30 Mayıs 2024 04:46

İyi ki birlikteydik!

İstanbul'da 14 Mart Tıp Bayramı açıklaması

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi görevimizin sonuna geliyoruz artık. Tam 29 gün sonra görevimizi divana teslim edip, 31 gün sonra da yeni seçilecek heyet belirlenecek. Tabii meslek örgütümüzün her daim emek verenleri olmaya devam edeceğiz, ona kuşku yok. Yalnızca bir süreliğine üstlendiğimiz sıfatlar değişecek. Zengin mutfağı değil ama mutfağı zengin bir meslek örgütü olma konusunda, emek rejimlerinin değişimiyle birlikte ciddi bir aşınma olduğu aşikar. Görev süremiz boyunca bu aşınmayı onarma, daha çok meslektaşımızı mutfağa alma konusunda yetersiz kaldık. Yeni emek rejimlerinde, baskıcı bir ortamda meslektaşlarımızın meslek örgütü ile ilişkilerini güçlendirmek için yollar arasak da yetmedi, yetemedik.

Neler yaşamadık ki görevde olduğumuz 44 ay içinde. Zaten pandeminin orta yerinde üstlendiğimiz sorumluluğun ötesinde, pandemiyle faş olan çökmüş bir sağlık sistemi, aşınan değerlerimiz ve bizleri değersizleştiren politikalara karşı giriştiğimiz “emek bizim söz bizim” eylem süreci içinde ikinci dönem için yeniden görevi devralırken, en zor zamanları geride bıraktık diye düşünmüştük. Ne büyük hata! Önce insan hakları ihlallerinin belgelenmesi alanında çalışan bir adli tıp uzmanı olarak belirttiğim görüş suçlulaştırılarak hapsi boylamam, başkanı hapiste bir meslek örgütü olmamız yetmezmiş gibi tüm konsey üyelerinin çalışma alanlarının bütünüyle dışında bir tıbbi görüşten sorumlu sayılıp görevden alınması davası derken, 11 ilin, 16 milyona yakın insanımızın etkilendiği devasa bir depremle sarsıldık. Yitirdiğimiz canlar, çöken sağlık sisteminin hepten enkaz altında kalması, aşınsa da mutfağın sağlamlığını gözler önüne serdi. Meslektaşlarımız özveriyle deprem bölgesinde yoğun emek verdi. Halk sağlığı sorunlarından sağlık çalışanlarının çalışma koşullarına, barınmadan beslenmeye, soluduğu havadan içtiği suya TTB her yerdeydi. Yanı başımızda Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, sağlığı üretenler yaşamı yeniden kurmanın peşine düştük.

Konsey üyeleri olarak her toplandığımızda, olağan dışı durumlar felaketle sonlandığında, İliç’teki maden kazasından diyalizde antifriz sızıntısına gün içinde bazen birkaç felaketi bir arada yaşadığımızda birbirimize ufukta bir meteor olup olmadığını sorar olduk. Şimdi oda seçimleri tamamlanıp, sıra merkezi kurullarımızın yenilenmesine gelmişken seçilecek meslektaşlarımızın “hiç” demek gerçekçi olmayacağından, daha az felaketle karşılaşmasını umarak mutfakta devam edeceğimizi, dayanışmanın gücüyle bu çöken sisteme karşı meslektaşlarımızın hakları için, çalışma koşullarımız ve toplumun sağlık hakkı için mücadeleden geri durmayacağımızın sözünü bir kez daha verelim.

Pandemi nedeniyle üç ay kısa süren ilk dönem ve sonraki dönemimizde ivmelendiğine tanık olduğumuz Resmi Gazete yayınlarını gece yarısını bir geçe sektirmeden atan, ameliyattan, nöbetten çıkıp uyumadan soluğu TTB’de alan, mesaiyi TTB’ye taşıyan, nice aktarmalarla rötarlarla toplantıya yetişen, birlikte gülüp birlikte ağladığımız, omuz omuza mücadelede asla yalnız hissettirmeyen, 2.5 aylık hapisliğimde dahi yazılarıyla şiirleriyle hücreme sızan ve birlikte çalışmaktan, emeğimizi birbirine katıp güçlendirerek yetebildiğimizce yan yana durmaktan onur duyduğum tüm meslektaşlarıma teşekkür borçluyum. Bu kurşun gibi ağır günlerde bağırmaya hiç kalmadan birbirimizin sesini hep duyduğumuz, günlerimizi tahammül edilir kılmanın ötesinde en zor zamanları dahi gülümseyerek geçirebildiğimiz için. Varlığınız için. En az felaketle yeni dönemde mücadele etmek zorunda kalmasını umduğum yeni heyetimizin de bu dostluk ve yoldaşlık duygusuyla güçlenmelerini diliyorum. Mücadelemizi güçlendiren yoldaşlığımızdır. İyi ki birlikteydik!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa