21 Nisan 2024 04:40

‘Kazanan’ güveni nasıl sağlayacak?

CHP'nin miting meydanı

Fotoğraf: CHP Basın

PAZAR
Paylaş

Medyanın kendisini sorgulaması her zaman iyidir. Ancak bu patronlar tarafından pek de iyi karşılanmaz. Seçim sonrası AKP medyasında sorgulayıcı yazılar, tweetler okuduk. Faruk Bildirici bu sahici eleştirileri değerli bulduğunu yazdı. Fakat seçimin “galibi” tarafta yani CHP’ye yakın medyada böyle bir niyet pek yok. DW Türkçe muhabiri Alican Uludağ geçen hafta X hesabından "...Şimdi muhalif medyada Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve CHP belediyeleri övgüsüne kaçan yayınlar başladı. Bazı yayınlarda tarafsızlık çizgisinin açık bir şekilde aşıldığı görülüyor…" diye bir uyarı yaptı, muhatabı hem meslektaşları hem de CHP’li belediyelerdi. Öyle ya en son ihtiyacımız olan yeni, kibirli bir “yandaş” medya.  Uludağ’ı alkışlayanlar kadar, “günaydın” diyenler de oldu. Ancak bu uyarının şimdi yapılmasındaki alameti farika Uludağ’ın uyanması değil, güç dengelerinin yeniden dağılması. Barış Pehlivan’ın hatırlattığı üzere medya sermayesinin önemli kısmı belediyelerden geliyor. Yani sorun yeni Abdülkadir Selvilerin, Ahmet Hakanların geliyor olması kadar medya patronlarının nereye baktığı ile ilgili. Türkiye’yi daha çok konuşacağız, gelin geçen hafta ABD’de yaşanan bir krize bakalım.

NPR, ABD liberallerinin en prestijli radyo kanallarından biri, internet üzerinden video yayıncılığı da yapıyorlar. Daha önce bu köşede andığımız Amy Goodman ve Juan González’in alternatif haber programı Democracy Now örneğin NPR’da yayınlanıyor. ABD’de bildiğimiz anlamda kamu yayıncılığı yok ama NPR buna en yakın örnek. Devletten destek de alıyor, dinleyici/okuyucularından bağış da ve tarafsız olduğu düşünülüyor. Dinleyicileri geçen hafta istifa eden ekonomi (aslında business) editörü Uri Berliner’in tabiriyle elektrikli otomobil süren, wordle (kelime oyunu) oynayan ve bez çanta kullanan insanlar. Gelelim istifaya neden olan krize. Berliner, Free Press’e “Amerika’nın Güvenini Nasıl Kaybettik” diye bir yazı yazıyor ve 25 yıldır çalıştığı NPR’ı eleştiriyor. NPR da başka kuruluşlar için izinsiz çalışmayı yasaklayan politikasını ihlal ettiği gerekçesiyle beş günlük ücretsiz uzaklaştırma cezası veriyor. Berliner de “Makalemde değindiğim NPR’daki sorunları doğrulayan görüşlere sahip yeni bir CEO tarafından aşağılandığım bir haber merkezinde çalışamam” diyerek istifa ediyor. Politico’da yayınlanan habere göre Berliner, New Yorker’a bir şiir yazsaydı ya da Washington Post’a bir kitap eleştirisi gönderseydi muhtemelen tebrik edilecekti ya da en fazla uyarılacaktı. Yani sorun başka bir yere yazması değil aslında, ne söylediği.

Berliner Free Press’teki yazısına ABD’nin değişen okuyucu/dinleyici profilinden bahsederek başlıyor. “2011 yılında dinleyici kitlesi biraz sola kaymış olsa da yine de Amerika'nın geneliyle benzerlik gösteriyordu. Dinleyicilerin yüzde 26'sı kendilerini muhafazakâr, yüzde 23'ü ortada ve yüzde 37'si liberal olarak tanımlıyordu. 2023 yılına gelindiğinde ise dinleyicilerin sadece yüzde 11'i kendilerini çok ya da biraz muhafazakâr, yüzde 21'i ortada, yüzde 67'si ise çok ya da biraz liberal olarak tanımlıyordu. Sadece muhafazakârları kaybetmiyorduk; aynı zamanda ılımlıları ve geleneksel liberalleri de kaybediyorduk” diyor, buna neden olan ise Trump karşıtlığı. Sonra gayet samimi bir özeleştiriye girişiyor. Trump’ın seçim kampanyasında Rusya ile işbirliği yaptığına dair söylentilerin peşine takıldık, Trump'ın en popüler muhalifi Adam Schiff ile en az 25 söyleşi yaptıklarını söylüyor. Russiagate kanıtlanamayınca da sessizce sustuklarını itiraf ediyor. İkinci örneği Hunter Biden laptop skandalı, bu köşede de değindiğimiz üzere Biden’ın oğlunun tamirciye verdiği dizüstü bilgisayarından çıkan skandal görüntüler ve bilgileri New York Post ısrarlı biçimde gündeme getirirken NPR, New York Times gibi sansürlemeyi tercih ediyor, sırf Trump’a yaramasın diye. Sonuçta bunun arkasında da Rusya’nın olmadığı ortaya çıktığında yine sessizliğe gömülüyorlar. Berliner covid haberlerine de siyaset karıştığını, komploculara prim vermemek adına başka ihtimallere hiç değinmediklerini söylüyor.

Berliner’in derdi esasen ABD kamuoyunu yansıtmaktan uzaklaşmak. ‘Fazla politik doğrucu, fazla sol liberal, fazla Filistin yanlısı olduk’ diye hayıflanıyor. Bunun NPR açısından bir güven kaybı yarattığını düşünüyor. Nitekim ABD’deki gazetecilerin bazıları, buradakiler gibi anaakımda olmayı özlüyor. Ancak dünya artık öyle bir yer değil. Bence Berliner liberalist ideallerin çöküşüyle yüzleşemiyor, yerine koyabileceği yeni bir fikri yok, eskiyi özlüyor. Yazısı bana Sancaktepe’deki jakuzi iddiasını hatırlattı. Bir belediye binasına harcanan kamu kaynağı sorgulanacakken durum stoktan bulunmuş bir jakuzi fotoğrafına kilitlendi. Gazetecilik kamu yararından çıkıp karşı tarafı yenme çabasına dönüştüğünde güven kaybediyor. “Her şeyin çok güzel olması” için zafer havasından çıkıp bağımsız olduğunu iddia eden medyanın da kendisini sorgulaması gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa