Sivil Anayasa

AKP ve MHP yeni anayasa girişimlerini başlattı. MHP ve Mehmet Uçum yeni anayasada ilk üç maddenin aynen korunacağına, 50+1’ in korunacağına yemin billah ediyor.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da Meclis açıldığında partilerle yeni anayasa için görüşmelere başlayacağını söylemişti.

Muhtemelen Özgür Özel ile görüşecek olan Erdoğan da bu konuyu konuşacak.

AKP ve MHP’nin yeni anayasa girişimi elbette herkesçe kuşku ile karşılanıyor. Demokratik ve sivil anayasa sözlerine kimse inanmıyor. Çünkü AKP ve MHP’nin icraatları sivilleşmeden ve demokratikleşmeden yana olmadıklarını her gün kanıtlıyor. Hani derler ya “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”.

Yarın 1 Mayıs. İktidar hâlâ Taksim Alanı’nı 1 Mayıs için işçilere vermemekte ısrar ediyor. Gerekçeleri haklı değil. AKP iktidarında Taksim’de 1 Mayıs kutlandı. Ayrıca bu alanda başka kutlamalar ve gösteriler yapıldı. AKP, diğer gerekçelerin yanı sıra şehrin göbeğinde gösteri olmaz, vatandaşların çalışmasını, seyahat etmesini engelliyor diyor ama kendisi Galata Köprüsü, Eminönü, Sultanahmet vb. yerlerde on binlerce kişinin katıldığı gösteriler yapıyor. Dünyanın pek çok yerinde de gösteriler en kalabalık meydanlarda, Meclislerin ya da başkanlık binalarının önünde yapılıyor. ABD, İngiltere, Yunanistan hemen akla gelen örnekler.

O halde, AKP’nin Taksim’de 1 Mayıs yasağı klasik devletin faşist yasaklarından biri. Yüzyıllık 1 Mayıs yasağı uygulaması ile demokratik, sivil bir anayasa vaadi nasıl uyuşur? İnsanlar AKP ve MHP’ye nasıl inanır? Sadece 1 Mayıs mı?  AİHM ve AYM kararlarını tanımamak, uydurma suçlamalarla Gezi ve Kobanê davalarında onlarca insanı yedi, sekiz yıldır hapishanelerde tutmak nasıl bir demokrasi ve insan hakları anlayışı?

Bir de tabii herkes “Siz önce mevcut Anayasa’ya bir uyun da görelim” diyor. Anayasa’ya sık sık uymayan bir iktidar nasıl demokratik, sivil bir anayasadan yana olduğunu iddia edebilir?

AKP ve MHP’nin girişimi 12 Eylül 2010 referandumu ile yapılan Anayasa değiştirilmesi işini hatırlatıyor ama bu sefer “yetmez ama evet”çiler de yok. O zaman iktidar kötü niyetini gizlemek için sahte havuçlar sunmuştu. Şimdi henüz havuç da yok ortada. Sadece “sivil bir anayasa” vaadi var. Sanki kendileri 12 Eylül faşistlerinden farklı imiş gibi, yaptıkları ile 12 Eylül generallerini aratmamışlar gibi sivil olduklarını, bu nedenle yaptıkları anayasanın da sivil olacağını söylüyorlar. Sanki sivil olmak giyilen kıyafetle ya da meslekle ilgiliymiş gibi…

Mehmet Uçum mu sivil? Mehmet Uçum’un, Bahçeli’nin, Fethi Yıldız’ın (Yaşıtı hukukçular onu 16 Mart 1978 günlerinden hatırlar) sivil bir anayasa yapabileceğini düşünen var mı bu memlekette?

Şimdi Numan Kurtulmuş’un yapacağı görüşmeler gibi görüşmeler daha önce de AKP iktidarı zamanında yapılmıştı. O zaman da bütün partilerden, hatta Meclis dışındaki partilerden dahi öneri almışlardı. Ben de Mecliste böyle bir toplantıya EMEP heyeti içinde katılmıştım. Görüşlerimizi Meclis Komisyonuna aktarmıştık. O zaman Anayasa’nın 68 maddesinin değiştirilmesi konusunda Meclisteki bütün partiler anlaşmıştı. O 68 madde hâlâ duruyor. O 68 madde orada dururken AKP ve MHP’nin sivil ve demokratik bir anayasa istediğine kim inanır?

Herkes AKP ve MHP’nin tek adam diktatörlüğünü tahkim etmek için böyle bir girişim başlattığına inanıyor ama nasıl yapmak istedikleri konusunda daha bir tüyo yok. Bir süre sonra asıl niyetleri anlaşılır.

Belki de emekçilerin daha yoksullaşmasına, işsizliğe, açlığa ve baskıya neden olacak yeni politikalarını gizlemek, gündemi değiştirmek, baskıları özgürlük vaatleri ile örtmek için yapıyorlar ama çabaları boşuna. 31 Mart seçimleri halkın iktidara bakışını gösterdi. Halkın iktidara tepkisi her gün daha da artıyor. Sofrasına yiyecek koyamayanlar, vaatlere kanmıyor. Vaatler karın doyurmuyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et