Hatay’dan İstanbul’a deprem gerçekleri
Resim: Hatay Valiliği
Geçen hafta Ethem Özgüven’in yönetmenliğini üstlendiği geniş bir ekiple hazırlanan “Karanlık Zamanlarda Şarkı Söylemek” isimli belgeseli izledim. Çalışma, Hatay Akademi Senfoni Orkestrası’nın müzik üretimi eşliğinde 6 Şubat ve sonrası depremlerle yerle bir olmuş Hatay’ı gösteriyor.
Filmi izleyen çok kişi gibi, ben de bu yıkıma derin bir acıyla üzülürken bir yandan da yeni yaşam alanlarının inşa sürecini sorguladım. Düzeltiyorum, üzüntüden çok baskın duygum öfke(ydi). Öfkem sadece bu yıkımdan doğrudan sorumlu olanlara da değil, sorumluları bile bile buna göz yumanlara, iş birliği yapanlara, çaresizlik ve rıza üretenlere, sessiz kalanlara, süreci idare edenlere, gerçekleri bilip görüp de demeyenlere…
Sonra aklıma deprem sahasında bu öfkeli eleştirilerime meslektaşlarımdan aldığım karşılıklar geldi. Öncelikle oranın öznesi değildim. Oranın öznesi olanların çoğunluğu da bir çözüm arayışındaydılar. Ağırlıkla da sistemin sürmesini sağlayacak çözümler. Benim gibi sistemin kökten dönüşmesini isteyenler de var(dı) elbet, ama acil ihtiyaçlar yakalarını bırakmıyor(du)…
Bir “imkânsız” hayal edelim diye tutturdum bir süredir. Bir seri olarak farklı yaşam alanlarında adil bir yaşamı örmek için imkânsızı düşünelim istiyor(d)um. Ama mevzu katmanlı sorunları olan Antakya gibi bir yere gelince özne olma hali bir daha karşıma çıkıyor. Oradaki yıkım ve süregiden çaresizlik hali, orada olmasam da beni de yıkıyor demem yetmiyor.
Öyleyse ben de öznesi olduğum yerden, yaşadığım kent merkezinden konuşmaya devam edeceğim. Zira orada olanla buranın bağı var. Bu bağı sadece ben de vurgulamıyorum. Yeniden inşanın failleri de benim gibi düşünüyor. Türkiye Tasarım Vakfı’ndan (TTV) Mehmet Kalyoncu, Kentsel Yenileme Merkezi’nden (KEYM) Cem Yılmaz ve Hatay tasarım ekibinden Bünyamin Derman’ın, Hatay’ın ardından olası bir depremde İstanbul’u da inşa etme hayallerini basından okuyabiliyoruz (1). Hatta ekip Gazze’nin tasarımı için yola çıkmış durumda (2). “Gazzelilerin mutlulukla yaşayacağı bir Gazze hayaliyle yola çıktık” diyorlar…
Geçen gün “Hatay Yeniden Canlanıyor” adı altında TTV Hatay Tasarım Planlama ve İş Birliği Grubu tarafından yürütülen “Hatay’ın Canlandırılması” projesi tanıtıldı (3). Projelerin yer aldığı sayfaya bakarsanız olması gereken her şey yapılmış gibi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (ÇŞİDB) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan protokoller kapsamında üst ölçekten detaya projeler üretilmiş. Çok disiplinli, açık, şeffaf, katılımcı yollar izlenmiş. Pilot bölgede tasarım rehberi oluşturulmuş. Antakya tarihi kent merkezi koruma amaçlı imar planı ile uyumlu olunmuş vb. Ama bu parçacıl tasarımlara eşlik etmesi gereken rezerv alan, konut proje alanları vb. ortak bir harita üzerinde gösterilmemiş. Oysa ki bu yazının görselinde yer alan Hatay Valiliği’nin web sitesindeki ÇŞİDB, TOKİ, Emlak Konut ve GEDAŞ imzalı haritalar bize TTV’nin göstermelik tasarım sürecini tek seferde ortaya koyuyor (4). Bu projelerin halk katılım toplantılarından birisi tesadüfen Hatay’da olduğum bir zamana denk geldiği için yer almıştım. Boş gösteren katılımcılığın alası olan bu toplantıyı Kültür Meclisi’nde detaylı yazmıştım (5).
Öte yandan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Mersin Milletvekili Perihan Koca’nın 30 Nisan 2024 tarihli TBMM’ye sunduğu, ÇŞİD Bakanı Mehmet Özhaseki’den yazılı cevap talep ettiği sorulara bakalım (6). Sorularda halkın katılım ve rızası olmadığı, yıkımların neye göre yapıldığı, rezerv alan uygulamasının gizli yürütüldüğü vd. ifade ediliyor. TTV’nin web sayfasında bu sorulara cevap olmadığı gibi tasarım yoluyla mükemmel bir çözüm sunulduğu iddiası var.
