Barış ne zaman gelecek?

Medyada savaş futbol maçı anlatılır ve yorumlanırcasına ele alınıyor. Emekli askerler, dış politika uzmanları, dış basını takip eden gazeteciler haritalar karşısında teknik bilgiler veriyor. İran kaç SİHA, füze göndermiş; İsrail, İngiltere, Ürdün silahlı güçleri bu füzeleri nasıl havada imha etmiş; Hizbullah İsrail’in güvenlik kalkanının açıklarını bulmak için aylardır attığı füzelerle nasıl çalışıyormuş; İsrail İran’ın saldırısını etkisiz hale getirmek için ne kadar para harcamış vs.

Fakat, savaşlar sürüyor. Ukrayna’da, Filistin’de, Lübnan’da, Suriye’de…

Kimse barışı konuşmuyor. Savaşın nasıl sürdüğü, kimin nasıl savaştığı, füzeler, uçaklar, bombalar kadar barış konuşulmuyor.

Barış nasıl sağlanacak? İsrail ne zaman ve nasıl saldırısını durduracak. Ne zaman ve nasıl işgal ettiği toprakları terk edecek? Suriye’deki işgal güçleri ne zaman çekilecek? İsrail’in Suriye’ye, Lübnan’a yaptığı saldırılar ne zaman son bulacak? Türkiye daha ne kadar “Kuzey Irak’ta … kadar teröristi etkisiz hale getirecek”? ABD askerleri ne zaman Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Suriye, Irak ve Türkiye’den çekilecek? Ukrayna’da silahlar ne zaman susacak?

Savaştan emperyalistler, silah tüccarları, kapitalistler kazanıyor. Bakın Türkiye bile İsrail’e Gazze’de taş üstünde taş kalmazken ne kadar ihracat yapmış. Emperyalistler, kapitalistler savaşlar sürdükçe para kazanıyor, yeni silahlar üretiyor, yeni silahlar deniyor, bütçelerden silahlanmaya daha fazla para aktarılıyor, sağlık hizmetlerinden, eğitim hizmetlerinden, ücretlerden kısıtlama yapılıyor. Emekçilerin savaş bahane edilerek hak araması yasaklanıyor.

Politikacılar, medya yorumcuları ve habercileri ölen insanlardan, yıkılan evlerden, hastanelerden, okullardan birer sayı olarak söz ediyor. Tıpkı atılan bomba sayısı gibi, gönderilen füze sayısı gibi, ölen insanların sayısını aktarıyor.

Ölümden kurtulan binlerce, milyonlarca insan yurdunu terk ediyor; yabancı ellerde yaşayabilecek bir kapı arıyor. Ne zaman barışın mümkün olacağı değil, ABD seçimlerinden sonra savaşın nasıl genişleyeceği konuşuluyor. ABD ve müttefiklerinin İran’a direk mi, İsrail, Irak ve Arap ülkeleri aracılığıyla mı saldıracağı konusunda tahminler yapılıyor. Kimse barışı konuşmuyor.

Erdoğan işçilere, emekçilere, emeklilere para yok derken, yaza doğru Güney sınırlarımızda yapacakları askeri harekatı müjdeliyor. Borçlanmış belediyeler, boşalmış Merkez Bankası, IMF ve Dünya Bankası ile yapılan borç anlaşmaları, yıllık gelir kadar dış borç varken yapacağı savaşı müjdeleyen bir iktidar…

Eskiden barış dernekleri vardı, barış hareketleri…

Barış isteyen aydınlar, sanatçılar…

‘74-75’de doğan çocukların bir kısmının adı Barış’tı. Artık Barış ismini de koymuyor çocuklarına analar, babalar…

Gençler de barış için ayağa kalkmıyor.

Barış nasıl gelecek?

Biz barış için, savaşların son bulması için mücadele ettiğimizde…

Bir yerden başlamak lazım.  

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et