Bebem feda

Fotoğraf: Emirhan Durmaz/Evrensel
Belli ki yandaş bir genç kadınımız. 22 yıllık muhalefete çok kızmış. Kılıçdaroğlu’nu eline geçirse bir kaşık suda boğacak. Sokak sohbetinde uzatılan mikrofona bağırıyor.
“Ekonomik kriz filan yok. Hükümeti yıpratmak için uyduruyorsunuz bunları.”
“Tamam” diyorum. “Kesin bankada döviz korumalı parası vardır. Çarşıda işi bitince cipine atlayıp bilmem ne köydeki villasına gidecek.”
Acar muhabir, etrafındakileri de desteğiyle soruyor.
“Bonfilenin kilosu kaç para haberiniz var mı?”
“İşte dananın kuyruğu kopacak, kızımız 800 liraCIK deyiverecek. Reis de bir ara Çanakkale köprüsü için 200 liraCIK deyivermisti.”
Olmuyor. Genç kadın daha da öfkeleniyor, “Bana ne bonfileden.”
“Peki makarna kaç lira?”
“15 milyon.”
“Milyonu para birimi sanıyor hâlâ.”
Tamam diyelim sana ne bonfileden, ejder meyvesinden... Sen “Onlar yesin, tombul suratlı kırmızı yanaklı vakıf üyesi tosuncuklar sayende daha da semirsin. Sen 11 kişilik dolmuşta 28 kişiyle seyahat etmekten memnunsun. “Yeter ki tosuncuklar cipten, gemiden mahrum kalmasın” diyorsun. Peki senin çocuğun ne olacak? Bana ne sütten, etten, basarım makarnayı bebemin boğazına diyebiliyor musun? Belki de diyorsundur. Bir ara senin gibi biri, “Ömrümden al, O’na ver dememiş miydi? “
Doğru, genç kadın. Sana ne torununu görmek için vize kuyruğunda 6 ay bekleyen büyükanneden, sana ne Akbelen’de evinden kovulmuş 8 köyden, talan edilen 8 bin dönüm ormandan, sana ne üniversitede mühendislik okuyup motosikletle lahmacun dağıtma işi yapmak zorunda kalan gençten, sana ne 7 bin 500 lira dul maaşıyla çöpten ekmek toplayan Hatice teyzeden. Sen yeme, içme, gezme. Yeter ki semirsin biraz daha tosuncuklar. Hadi seni boş verdik, ya beben kırmızı yanaklı tosuncuk olamazsa?
Evrensel'i Takip Et