Siyasette korku satarak geçinmek
Fotoğraf: TBMM
Tarih 25 Mart 2019. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakının Yenikapı’da düzenlediği İstanbul mitinginde kürsüye geliyor ve şunları söylüyor: “İstanbul, Cumhur İttifakının hassasiyet ve haysiyet merkezidir. İstanbul demek Türkiye demektir. İstanbul sıradan bir şehir adı değildir. Bu siper düşerse Türkiye’miz gider, nice miras ve emanetler kararır.”
Bu konuşmanın ardından 31 Mart 2019’da gerçekleşen yerel seçimlerde Cumhur İttifakı İstanbul’u kaybetti. İktidar medyasının manşetleriyle desteklenen hukuksuz dayatmalarla yenilenen İstanbul seçimlerinde fark daha fazla açıldı.
Cumhur İttifakı için o siper düştü, ama Bahçeli’nin söylediğinin aksine Türkiye bir yere gitmedi.
31 Mart 2024 yerel seçimleri, Cumhur İttifakının güç kaybettiği, AKP’nin ikinci parti durumuna düştüğü bir tabloyu ortaya koyarken, devlet imkanlarının harekete geçirildiği ve bakanların sahaya sürüldüğü İstanbul’da Cumhur İttifakı büyük bir hezimet yaşamaktan kurtulamadı. Bahçeli’nin ifadesiyle ortada ‘siper’ kalmadı ama Türkiye de bir yere gitmedi.
Son yerel seçimler, Cumhur İttifakının ülkenin “bekası” ile kendi iktidarları arasında koşutluk kuran söylemlerinin kitleler nezdinde inandırıcılığını önemli oranda kaybettiğini gösterdi.
Bahçeli, Yenikapı’daki o konuşmasından 5 yıl sonra, 18 Mayıs 2024 günü, partisinin Kızılcahamam Kampı’nın açılışında yaptığı konuşmada, “Partimiz ve Cumhur İttifakı, yerel seçimlerde başarıya ulamıştır ve bu seçimlerden de yüzünün akıyla çıkmıştır” dese de MHP’nin son seçimlerde, kalesi gibi görülen Kastamonu’yu dahi kaybettiği biliniyor. Uşak ve Balıkesir de MHP’nin kaybettiği kentler arasında.
Bahçeli’nin ifadesiyle söylersek; “Somut sonuçlar, bu durumu göstermektedir.”
Siyasetteki vizyonu korku satarak geçinme üzerine kurulu olan Bahçeli’nin Kızılcahamam’daki şu sözleri içinden geçtiğimiz dönem açısından ayrıca not edilmeli: “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya çalışanlara, hoşgörü ile bakmak, tehditlerle yargıyı işlevsiz hale sokmak tükeniştir. Terörist Demirtaş'ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına itiraz etmek ise hem millete hem de devlete ağır bir hakarettir. Bu cezaların yumuşama ortamına zarar verdiğini söylemek ise terör seviciliğidir.”
Geride bıraktığımız haftanın önemli bir gelişmesi olarak, Kobanê davasında karar açıklandığı günün akşamı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan kararla 28 Şubat davasında hüküm giyen generallerin cezaları kaldırılarak tahliye edilmesine ilişkin olarak da Bahçeli, Kızılcahamam’da şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de normalleşme süreci yaşanıyorsa onun içerisinde önemli bir adım olarak görülmeli.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisi açısından ise generallerin tahliyesi ile Kobanê davası kararı, ciddi bir gerileme yaşadığı son yerel seçimlerin ardından içinde bulunduğu tablonun dengelerini yansıtıyor. Bir yandan Özgür Özel ile yaptığı görüşmede kendisine iletilmiş olan yaşlı generallerin tahliyesi talebini, ihtiyaç duyduğu yeni anayasa sürecine dair bir yatırım hesabıyla karşılamak, diğer yandan, ittifak ortağı Bahçeli’nin Kobanê davasına dair hassasiyetlerini dikkate almak. Ancak Kobanê davasında bir yandan eki HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş’a 42 yıl, Figen Yüksekdağ’a 30 yıl 3 ay hapis cezası verilirken, tahliye ve beraat kararlarına da yer verilmiş olması farklı hesapları dengelemeye yönelik bir formül gibi duruyor.
Bu arada, Kobanê davası kararının, MHP’nin tercihlerine ek olarak, Kürt sorununda devletin sınır ötesine kadar uzanan konsepti içinde anlam bulduğunu da eklemek gerekiyor.
Devletin Kürt sorununa dair politikasının sınırları “terörle mücadele” ekseniyle şekillendiği sürece onun iç politikadaki ve yargı süreçlerindeki yansımalarını da görmeye devam edeceğiz.
Tam da bu nedenle, Kürt sorununu ‘devlet bekası’ parantezinin dışına çıkaracak bir tutumu örgütlemek muhalefetin önünde önemli bir görev olarak duruyor.
- Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı 13 Aralık 2024 04:57
- Sınırımızdaki yeni Afganistan ve kaostan rant devşirmek 09 Aralık 2024 07:00
- Geniş atılan ağda çıkışı aramak... 02 Aralık 2024 06:55
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07
- Mayınlı bir süreç 28 Ekim 2024 05:10
- Yenidoğan çetesi: Çürümenin ekonomi politiği 21 Ekim 2024 05:00
- Barışa kapı açmak mı, süreci yönetmek mi? 14 Ekim 2024 05:00