12 Mayıs 2024 04:42

Denizlerin idamının 52. yılında siyasette yumuşama adımları

Denizler anması

Fotoğraf: Mehmet Şerif Can/Evrensel

Paylaş

İdamlarının 52. yılında Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan yurdun dört bir yanında anıldı. Yüreklerimizi bir kez daha yakan fotoğrafları altında, temsil ettikleri siyasal hedef ve duyguların tazeliği vurgulandı. Başta Filistin halkına dayatılan kabus olmak üzere, ülkemizde yaşanan açlık ve yoksulluk, sendikalaşma düşmanlığı, Kürt halkına yönelik kayyum tehdidi, durmayan imar arsızlığı ve doğa talanı anmalarda protesto edildi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Ankara Karşıyaka Mezarlığında düzenlenen anma törenine boynunda Filistin atkısıyla katıldı. Burada yaptığı konuşmada Deniz Gezmiş’in, son sözlerinde, “Yaşasın halkların kardeşliği, Türk ve Kürt halklarının kardeşliği, kahrolsun emperyalizm, yaşasın işçiler ve köylüler” dediğini vurgulayan Özel, “Bunları söyleyen 25 yaşındaki üç genci bu hayattan, bizlerden kopardılar” dedi.

Taksim Meydanı’na ve ODTÜ Devrim Stadı’na konulan yasaklara değinen Özel; “Şimdi buradan sesleniyoruz, ODTÜ öğrencileri 25 yaşındaki günahsız çocukların yazdığı yazının olduğu stadyumda geleneksel tören yapmak isteyince onun karşısına polis, jandarma çıkartanlar neyin yumuşamasından bahsediyorlar?” sorusunu sordu.

***

ABD'de üniversite öğrencilerinin Filistin halkına destek için başlattığı direniş, ABD içinde farklı eyaletlere yayılırken, Avrupa’daki kampüslerde de benzeri eylemler yapılıyor. Tıpkı ABD’de olduğu gibi Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden öğrenciler çadır kurup, sınıfları işgal ederek üniversitelerinin İsrail ile akademik bağlarını kesmesini talep ediyor. Batı’nın görmezden geldiği vahşetin durdurulmasını istiyor.   

Üniversite yönetimlerinin protestolar karşısındaki tutumu ülkelere göre farklılıklar gösteriyor. Filistin’e destek veren akademisyenlere cadı avı uygulayan Almanya öğrencilere yönelik tutumuyla yine şaşırtmadı. Polis Berlin ve Leipzig’de eylemcilere sert bir biçimde müdahale etti. Çadırları dağıttı ve öğrenciler hakkında soruşturma açtı. Utanç verici müdahale eğiliminin benzeri Fransa ve Hollanda’da gözleniyor. 

İngiltere, İsviçre, İtalya, İspanya, Finlandiya ve Danimarka’da eylemlere açık bir müdahale yaşanmazken, Avusturya ve Danimarka'da üniversite yönetimlerinin protesto hakkına saygılı tutumları akılda yer ediyor.

Tüm bunlar olurken Türkiye üniversite yönetimlerinin çelişkili ve ikiyüzlü tutumu dikkatleri çekiyor. Merve Tur’un haberinden öğrendiğimize göre özgür üniversite talebine sahip çıkan öğretim üyelerini taciz eden, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atıp barışı savunan akademisyenleri ihraç ya da hakkında soruşturma açarak mağdur eden, öğrencilerinin mezuniyet törenine müdahale eden, kendi üniversitelerinde bırakın eylemi, öğrencilerin toplanmasına bile izin vermeyen rektörlerin Filistin’e destek veren ABD’li öğrencilere polisi saldırtan üniversite yönetimlerini kınadığı haberi okuyanları acı acı gülümsetiyor.

Pek çok üniversitenin sosyal medya hesabından paylaşılan ve bazı rektörlerin kişisel hesaplarından da paylaştığı mesajlardan bir cümle utanmazlıkta sınır olmadığını gösteriyor: "Eylemlerde öğrenciler gözaltına alınıyor, üniversiteler protestoları durdurmak için uzaktan eğitime geçiyor. Üniversite öğrencilerinin gösterdiği barışçıl tepkiye karşı gösterilen orantısız tepkiyi temel insan hakları ve akademik özgürlüğe vurulmuş bir darbe olarak kabul ediyor, derin bir üzüntü duyuyor ve şiddetle kınıyoruz.

***

Biri ülkemizin diğeri bölgemizin siyasal mücadele tarihine yer etmiş bu iki örnekte söylenen ve yapılan arasında uçurum var. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anma törenlerine ülke düzleminde bakıldığında üniversitede yapılmış bir tane anmaya bile rastlanmıyor. Çünkü üniversite kampüsleri artık ticarethane ile kışla arası mekanlar. Bu nedenle Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in anmasında üniversitelerin adı yok.

Tuhaflıklar bununla da sınırlı değil. Üniversite yönetimlerinin yukarda değinilen bildirisinin haberi Anadolu Ajansı ağ ortamında “Türkiye’deki üniversitelerden ABD’deki öğrencilerin Gazze eylemlerine destek” başlığı altında yayımlanıyor. Alt başlıkta “Türkiye’deki birçok üniversite, ABD’de Gazze eylemlerine katılan öğrencilere polisin orantısız güç uygulamasını şiddetle kınadı” cümlesi yer alıyor. Öğrencisi yerine düşünen, karar veren ve davranan rektör, bu kez de öğrencisinin yerine protesto görevini üstlenip, onun yerine davranıyor.  

***

KHK’lerle ve liyakatsiz atamalarla içi boşaltılan üniversitelerde devrimci/sosyalist öğrencilerin gündelik hayatı akıl dışı zorluklarla dolu. Derse girmek için kampüse geldiğinde güvenlik görevlisi peşine takılıyor. Ailesi aranıp gözdağı veriliyor. Genç militan ya okulu ya da siyaseti bırakmak zorunda kalıyor.

Hal böyleyken, kravatlılar dünyasından gelen anma haberlerine sevinmeyi fazla uzatmamalı. Siyasal alandaki yumuşamanın niyetten çok çelişkilerin niteliğindeki dönüşüme bağlı olduğunu unutmadan, 21. yüzyılın Deniz Gezmişleri önüne dikilen kalın duvarlar üzerine düşünmekte fayda var.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa