Rojava seçimleri Erdoğan iktidarını neden kaygılandırıyor?
Fotoğraf:AA
Dikkatlerin İsrail’in Gazze’deki katliam ve işgallerine çevrildiği bir dönemde bölgenin (Ortadoğu) bir başka noktasında, Suriye’de önemli gelişmeler yaşanıyor. Kuzey ve Doğu Suriye (Rojava) demokratik özerk yönetimi kendi kontrolündeki kantonlarda yerel seçimlere hazırlanıyorken Suriye Lideri Esad, Rojava özerk yönetimi ile yeni bir diyalog süreci başlatacaklarını ve birkaç ay içinde bir çözüme ulaşmayı amaçladıklarını açıkladı. Elbette bu gelişmeler Rojava özerk yönetimini “teröristan” olarak tanımlayan ve Kürtlere karşı yeni operasyonlar için fırsat kollayan Erdoğan iktidarını fazlasıyla rahatsız ediyor ki, bu rahatsızlık MGK’nin 28 Mayıs’ta yapılan son toplantısı sonrasında açıklanan bildirgeye de yansımış ve dün EFES-2024 Tatbikatı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan da yeni operasyon tehdidinde bulunmuştu.
Öncelikle Suriye’deki bu gelişmelerin İsrail saldırganlığının bölgede gerilimi tırmandırmasının ve gerilim alanlarında yeni çatışmaları tetiklemesinin yarattığı sonuçlardan ve bu sonuçlardan kaçınma çabasından bağımsız olmadığının altını çizmek gerekiyor. İsrail’in Gazze’de soykırıma dönüşen saldırı ve işgali sonrasında Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen başta olmak üzere bölgenin çeşitli noktalarında ABD ve İsrail ile İran ve destekçisi milisler arasında yeni saldırı ve çatışmalar yaşandı. Bir yandan İsrail’in İran’ın Şam Konsolosluğuna saldırısı ve İran’ın bu saldırıya verdiği cevabın bölgesel bir savaşa yol açıp açmayacağı tartışılırken öte yandan ABD’nin böylesi bir sonuçtan kaçınmak için Irak ve Suriye’deki askeri güçlerini çekeceği iddiaları gündeme gelmişti.
İşte 13 yılını geride bırakan savaşın yarattığı yıkımın etkilerini büyük oranda yaşamaya devam eden Suriye yönetimi ve bölgedeki gelişmeleri Kürtlere karşı yeni saldırı için bir fırsata dönüştürmeye çalışan ve bu konuda ABD emperyalizmi ile pazarlıklar yapan Erdoğan iktidarının baskısı altındaki Rojava özerk yönetiminin son hamlelerini bu gelişmelerle bağlantılı olarak okumak gerekiyor.
Suriye’deki Esad yönetimi, ülke topraklarının yeni gerilim ve çatışmaların merkezi haline gelmesini istemiyor. Bu nedenle Gazze’de yaşananlar konusunda temkinli bir tutum almaya ve son yıllarda yeniden siyasal ilişkiler kurduğu diğer Arap rejimleriyle ve geçen yıl yeniden kabul edildiği Arap Birliği ile uyumlu bir çizgide durmaya çalışıyor. Bu noktada Esad’ın Kürtlerle diyalog açıklaması, bu politikanın bir devamı olarak kendi iç sorunlarını çözmeye yönelik bir hamle olarak anlam kazanıyor.
Kuşkusuz bu adımın atılmasında Rusya’nın yönlendirmesinin ve diyaloğun yeniden kurulması yönünde iki tarafla sürdürdüğü ilişkilerin önemli bir rolü bulunuyor. Dikkatini ve enerjisini Ukrayna savaşına vermeye devam eden Rusya’nın böylesi bir zamanda ilişkileri son zamanlarda gergin olan Suriye yönetimi ile Rojava özerk yönetimi arasında diyalog kapısını yeniden aralaması sebepsiz değil.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, şubat ayında yapılan ve Ortadoğu’daki sorunlar ile çözüm yollarının tartışıldığı Valdai Konferansında “ABD’nin Ortadoğu’yu felakete sürüklediğini”, “Rusya’nın Suriye’de rejim ve Kürtler arasında kurduğu ilişkinin dış etkenler nedeniyle altüst olduğunu” vurguladıktan sonra “Fakat hâlâ fırsatlar var ve huzur sağlandığında Moskova bu konuya geri dönecek” açıklamasını yapmıştı.
Son dönemlerde Erdoğan iktidarının ABD-NATO eksenine daha fazla bağlanma yönünde adım atmaya çalıştığı biliniyor. Bu bağlamda özellikle Irak üzerinden İran’ı dengeleme rolüne soyunuyor. Öte yandan İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesinin ardından yine ABD emperyalizminin baskısıyla Rus gazına bağımlılığı azaltmak amacıyla ABD’li enerji tekeli ExxonMobil ile 10 yıllık bir anlaşma imzaladı. Ayrıca temmuz ayında yapılacak NATO zirvesinde Biden’ın Erdoğan üzerinde Rusya’ya karşı Kafkasya ve Karadeniz’de adım atması yönünde baskı kurması bekleniyor. Erdoğan iktidarının bu yönelimi, bugüne kadar belli bir ‘denge’ politikası sürdürmeye çalışan Moskova’nın Suriye ve Kürtler konusuna geri dönmesine yol açmış gibi görünüyor.
