Bahçeli siyasete ayar çıtasını Erdoğan’ın en yakınına kadar çıkardı!
Devlet Bahçeli | Fotoğraf: Metin Aktaş/AA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, siyasete müdahale girişimini sertleştirerek sürdürüyor. Daha yerel seçimden önce Bahçeli, Erdoğan’ın “Bu benim son seçimim” diyerek, yandaş seçmeni konsolide edip, “Reise son bir oy verelim” dedirtme amaçlı sözlerine 18 Mart’ta MHP’nin 14. olağan kurultayında yaptığı konuşmada; “Türk milletini yalnız bırakamazsın. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizi görmek istiyoruz” yanıtını vererek abartılı, kendi partisini ve liderliğini reddedecek ölçüde çağrı yapmıştı. 31 Mart seçiminden sonra AKP’nin seçim yenilgisinin baskısıyla AKP içinde ortaya çıkan klikler arasındaki itiş kakış arasında Hürriyet ve Sabah gazetelerinin bu itiş kakışın uzantısı olarak Özgür Özel’le yapılan röportaj, Demirtaş, Kavala ve Gezi tutuklularının serbest bırakılması… gibi AKP içinde ve yandaş medyada sürdürülen tartışmalara ise daha çok yardımcıları üstünden müdahale etti.
Bahçeli sadece ortağı Erdoğan’a ve AKP’ye değil muhalefete de ayar vermeye yöneldi. Nitekim Bahçeli, Akşener’e “Partinin başında olması gerektiğini” söyleyerek İYİP’in iç işlerine karışarak, sandığın önemini öne çıkaran Özgür Özel’e “Türkiye Cumhuriyeti sandıkta kurulmamıştır. Türk tarihi sandıkta yazılmamıştır” diyerek CHP’yi, “Demokrasi celladı, devlet millet muarızı” ifadeleriyle Van’da seçilmiş belediye başkanına mazbatası verilmeyerek gerçekleştirilen “kayyum” girişimini halkın ve demokrasi güçlerinin mücadelesiyle püskürten DEM Parti’yi suçlayarak siyasete ayar vermeyi başlıca görev edinmiş bulunmaktadır!
HEDEFE KONAN BAKAN MEHMET ŞİMŞEK’TİR!
Bahçeli ve MHP yöneticilerinin yukarıda özetlediğimiz girişimleri; seçim yenilgisi sonrasında Erdoğan’ın partisinin içindeki tahribatı tamirle meşgulken siyaset alanına müdahale ve MHP’yi öne çıkarma tutumu olarak da gelişti. Nitekim bu girişimler bu köşeden “Bahçeli’nin siyasete ayar verme girişimi” olarak değerlendirildi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik Günü ve Çocuk Bayramı nedeniyle 22 Nisan’da yaptığı yazılı açıklamaya kadar, Bahçeli müdahalelerini Saray efradı, AKP’li vekiller ve medyadaki klik çatışmaları üstünden yapmaya özen gösteriyordu. Ama bu son açıklama ile Bahçeli’nin uluslararası finans kuruluşlarıyla ilişkide iktidarın tek kozu olarak öne çıkan, Erdoğan’ın da her dönemeçte Şimşek programını ifade ederek kendisinin arkasında olduğunu söyleme ihtiyacı duyduğu Mehmet Şimşek’i açıkça hedefe koyması siyasete ayar girişimlerinde Erdoğan’ın kapısına kadar geldiğini göstermektedir!
Ancak bu açıklama ile Şimşek’in hedefe konduğuna dair haber ve yorumlara MHP cenahından “düzeltmeler” gelmeye başladı.
Bahçeli’nin açıklamasının tartışma konusu olan bölümü şöyle: “Türk milletini ‘yerel halk’ ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyetin, son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusu olduğunu hiç kimse inkar edemeyecektir. Küresel emperyalizmin tasallut ve telkini altında iç huzur ortamını zedelemek suretiyle faal halde bulunan terör sevicilere boyun eğmek, serpilen hıyaneti özgürlük ve demokrasi çerçevesinde normalleştirip yumuşatmak, bilinmelidir ki, milli felakete çanak tutmak, devlete ve millete kastetmektir!”
Bahçeli’nin açıklamasındaki bu paragrafı okuyan, Türkçe bilen herkes, hedefe konanın IMF ve Dünya Bankasının temsilcilerinin önünde Türkiye’nin halkına “yerel halk” diyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in hedefe konduğunu görmektedir. Nitekim herkes de böyle anladı. Ama hedefin Mehmet Şimşek olduğu yönündeki yorumlar karşısında MHP Genel Merkezinden gazete ve TV’lere telefon açılarak, hedefe konanın Şimşek değil; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Bakanı Mansur Yavaş oluğu iddiasıyla “düzeltmeler” yapıldı.
BAHÇELİ ÇITAYI YÜKSELTTİ!
