07 Mayıs 2024 05:44

Şu ‘Yumuşama Süreci’!..

Özgür Özel ve Tayyip Erdoğan görüşmesi

Fotoğraf: TCCB

Paylaş

Ö. Özel’le Erdoğan görüşmesiyle oradan üretilen “Siyasette yumuşama” beklentisi, üzerinden neredeyse bir hafta geçti ama hâlâ canlılığından bir şey kaybetmeyen bir “tartışma” konusu.

İktidar ve burjuva muhalefet yandaşı tüm kanallarda “yumuşama” “tartışması” neredeyse bütün diğer tartışma konularını silip atmış halde. Varsa “yumuşama” yoksa “yumuşama”! “Yumuşama” tartışmasıyla tartışanların yumuşaklığı el ele gidiyor!

Erdoğan Demirel’den geri kalmayacak kadar kurt siyasetçi. Kurt dediysek hakaret değil, siyaset örsünde dövülmüş ya da tecrübeli/bilmiş anlamında övgü aslında. Zaten ortağı da yücelttiği düpedüz bir kurdun peşinden gitmiyor mu?

Güncel oyun, kurdun kuzuya dönüştüğüne inanılsın istenmesi. Kurt kuzu postuna bürünme telaşında. Halka biçilen “rol” de “Kırmızı Başlıklı Kız” olmak!

Kılıçdaroğlu, “darbe girişimi” sonrasındaki “Yenikapı ruhu” kandırmacasına alet edildiğini görünce birebir ilişkiyi kesmiş, kendisiyle görüşmüyordu ya… Şimdi yerel seçimi kazanan CHP’nin Yeni Başkanı Özel “Görüşelim” deyince, anında manevra yapıp oyun kurmaya girişti. Neredeyse ezilmişti. Görmüştü ki 7 Haziran 2015 dışında şimdiye kadar öyle ya da böyle kazandığı için “milli irade” diyerek yüceltme çabasında olduğu irade, böyle giderse kendisini sıfırlayacaktı. Miat dolmuş görünüyordu. Manevra şarttı. Durumdan vazife çıkarıp “yumuşama” beklentisi yaratmakta fayda vardı.

Hem kendisini silmekte olan halkta beklenti yaratacaktı. Belki hâlâ “Çözerse Erdoğan çözer” havasını yakalarım umudundaydı!

Hem de muhalefeti beklentiye sokma gayretindeydi. Ana muhalefetten aldığı ilk sinyal umut vericiydi. Emeklinin, az çok da emekçinin taleplerini dillendirip “sol”a eğilimli bir yola girmenin ekmeğini yemiş olan Özel, 1 Mayıs’ta da aynı çizgiyi sürdürerek sofrasını iyice donatmak istemiş, olmayınca o da çareyi manevra yapmada bulmuştu:

Suç kendilerinde değildi, “Saraçhane’de organizasyon komitesi, sendikalar ne karar alırlarsa uyarız dedik. Sendikalar polisle müzakere ettiler. Polis izin vermeyince Saraçhane’de kutlamaya karar verdiler. Polisle çatışmamaya karar verdiler. Ben zaten açıklamamda polisle çatışmanın yanlış olacağını söyledim. Polis de bir emekçidir. Üstelik, şu anda Türkiye’nin 1. partisiyiz. Bunun sorumlulukları var… Polisle itişip kakışmak bana da partime de yakışmazdı. Ben o barikatı kaldıracağım… Kavga ederek değil seçimle yapacağım bunu.

Üstelik bir gün sonra Erdoğan’la görüşmesi vardı. CHP yumuşamaya hazır dersek yerine oturmaz, CHP zaten yumuşaktır. CHP uzlaşmaların partisidir. Ve tabii devleti kuran partidir. Üstelik, Özel’in sözleriyle içeride eleştirse de dışarıda sahiplenir, “Türkiye partisidir”! Devlet partisidir yani.

Dara düşmüş Erdoğan fırsatı kaçırır mı? Beklentileri pekiştirmeye yönelik aldıkları “Açıklama yapmama” kararının ardından görüşme sonrasında demeci patlattı:

Özgür Bey’in böyle bir ziyareti gerçekleştirmiş olması olumlu bir gelişmedir. Bu adımın atılmasıyla siyasetin ülkemizde çok daha yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz. Türkiye’nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var. Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum. Bu adımı da atacağız.” Ekledi, “ilk fırsatta iadeiziyarette” bulunacaktı.

Yumuşuyor muyuz tartışması bitmiyor. Neden atmıyor da atacak, elini tutan mı var?!

Siyasette, yani devlet yönetiminde yumuşama mı var? Ya da küçük olsun bir belirtisi? Kim kaybetmiş ki kim bulsun?! 1 Mayıs yasakçılığı ve onca tutuklama yapılmadı mı yani? Saldırıya uğramayan grev mi var? Emekli maaşı mı yoksa asgari ücret mi artıyor? A. Selvi yazıyor ama Kavala olsun bırakıldı mı? Nerede Demirtaş ve binlerce Kürt siyasetçi bırakılsın!

İnanmak isteyene masal boldur ama masallar küçük çocukların hayal gücünü geliştirir. Beklentiye kapılmak sadece Erdoğan iktidarının ömrünü uzatır!

NOT: Denizlerle ilgili iki düzeltme. Biri benim. Cumartesi günkü “Denizlerin örnek antiemperyalizmi” yazısındaki “milliyetçi faşistlerin kontrolünde” olan MTTB değil, TMTF’dir. MTTB siyasal İslamcıların kontrolündeydi. Anonim olan diğeri, Denizlerin gençlik ve hatta öğrenci hareketi önderleri oldukları görüşü doğru değil. Denizler gençti ve gençlik hareketinden geldiler ama halk hareketinin önünde yürüdüler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa