9 Mayıs 2024

Sığmadılar

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

DİĞER YAZILARI
Maarif-i Umumiye 17 Nisan 2025
Eeeeyyy 70+ 10 Nisan 2025
Torbada emir kulu(?) 3 Nisan 2025
Aşk olsun 26 Mart 2025
Diploma 19 Mart 2025
Rüyada diploma 12 Mart 2025
Kaybettiniz 5 Mart 2025
Örgüt 26 Şubat 2025
Mehmet Türkmen 19 Şubat 2025
Güç bende artık 12 Şubat 2025
YAZI ARŞİVİ

1 Mayıs’tan bu yana on gün geçti. Ben halen fotoğrafa bakıp düşünüyorum.

“Tüm ülkede şenlik içerisinde geçen işçi bayramını neden İstanbul’daki emekçilere zehir ettiler?​”

Diğer soru da “Neden işçileri, emekçileri, partileri, sendikaları Saraçhane meydanına toplayıp, barikatlarını Valens Su Kemeri’nin altına kurdular?​”

Konstantin’in başlatıp, İmparator Valens’in milattan sonra 378’de tamamladığı, İstanbul’a hayat getirmek için bugünkü Fatih Camii tepesi ile İstanbul Üniversitesi tepesi arasındaki vadinin üzerine kurulan ve adı sonradan Bozdoğan olan Valens Su Kemeri’nin altına barikat kurarak Bizans duvarları ile ülkemin emekçisini durdurdular. İyi de örneğin Unkapanı Köprüsü daha dar, daha uygun. Neden Unkapanı Köprüsü’ne kurmadılar barikatı? Tutarsın Galata ile Unkapanı’nı, isterlerse yüzerek geçsinler Haliç’i dersin.

Ama barikatı Valens Kemerlerine kurdular.

Çünkü sığmadılar.

Şişhane ile Taksim Meydanı arasına sığmadılar. Biz hep barikatın bizim tarafına baktık. Çünkü keskin nişancı namluları, insan tespit kameraları, TOMA’ların su sıkma hortumları, polislerin kalkanları, gaz kapsülleri, mermileri bizim tarafa dönüktü. Bizim tarafta 17 bin lira maaşla geçinmeye çalışan işçiler, 10 bin lira parayla sürünen emekliler, “Bu işte bir yanlış var” diyen güzel insanlar vardı.

Peki barikatın arkasında?

En başta onlarca şirketin yönetim kurulunda görevli 20 maaşlı zibidiler, tosuncuklar. Tam polis kalkanlarının arkasına sinmişlerdi. Onların arkasında devletten ihale, devlet bankalarından kredi alıp malum adamlara, malum komisyonlarını ödedikten sonra kalanı mideye indiren doymak bilmez açlar. Unkapanı Köprüsü’ne doğru, “bakara, makara” deyip çikolata kutularında dolarları bilmem nerelerine sokan zevat, zerzevat.   

Köprüyü geç, Şişhane yokuşuna doğru, ballı müteahhitler. Hani şu 1 liraya yaptıkları iş için bizden 1000 lira alıp çocuklarımızı 5 bin lira borçlandıran, gazetelerinde, kanallarında “Kul hakkı haram” diye tepinen müteahhitler. Tepebaşına doğru TRT önünde yığılmış bürokratlar. Normal şartlarda pazarda limon satma kabiliyetleri bile olmayan bilmem ne danışmanları, Arapça bilmeyen din alimleri.

Geç TRT’yi. Artık neredeyse meydanda, Saraçhane’den sonra kurulmuş 3, 5 barikatın arkasında, sıkışırlarsa Gümüşsuyu’ndan Dolmabahçe rıhtımına ricat etmeye hazır yakınlar, yeğenler, pudracılar, enişteler, baldızlar, kuzenler, partililer, partisizler, borazanlar.

Bu kadar iki ayaklı Şişhane ile Taksim arasına sığmayacağı için barikatı Bizans Surlarına kurdular.

Şimdi yumuşuyorlar.

Evrensel'i Takip Et