Geride kalan
SİLKİNME
Eski resimler, birer birer çıkıyor geceden. Delinen karanlıktan. Yayılarak güneşin aydınlığında. Gölgeleri üstlerinden atmaya. Silkinerek.
BAHAR GELİNCE
Göz alabildiğine, denizlere dönüşür yeşile boyalı tarlalar. Kızıla boyalı gemileri gelinciklerle. Yel estikçe dalgalanan denizde yüzerler. Bahar geldiğinde.
BAYRAMLA
Ne bir yol, ne bir iz. Karanlıktı. Bayramdan önce. Yollar açıldı. İzler belirdi. Günlük güneşlik bir günde. Arifede. Şarkılar tutacak yolları, Çalgı çağanak bayramla. Hep birlikte.
GERİDE KALAN
Üç yanı deniz İstanbul’un. Üç yanı yaz. Geride kalır kış. Öte yanda. Denizden estikçe rüzgarlar. Dağıldıkça kokuları çiçeklerin yazla.
ÇUKURDA
Ağaçlar kesile kesile, toprak kazıla kazıla dibe çöktük. Çukurlara gömülerek. Gökyüzüne uzak. Yıldızsız gecelere, aya, güneşe.
KENDİ KENDİME
El eleydik seninle. Bırakınca elimi, hüzün doldurdun gönlüme. Yoksun artık. Kalan izlerin var. Avunmak için kendi kendimle.
KALANLAR
Koskoca bir ayna. İçinde suretler. Bir o yana, bir bu yana. Asılları çekip gitmiş. Aynayı bırakarak ortada.
KARŞI
Kim kazır karanlığı geceden. Kim aydınlatır gökyüzünü sabahları. El ele vermedikçe, gönül gönüle durmadıkça biz, karşılarında.
GECEDEN GECEYE
Bir batık geceden bir batik geceye. Sabahı etmeden. Bir karanlıktan ötekine. Aydınlığı arıyoruz gökyüzünün patlatıldığı bir yerde.
Evrensel'i Takip Et