Sözde kalmasın
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/262652.jpg)
Fotoğaflar: Devlet Bahçeli (solda) TBMM I Ayhan Bora Kaplan (ortada) DHA I Tayyip Erdoğan (sağda) TBMM
AKP yurt dışından para bulmak için son iki senedir çabalıyor. Arap sermayesinden istediği kadar para bulamadı ya da aldığı para yeterli değil. Ayrıca Arap şeyhleri, kralları da sırf din kardeşiyiz diye kimseye para vermiyor. Hem karşılığını istiyorlar hem batan geminin mallarından pay istiyorlar hem de Batılı emperyalistlere ters düşmek istemiyorlar. Çünkü onlar da din kardeşi Erdoğan’dan çok, Batılı emperyalistleri seviyorlar.
Batılı emperyalistler işlerine yaradığı sürece Erdoğan’ın keyfi yönetimine, insan hakları ihlallerine ses çıkarmıyorlar ya da “Dostlar alışverişte görsün” misali sözde eleştirilerle yetiniyorlar. Fakat, iş para ya da silah vermeye gelince taleplerini masaya koyuyorlar. İsveç’in NATO’ya girmesine onay verilmesi, göçmenlerin tutulması için yeni sözleşme, gri listeden çıkılması, AİHM kararlarının yerine getirilmesi vb.
Erdoğan’ın “normalleşme”, “yumuşama” dediği şey 2003-2007 döneminde yaptıklarının bir benzerini yapmak ve hem açlık ve yoksulluğa mahkum edilen halkı demokratikleşiyoruz, normalleşiyoruz diye uyutmak hem de emperyalistlerin taleplerini yerine getiriyormuş gibi yapmayı planlıyor. Erdoğan’ın bu planına CHP razı gibi ama MHP sorun çıkarıyor.
MHP, AKP’nin 2015 haziran seçimi sonrası tek başına hükümet kurma pozisyonunu kaybetmesi, HDP’nin üçüncü ve kilit partisi olması sonrası AKP ile koalisyon kurdu. AKP’den bakan istemedi ama bürokraside, FETÖ’den boşalacak bütün yerlere kendi kadrolarını yerleştirme sözü aldı. O tarihten bu yana da emniyet, yargı, mülkiye ve orduya kadrolarını yerleştirdi ya da var olan kadrolarını yüksek mevkilere getirdi. Sokağa hakim olmak için de yandaş mafya şeflerini hapishanelerden çıkarıp kullanmaya başladı.
AKP’nin “normalleşme” politikası MHP’nin politik çıkarlarına dokunduğu her durumda MHP tepki gösterdi. Son olaylar böyle bir tepkinin dışa vurumudur. Ve MHP kazandı. İstediğini aldı.
Gri listeden çıkmak, “normalleşme, demokratikleşme” için İçişleri Süleyman Soylu’dan kurtulmak, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelip Türkiye’ye sığınmış mafya, uyuşturucu çetelerine operasyon yapar gibi görünmek gerekiyordu. Yeni içişleri bakanı bu işle görevlendirildi. Ve yeni bakan tam bir “reality show” yönetmeni gibi her gün sabah bir operasyon görüntüsü sundu halka. Her gün bir operasyon olunca kimse operasyonların sonucunu takip edemedi. Ya da bazı medya takip etmezdi zaten, onlar da bu “show”un bir unsuru idi zaten. Yakalananların kaçı daha sonra bırakıldı, söylenenler gerçek mi, yapılanlar yasaya uygun mu, çeteler gerçekten çökertiliyor mu? Operasyonda el koydukları lüks arabaları trafik polisleri eşliğinde Taksim’de sergilediler. Sanki çetenin arabasını polise vermişler gibi…
İş Sinan Ateş cinayeti ve Ayhan Bora Kaplan olaylarına gelince ortalık karıştı. “Show” un yerini bilek güreşi aldı. Çünkü her iki konuda da ipin ucu MHP’ye dokunuyordu. İki konuyu da eşeleyen herkes MHP ve Süleyman Soylu’ya ulaşıyordu. MHP, ilk önce iki davaya karşılık Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kozlarını ileri sürdü. Avrupa Konseyi ve AB’nin istekleri doğrultusunda tahliye edilmeye hazırlanılan iki rehinenin serbest bırakılmasını engelledi. Sonra MHP ve Soylu ellerindeki kozları AKP’ye gösterdiler. “Normalleşin, demokratikleşin ama bize belli bir mesafeye kadar yaklaşmayın” dediler.
Çözüm şöyle bulundu: Sinan Ateş cinayetinde suçlular birkaç tetikçi olarak kalacak, Ayhan Bora Kaplan davası AKP’ye darbe yapmak olarak gösterilip, sıradan bir mafya davası olarak unutturulup, iş tatlıya bağlanacak.
Anlaşma sağlandıktan sonra Bahçeli havasını da attı: “Normalleşme sözde kalmasın” dedi.
FETÖ’cülerden MHP ve Ergenekoncuların desteği ile kurtulan Erdoğan, MHP’den CHP ve Ergenekoncularla kurtulabilir mi? Yoksa düşe kalka AKP-MHP ortaklığı sürer mi? Yoksa, emek ve demokrasi güçleri AKP-MHP koalisyonunu tarihin çöplüğüne gönderir mi?
Tabii en iyi şık, üçüncü şık.
Evrensel'i Takip Et