Kuzey ve Doğu Suriye demokratik özerk yönetiminin kendi kontrolündeki Efrin-Şehba, Minbic, Fırat, Cezire, Tabka, Rakka ve Deyrezor kantonlarında seçim kararını da bu gelişmelerle birlikte ele almak gerekiyor. Rojava özerk yönetiminin 7 kantonda 3 milyondan fazla seçmenin olduğu 151 seçim bölgesinde seçim kararı almasının birbiriyle bağlantılı birkaç hedefi olduğu söylenebilir: Birincisi, kendisiyle askeri olarak iş birliği yapan ABD başta siyaseten hiçbir ülke tarafından tanınmayan Rojava özerk yönetiminin böylesi bir süreçte üç milyondan fazla seçmenin olduğu bir alanda yerel seçim yapma hamlesinin siyasi tanınma yönünde önemli bir adım olduğunun altı çizilmelidir. Elbette bu hamle öncelikle Suriye yönetimi ile yapılacak görüşmelerde özerkliğin tanınması pazarlıkları için önem taşıyor.
Burada Erdoğan iktidarının Rojava’daki seçimleri “Devletleşme yönünde atılmış bir adım” olarak değerlendirmesine ve son MGK bildirisinde “Bir oldubittiye izin verilmeyeceği” açıklamasına da dikkat çekmek gerekiyor.
Her şeyden önce Rojava yerel seçimlerinin “devletleşme” yönünde bir adım olduğu iddiası gerçeği yansıtmıyor. Çünkü Rojava özerk yönetimi kendini demokratik Suriye’nin bir parçası olarak tanımlamakla kalmıyor bu konuda her fırsatta Suriye yönetimi ile diyaloğun kapılarını da zorlamaya çalışıyor.
Hamas’ı “Kuvayımilliye”ye benzetirken Rojava özerk yönetimini “teröristan” olarak adlandıran Erdoğan iktidarının asıl kaygısı, bu seçimlerin Rojava yönetiminin siyasal meşruiyetinin bir kanıtı olarak işlev görecek olmasıdır. Kuşkusuz bugün Hamas da Rojava’daki SDG/SDM de Ortadoğu’da çözümsüz bırakılmış iki ulusal sorunun sonuçlarıdır. Erdoğan iktidarı Hamas’ı siyaseten tanırken ülke içinde Kürt sorununda sürdürdüğü politikanın bir devamı olarak Rojava Kürtlerinin siyasi temsilcilerini bir tehdit olarak görüyor. Bu nedenle İsrail’in Filistin’in kendi kaderini tayin hakkı karşısında sürdürdüğü hak tanımaz politikanın bir benzerini Kürtlere karşı sürdürüyor-ki, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırganlığının hemen öncesinde Dışişleri Bakanı Fidan, Rojava için “Bütün alt yapı ve üst yapı tesisleri hedefimizdir” açıklamasını yapmıştı.
Dolayısıyla Rojava özerk yönetiminin ikinci hedefi de bu seçimleri Erdoğan iktidarının saldırganlığına karşı siyasi meşruiyet ve dayanaklarını arttırmanın aracı haline getirmektir.
Rojava özerk yönetiminin bu seçimler üzerinden bir diğer önemli hedefi de Kürtlerin Araplar, Türkmenler, Çerkesler ve Süryanilerle birlikte yaşadığı bu coğrafyada halkların demokratik birliği yönünde atılmış adımları güçlendirmektir.
Tam bu nokrada Erdoğan iktidarının Suriye’deki siyasal hedeflerinin bir uzantısı/aracı pozisyonunda bulunan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) içinde yer alan ve Suriye’de Barzani çizgisindeki Kürt partilerinden oluşan Suriye Kürt Ulusal Konseyinin (ENKS) bu seçimleri boykot ettiğini de not etmek gerekiyor. Sonuçta buradaki tutum da Barzani yönetiminin Irak Kürdistan Bölgesi’nde Erdoğan iktidarıyla iş birliği temelinde sürdürdüğü politikanın bir devamı olarak anlam kazanıyor.
Bitirmeden söyleyelim: Erdoğan iktidarının medyadaki sözcülerinden Abdülkadir Selvi, CHP Lideri Özgür Özel’in, Rojava seçimleri konusunda ortaya koyacağı tutumunun iktidarla ilişkileri normalleştirme bakımından bir “samimiyet testi” olacağını söylüyor. Doğrudur, Özel’in bu konuda ortaya koyacağı tutum; iktidarın yayılmacı emelleri ve Kürt sorunundaki savaşçı politikalarından mı yoksa bölgede barış ve Kürt sorununda demokratik çözümden mi yana olduğunu gösterecek.
- Mesele sadece Erdoğan'ın adaylığı mı? 17 Ocak 2025 05:25
- Adsız süreç, çözümsüz barış! 14 Ocak 2025 05:00
- Trump, Erdoğan’ı niye övüyor? 10 Ocak 2025 04:40
- Türkiye-İsrail rekabeti ve Kürt sorunu 07 Ocak 2025 05:30
- Suriye’deki gelişmeler ve kapısı aralanan yeni ‘süreç’ 03 Ocak 2025 07:30
- Öcalan'ın mesajı ve yeni sürecin işaretleri 30 Aralık 2024 12:47
- HTŞ yönetimi ve Suriye'nin etnik-dinsel fay hattı 27 Aralık 2024 06:20
- Suriye ve yeni Osmanlıcılık 24 Aralık 2024 05:00
- Düğüm yine Kobanê'de çözülecek! 20 Aralık 2024 05:30
- Yeni Suriye kurtlar sofrasında! 17 Aralık 2024 05:00
- Ankara'da Rojava pazarlığı 13 Aralık 2024 10:10
- Esad rejimi sonrası Suriye ve Ortadoğu’yu ne bekliyor? 10 Aralık 2024 05:30