Hatay Akademik Meslek Odaları Koordinasyon Kurulu’nun (HAMOK) 4 Aralık 2023 tarihli açıklamasına da bakalım (7). HAMOK da rezerv yapı alanı düzenlemesini eleştiriyor, “bedelsiz konut istiyoruz”, bütüncül planlama lazım vb. diyor. TTV’nin web sayfasındaki projeler yine boşa düşüyor. Ve bu çok önemli talepler halen askıda bekliyor.
Peki, ben de bir meslek insanı olarak, meslek odalarının bu örgütlü sözünün, söylemle tutarlı bir şekilde neden eyleme dönüşemediğini sorguluyorum. Bunun için tam olarak neye ihtiyacı var HAMOK’un? Ne bekleniyor? Nasıl olmalı? Kendimce önerilerim var elbette ama kentin öznesi değilim. Deprem sahasının öznesi olmayan benim gibi çokça meslek insanı da -Godot’u- bekliyoruz bu koşullarda.
Velhasıl Hatay’dan İstanbul’a deprem gerçekleri bize bunları söylüyor. Bu gerçeklerle sadece yüzleşmemiz de yetmeyecek. Sistemin sürekliliğini sağlayacak her türlü çözüm sistemi yeniden ve yeniden dayatacak. Kök sorunları dert etmeme lüksümüz yok.
Zira adı geçen firmalar, mimarlar, özneler kent kent geziyorlar ve sermaye birikimi lehine iş yapıyorlar. Mimarlar buna “iyi mimarlık” diyor. Ben yapmasam daha kötüsü olacak diye düşünüyorlar. Acil çözümün kent planından bağımsız birer tasarım olmasından rahatsız değiller.
Bakın KEYM’in proje portföyüne; Kürt illerinden Anadolu’ya çeşit çeşit yerler var (8). Kalyoncu “Hatay’ın İhyası sürecinde de deneyimledik ki buradaki kritik başarı faktörü yerel paydaşlarla bir araya gelerek iş birliklerini güçlendirmek” diyor. Etrafında Tarlabaşı’ndan Sur’a kentsel dönüşümün mimarları yer alıyor. Yerelde de mimarları arkasına alıyor. Yerel meslek örgütüne sorarsanız “eleştiri değil, yapıcılık lazım” ve de zaten siz oranın öznesi değilsiniz.
O zaman İstanbul’dan seslenelim. Yarın bir gün bir deprem sonrası İstanbul bütünü için de bir benzerinin olmayacağının zemini var mı? Ve bu zemini bozacak/kuracak olanlar sermayeden değil halklardan yana olan biz meslek insanları değil miyiz? Kiminle masaya oturduğumuz bizlere bir sorumluluk yüklemiyor mu?
Ezcümle bekleyecek zaman yok. Kök sorunlar aman tanımıyor…
1. https://yapidergisi.com/bunyamin-derman-cem-yilmaz-mehmet-kalyoncu-sehir-insanlardan-baska-nedir-ki/
2. https://www.mimarizm.com/haberler/gundem/gazze-icin-tasarim-toplantisi-yapildi_136721
3. https://ttvhatay.com/projeler/mimari-projeler
4. http://www.hatay.gov.tr/kurumlar/hatay.gov.tr/pop-up/Hatay_Deprem_Afeti_Projeleri_dusuk.pdf
5. https://kulturmeclisi.com/yikici-yaratici-sistemde-kulturel-deger-uretimi-antakya-vakifli-koyu/
6. https://twitter.com/perihankoca/status/1785224011137294350?s=43
7. https://www.asigazetesi.com/haber/hamoktan-rezerv-alan-cikisi/67214/
8. https://www.keym.com.tr/projeler
- İmarın sınıfsallığı: İmar kimin hakkı? 21 Aralık 2024 04:28
- Savaşı belgelemek: Adli mimarlık 14 Aralık 2024 04:30
- Rahmi Koç’un kültür sermayesi 07 Aralık 2024 06:30
- Orhan Kemal’den Rahmi Koç’a kültürel değer üretimi 30 Kasım 2024 06:25
- Kent suçu nedir? Antakya örneği… 23 Kasım 2024 05:06
- Kent hakkı bağlamında kent konseyleri: Hopa 16 Kasım 2024 04:35
- Endüstri mirasını “koruma”: Haydarpaşa/Sirkeci Garları 09 Kasım 2024 04:58
- Sağlık sisteminde “koruma”: Heybeliada Sanatoryumu 02 Kasım 2024 05:30
- Mimarlığın simgesel gücünü sorunsallaştırmak! 26 Ekim 2024 04:00
- İşçi sınıfı mekânlarında süregiden soylulaştırma 19 Ekim 2024 04:12
- Kent-soylulaştırma-tetikçisi: Sanat mekânları 12 Ekim 2024 04:44
- Kent-soylulaştırma-tetikçisi: Kahve mekânları 05 Ekim 2024 04:58