22 Mayıs 2024 04:20

Bellek, hatırlama ve unutturmama…

“Alacakaranlıkta 30 Yıl: Madımak Katliamı” web belgeselinden bir görüntü

“Alacakaranlıkta 30 Yıl: Madımak Katliamı” web belgeselinden bir görüntü

Paylaş

‘Ya yeni bir yol bulacağız, ya yeni bir yol yapacağız’
-Hannibal

Sorunlu bir dünyada yaşıyoruz. Sorunların da sistemsizliğin sistemi olan kapitalizm olduğunu biliyoruz. En azından kitlesel imha olan yoksulluk ve savaşların kapitalizmden kaynaklandığını söyleyebiliriz. İsteyenin kapitalizmin yanına emperyalizmi de eklemesinde bence bir sakınca yok. Kısaca sistem değişmeden savaşlar, katliamlar ezcümle kötülüklerin çoğu da bitmeyecek. Ama bir gün bu cehennem dünyanın asalaklar düzeni devrilecek.

EN GÜÇLÜ SİLAH NE OLABİLİR?

Bence bilgi belge ve bellek. Gördüğümüz işkenceleri, baskıları, kıyamları resmi tarihçilerden koparıp gerçeği güçlendirip gelecek kuşaklara bırakmak önem taşıyor. Dünya artık eski dünya değil. Bilim ve teknolojiyi günün şartlarına göre hızlı ve verimli kullanıp dünyanın her yerinden ulaşılabilir kılabilmek gerekiyor.

Belgesel, uzun veya kısa metraj filmler yapılabilir. Ciltler dolusu kitaplar yazılabilir. Akademik tezler yazılabilir. Sanatsal beceriler katılarak sergiler açılabilir. Şimdiye kadar yapılanlar hep bunlar zaten. Çok iyi film, müthiş bir kitap, harika bir sergi der geçeriz. Sonra da yeni bir şeyler yapılmalı der dururuz.

“Madımak Katliamı Hafıza Merkezi” iki yılı aşkın zamandır yoğun emek ve alanlarında uzmanlarla örnek bir çalışma gerçekleştirip yavaş yavaş internet ortamında çalışmalarını erişime açmıştı. Neredeyse bitmiş haline kavuşunca 18 Mayıs’ta Ankara Nâzım Kültür Merkezinde ilk sunum ve galasını yaptı. Toplumla paylaştı. İzmir, İstanbul ve yurt dışında sunumlarını sürdürecek. Şimdi bu yazıyı okuyanlardan çoğu “Eee ne var bunda” diyebilir. Sunu/tanıtım (lansman), gala film gösterimleri ve sıkıcı metin okumalarını akla getirebilir. Fakat böyle olmadığını nasıl anlatabiliriz? Zamanla diyelim…

Sunum konuşmalarında değinildi, ben de burada tekrar etmeyi önemli buluyorum. Bu büyük projenin sunumuna medyasından sendikasına, derneklerden siyasi partisine ülkenin emekten yana tüm kurum ve kişileri davet edilmiş. Fakat beklenen veya ihtiyaç olunan düzeyde bir katılım veya ilginin olmadığını söyleyebilirim. Bu meselenin birbirinin kopyası olan haberler veya basın bültenlerinden daha fazla araçla görünür kılınmaya, gündem edilmesine ihtiyaç var. Sendikaların basın açıklaması dışında kendileriyle kesişen noktalarından tutması gerekir. Çok çeşitli konuları gündemlerine alan dernekler hem Madımak Katliamı’nın hem de bellek ve hafıza meselesinin ülkede yaşananlarla ilişkisini kurabilmeli. Kısaca bu meselenin bugün için hayatlarımızda ne ifade ettiğini analiz edebilmeli ve emekten yana tüm kesimlerin hafızalarımızdan büyük bir katliamın ve sonuçlarının silinmemesi için sorumluluk üstlenmesi gerekiyor.

Hayatlarımızın birçok yerde kesiştiği ortak sorunlarımıza ışık tutan ve pratiğe uygulanmış olan “Madımak Katliamı Hafıza Merkezi”nin bir yol ve yöntem önerdiğini, buradan yola çıkarak yakın tarihten geriye doğru uyarlanabilen ve uygulanabilecek somut bir çalışma olduğunu görüp üzerine tartışılmalı. Ama biliyorum ki ilerde bu anlaşılacak. Şimdi bunları yazıyorum ama bir yandan da kendimi sorguluyorum. Ben bu projeye katılmamış olsaydım belki de ben de eleştirdiğim noktada olacaktım ve böyle bir yazı da yazmayacaktım. Hem arşivimden hem de yaklaşık 8 ay boyunca fotoğraf çekimlerimden, birçok il ilçe ve köylere giderek katledilenlerin aileleriyle görüşerek onlardan kalan eşyaları, fotoğrafları ve çalışmalarını toparladığım bir katkım oldu. Yerellerde gerçekleştirilen ve pek bilinmeyen anıtları fotoğraflayarak katkı sunduğum belgeselin hazırlık sürecindeki tanıklığım bu projenin tanıtılması ve verilen emeğin görülmesi açısından önemliydi.

Biliyorum uzun yazı okunmaz. Ben de zaten projeyi yazarak anlatmayı düşünmüyorum. Aşağıya adresi bırakıyorum. Künyesinden başlayıp Kütüphaneyi, Sanal Müzeyi, Web Belgeseli ve Madımak Katliamı’na ilişkin ne arıyor ya da soruyorsanız bulabileceğiniz bir anıtla karşılaşacağınızı söylemek isterim. Evet, devlet anıtlar ve müzelerin kurulmasını istemiyor. Pardon, insanlık suçlarına ilişkin olanları tabii. Bu proje Eylem Şen’in konuşmasında dediği gibi “Gökyüzüne kurulmuş bir anıt ve müze” olarak tarihte yerini alacak.

Madımak Katliamı Hafıza Merkezinin bütünlüklü tanıtımı ve “Çok Kötü Bir Şey Oldu” belgeselinin gösterimi 18 Mayıs’ta Ankara’daki Nâzım Hikmet Kültür Merkezinde yapıldı. 25 Mayıs’ta İzmir’de, 29 Haziran’da da İstanbul’da tekrarlanacak. Diğer şehirlerde yapılacak gösterimlerin yer ve tarih bilgileri netleştikçe Madımak Katliamı Hafıza Merkezinin sosyal medya hesaplarından duyurulacak. Merak edip bilgisayarla falan uğraşamam diyenlere özellikle önemle duyururum.

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi web portalının paylaşıma açılmış tüm bileşenlerine https://www.madimak.org adresinden ulaşılabiliyor. İçeriğindeki çeşitli uygulamalar nedeniyle web belgeselinin cep telefonundan değil de bilgisayar ekranından izlenmesi öneriliyor. Uzun ve detaylı içeriğinin takibi, bazı grafik ögelerin interaktif kullanımı masaüstü, dizüstü ve tablet bilgisayarlarda çok daha kolay.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa