16 Mayıs 2024 05:24

Tasarruf değil saldırı paketi!

eylem yapan işçiler

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Saray’a bağlı propaganda timleri, “devletin, savunma, güvenlik, istihbarat gibi özellikli alanlar“ı hariç, tüm harcamaların gözden geçirilmesi ve “kamuda tasarruf" ile çalışmada "verimlilik"e ihtiyaç olduğunu ileri sürerek yeni saldırı paketinin yararlarından söz ediyorlar.  Onlara bakılırsa açıklanan paket, “güçlü Türkiye ideali"nin gerçekleştirilmesi hedefiyle bağlıdır. Bu hedefe varmak için idari masraflar azaltılacak, verimlilik artırılacak, esnek çalışma yöntemleriyle zaman kaybı önlenecek, izlenecek “sıkı para politikası"yla “kemerler sıkılarak" yıllık en az 1 trilyon TL birikim sağlanmış olacak. Böylece diyorlar; bütçe açığı azalacak, borç ve faizlerinin ödenmesi kolaylaşacak, ihracat artacak, enflasyonun düşürülmesi de olanaklı hale gelecektir.

Bu cek-caklar programı ve genelgelerinin işçilerin, kent-kır emekçilerinin, küçük üreticilerin, gençlerin, emeklilerin, devlet kurumlarında çalışan ücretli-maaşlı emekçilerin istemleriyle olumlu hiçbir bağı bulunmuyor. Aksine “kamuda tasarruf" adına tüm bu kesimler daha zor yaşam koşullarına zorunlu tutuluyorlar.  On milyonlarca emekçi yoksulluk sınırlarında bulunuyorken, “sıkı para politikası"yla yüzde 50 gibi yüksek oranlı faiz uygulamasının birbiriyle zıt kutuplarda yer alan sermaye sahipleriyle işçi sınıfı ve diğer emekçi kesimleri için “aynı ideal“i ifade etmesi olanaksızdır. İşçiler, “memurlar“ daha fazla çalışacak, esnek çalışma-çalıştırma ile iş güvencesi daha fazla ortadan kalkacak, asgari ücret başta olmak üzere kamu emekçilerinin ücret ve maaşlarına zam yapılmayacak, böylece daha fazla yoksullaşmış olacaklar. Açıklanan paket, tüketimi kısma adına daha fazla yoksulluk, esneklik ve verimlilik adına daha fazla işsizlik getiriyor. “Kamusal hizmetler" kısılırken, belediye işlerininin daha fazla aksaması, ulaşımda kesmekeş artacaktır.

Pakette yüzlerce milyar liralık kâr sağlayan büyük sermaye holdinglerine, rant milyarderlerine, iktidar gücüne dayanarak yağmayı sürdüren müteahhit şirketlerine, çoklu maaşlarla gelirlerini milyon liraya yükselten kaynak talancısı devlet asalaklarına bir kısıtlama getirilmiyor. Onlar vurgunu sürdürecekler. Ve Erdoğan, siyasette uzlaşı ve yumuşamanın “Ülke siyaseti adına memnuniyet verici olduğu"nu söyleyerek “Sivil siyasete güveni sarsacak" açıklamalardan uzak durulmasını isterken, bunun ekonomik-sosyal getirilerini iktidarını sürdürmenin dayanaklarına dönüştürme olanaklarını görerek göz kırpıyor.

Sorun bu pakete ve sermayenin çıkarlarınca belirlenen ekonomipolitikalara işçi sınıfı ve tüm diğer emekçi kesimleriyle tekelci dayatmaların boğucu baskısı altındaki kesimlerin nasıl bir tutum alacağında düğümlenmektedir. Uluslararası ve iç tekelci sermayenin çıkarlarına ve devlet asalaklarının yağmalamayı sürdürmelerine yarayan bu türden paketleri yırtıp atacak bir mücadele tutumu almaksızın, içinde bulunulan bunaltıcı durumdan çıkılamaz. Ücret ve maaşların yoksulluk sınırı üstünde belirlenmesi, esnek çalışma sisteminin reddi, büyük sermaye başta olmak üzere sermayeye servet vergisi konması, kamusal hizmetlerde kısıntıların yapılmaması, ek iş yükünün kabul edilmemesi, sağlık ve eğitimde iş yoğunluğunun reddi şarttır. 7 saat iş günü, 35 saatlik haftalık çalışma, iki günlük hafta tatili tüm çalışan emekçilerin hakkıdır. Yürürlüğe konan ve uluslararası mali sermayenin çıkarlarına işleyeceği başından belli bu paket programa en etkili ‘eleştiri’nin pratikte onu geçersiz kılacak bir mücadele olduğu apaçıktır. İşçi ve emekçiler bunu başaramadıklarında daha ağır yükleri sırtlamak, daha fazla yoksullaşmak, daha çok kişinin işsiz kalmasını kabullenmek zorunda kalacaklardır. Bu boyun eğilecek bir durum değildir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa