç hemşirenin yapacağı işi bir hemşireye, üç doktorun yapacağı işi bir doktora yaptırıyorlar. Bu nedenle intiharlar, doktor ve hemşire dövmeler, hatta öldürmeler sıradan vakalar oldu. Ve tabii dava sayılarında da acayip artış…Şiddet ve mobbing davaları, tazminat davaları, idari davalar.
Adliyelerde de en fazla bir sene içinde bitecek diye taahhütte bulunulan davalar beş, altı seneden önce bitmiyor. Sürekli hakim ve savcı alıyorlar, yetmiyor.
Davaların uzun sürmesi nedeniyle uzun yargılama-adil yargılanma hakkının ihlali başvuruları ile Anayasa Mahkemesi başa çıkamadı “Bu konu bizim dışımızda çözülmeli, artık uzun yargılama başvurularına bakmıyorum” diye karar verdi. 66 bin bireysel başvuru ortada kaldı; annesiz, babasız çocuk gibi. Bilinir, bizim bürokraside çözülemeyen işler “komisyona” havale edilir. Uzun yargılama nedeniyle yapılan 66 bin dosya da olmayan komisyona havale edildi. Şimdi Adalet Bakanlığı Komisyonu kuruldu. O dosyalara mahkeme yerine komisyon bakacak. Bakkal hesabı: Dört sene sürmüş davaya beş bin, beş sene sürmüş davaya yedi bin, altı sene sürmüş davaya dokuz bin…gibi kararlar verecekler. 66 bin dosyanın bitmesiyle de konu kapanmayacak çünkü her sene bu sayıya en az bir on bin dosya daha eklenecek.
İstinaf mahkemelerini adliyedeki tıkanmayı çözsün diye kurdular, tıkanma daha da arttı. Yargıtay ya da Danıştay a gitmeden dosyalar bir de 2-3 sene istinaf mahkemelerinde bekler oldu. Bu tıkanma belki hakim ve savcı sayısını yüzde yüz arttırsanız geçici bir süre azalır ama sonra yine artmaya başlar.
Neoliberal politikalarla sömürünün, baskının, adaletsizliğin artması çekişme anlaşmazlıklarını da arttırıyor. Eğitim, güvenlik ve sağlık sorunlarını da arttırıyor. Çözüm yolları da sorunun başladığı yerde değil de şehir hastaneleri, dev adliye sarayları, profesyonel güvenlik birlikleri, paralı okulları ile arandığı için istihdam sorunu ve çözümsüzlük paralel olarak çoğalıyor. Sağlıkta aile hekimliği, adalette ara buluculuk ve uzlaşmacı, eğitimde dershanelerin kaldırılması hiçbir işe yaramadı. Çözümsüzlüğü büyütmekten başka.
Yerel seçimler sürecindeyiz madem, oraya bir gönderme yaparak bitirelim.
Eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik yerel meclislerle çözülebilecek işlerdir. Mahalle meclisleri ve ilçe ve il meclisleri bu alanlardaki politikalarını belirler, ihtiyaçları tespit eder ve çözümler üretir, denetler. Amaç para kazanmak, rant değil de halkın ihtiyaçlarının karşılanması olunca sorunların çözülmesi de kolay olur.
Belediye başkanlıklarına ünlü kişileri, milletvekillerini değil de meclisleri güçlendirme, meclislere o yöre insanını temsil eden, oralı insanları seçme ve meclislerin fonksiyonlarını arttırmaya çalışmakla ilk adımları atabiliriz kanımca.
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48