MHP’den yapılan “düzeltmeler”, son yıllarda söylemek istediğini söyledikten sonra söyledikleri eleştirildiğinde, söylediklerinin arkasında duramayanların “Söylediklerim bağlamından kopartılarak çarpıtıldı”, “Sözlerim cımbızlanarak saptırıldı”, “Sehven böyle yazmışım”… gibi gerekçelerle zevahiri kurtarma çabalarına benzese de “Türk milletini ‘yerel halk’ ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyetin…” diye başlayan paragrafın öznesi yapılan giriş cümlesinde Şimşek’in hedefe konduğu, sonraki söylenenlerin de açıkça bu girişle bağlantılı olduğu apaçıktır. Yapılan “düzeltmeler” de bu gerçeği değiştirememektedir.
Peki, MHP, Bahçeli’nin söylediklerini neden düzeltme ihtiyacı duymuştur? MHP’nin bu tür açıklamaları çok titiz ele aldığı dikkate alındığında hem söylemek istediğini söylemiş, mesajı adresine teslim etmiş; hem de resmiyette “Biz onu söylemedik, kötü niyetli yorumcular öyle gösterdi” diyerek, -örneğin bu tartışmada- Erdoğan’la kendilerinin istediği zamandan daha erken bir karşı karşıya gelmeyi engellemeyi amaçlamaktadırlar.
İLLE DE DEM PARTİ KAPATILMALI!
Kısacası Bahçeli’nin bu açıklaması onun, yukarıda belirtildiği gibi, 31 Mayıs seçimi öncesinde başlattığı siyasete (iktidara da muhalefete de) ayar verme, ülkedeki siyasi iklimi belirlemede çıtayı yükselterek, Erdoğan’ın en yakınına kadar çıkardığının ifadesidir. Ki bunu yakın gelecekte daha açıkça göreceğiz.
Tabii böyle bir günde Bahçeli DEM Parti’yi boş geçemezdi, geçmedi de! Sur, Diyarbakır ve Mardin belediyelerindeki devir teslim törenlerinde “Atatürk resmi kaldırıldı”, “Atatürk’e küfredildi”, “İstiklal Marşı okunmadı”, “Salondaki bayrak kaldırıldı” gibi iddialar etrafında provokatif gürültüyle belediyeler ve DEM Parti’den yapılan, “Böyle şeyler yoktur. Her şey protokole uygun olarak yapılmıştır” açıklamalarına karşın Bahçeli, bu açıklamalar yokmuş gibi; “Gelişmeler karşısında aziz milletimiz infial halindedir. Türk bayrağını kabullenemeyen şerefsizlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından derhal çıkarılması, mallarına-mülklerine el konulması, bunun yanında DEM Parti hakkında kapatma davasının açılarak bölücü milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, müfettiş görevlendirilmesiyle oyalanmaktan ve zamana oynamaktan vazgeçilmesi tarihe, ecdada, vatana ve millete namus borcudur” demekten geri durmadı.
Böylece Bahçeli DEM Parti ile ilgili tutumunda çıtayı “DEM’in kapatılması ve dokunulmazlıkları kaldırılarak milletvekillerinin yargılanmasına” kadar getirmiş bulunmaktadır!
SİYASİ ÖMRÜ BİTMİŞ BİR İTTİFAKI AYAKTA TUTMA ÇABASI
Bahçeli’nin bu son açıklaması üstünden bazı yorumcular değerlendirmelerini Bahçeli’nin Cumhur İttifakını yıkma adımı attığına kadar götürmektedir. Ama, en azından şimdilik Bahçeli Cumhur İttifakını yıkmaktan çok, Erdoğan’ın, İYİP ve DEM Parti’yle yakınlaşarak, dışlamak değilse de MHP’nin önemini azaltacak girişimlerinin önünü kesmeyi amaçlamaktadır.
Bu yüzden de Bahçeli 31 Mart seçimiyle ömrünün sonuna gelen Cumhur İttifakını sürdürmek için çaba harcamaktadır! Eğer bu ittifak bitecekse masayı kendisinin değil Erdoğan’ın devirmesini tercih edecektir.
Ama şu da bir gerçek ki önümüzdeki dönem, partiler arasında polemiklerle sürüp gidecek bir dört yıllık dönem değildir. Tersine dönem gerek tek adam rejimi için gerekse emek ve demokrasi güçleri için büyük zorluklar getiren ama aynı zamanda emek ve demokrasi güçler için çok önemli fırsatlar sunacak bir dönemdir.
Yukarıdaki tartışmayı da böyle bir dönemin ön günlerindeki bir tartışma olarak görmek gerekmektedir.
- Yığınların siyasete müdahalesi için... 19 Ocak 2025 04:46
- 2025 yılı emek yılı olacağını gösteren önemli işaretlerle başladı 12 Ocak 2025 04:53
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47