02 Haziran 2024 04:03

Hoşça kal plastik poşet

plastik poşet tutan çocuklar

Fotoğraf: Bye Bye Plastic Bags kampanyası

PAZAR
Paylaş

Çocuklara ve gençlere tepeden bakan, 23 Nisan ve 19 Mayıslarda anlamsız konuşmalar yapanlar listesi çok uzun. Listenin başında, her zaman bakan oldukları için çocuk ve gençlere tepeden bakabileceklerini sanan eğitim bakanları var.

Tepeden bakmayı seven siyasetçiler çocuklara ve gençlere eyleme geçtiklerinde yaratacakları büyük değişimlerden hiç söz etmezler çünkü dünyanın değişmesini istemezler. Dünyayı değiştirenlerin çabalarını ısrarla anlatmak bizlere düşüyor. Bugün, Melati ve İsabel Wijsen kardeşlerin öyküsüne kulak verelim.

Melati ve İsabel, okyanusla çevrili küçük bir ada olan Bali’de yaşıyorlar. Bali ve Endonezya Türkiye’den çok uzaklarda ama bu önemli değil, çünkü Melati ve İsabel’in üzerine gittikleri sorun, dünyanın her yerinde karşılaşılan türden bir sorun. Plastik torbalar ya da poşetler.

Melati ve İsabel yaklaşık 10 yıl önce eyleme nasıl geçtiklerini şöyle anlatıyorlar:

“Okulda bir derste, Nelson Mandela, Martin Luther King gibi liderleri ve değişim yaratanları ele aldık. O zamanlar 10 ve 12 yaşlarındaydık. Eve gidince, Bali Adası’nda yaşayan çocuklar olarak fark yaratacak neler yapabileceğimizi düşündük. ‘Hemen şimdi ne yapabiliriz?’ diye sorduk. İnandığımız şeyleri savunmak için büyüyene kadar beklemek istemedik ve bu nedenle beklemedik.”

“Bali’nin karşı karşıya olduğu tüm sorunlar hakkında beyin fırtınası yaptık ve plastik çöpü seçtik, çünkü günlük hayatımızı en çok etkileyen şey buydu. Pirinç tarlalarında oynarken ya da sahilde yürürken plastik poşetlerin olukları tıkadığını; yol kenarlarında, nehirlerde biriktiğini görüyorduk. Bu, gerçekçi olarak bakıldığında üstesinden gelebileceğimiz bir sorundu.”

“Okyanusla çevrili bir adada büyüdüğümüz için plastiğin olumsuz etkilerini her yerde görüyoruz. Burada bundan kaçış yok. Plastik sorunu ile burun burunaydık. Yani sorun aslında herkesin gözlerinin önündeydi. Önce, ‘Bu sorun hakkında kim bir şey yapacak?’ diye düşündük. Ama bu soru da aslında sorunun bir parçasıydı! Tam da bu soruyu sorarken, değişimi başlatmak için gereken kişinin SİZ olduğunuzu unutuyorsunuz.”

“Araştırınca dünya çapında pek çok ülkenin plastik poşetlere yasak ya da vergi koyduğunu öğrendik. Sonrasında bunu Bali’nin de başarabileceğini düşündük! İşlere öyle net bir planla başlamadık. Poşetleri nasıl yasaklayacağımızı bilmiyorduk ama bunu istediğimizi biliyorduk. İşe, önümüze çıkacak engelleri aşmak için kararlı olmamızı sağlayacak denli güçlü bir tutkuyla giriştik. Yıllardır yaptığımız şey de aslında bu. Çalışmayı sürdürüyoruz ve asla vazgeçmiyoruz.”

2013’de işe koyulduklarında Melati 12 ve İsabel ise 10 yaşındaydılar. “Hoşça Kal Plastik Poşet” adını verdikleri projeyi Bali’de düzenlenen bir gençlik konferansında sundular. Neden plastik şişeler ya da pipetler değil de plastik poşetlerin üzerine gittiklerini şöyle açıklıyorlar:

“Plastik poşetlerin her gün marketlerde insanlara verildiğini görüyorduk ama aslında hiç de gerekli değillerdi. Biz alışverişe giderken yanımıza her zaman yeniden kullanılabilir bir çanta alıyoruz. Neden başkaları da almasın? Plastik poşetler dünyanın diğer ülkelerinde zaten yasaklanmış bir şeydi. Bu yüzden poşetlerin kullanılmasının engellenebileceğini, bunun mümkün olduğunu biliyorduk. Plastik poşetler aynı zamanda tüketicinin ‘HAYIR!’ diyebileceği bir şey. Poşet almayı ve kullanmayı reddedebilirler. Plastik poşetlere karşı çıkmak iyi bir başlangıç noktasıydı.”

Hoşça Kal Plastik Poşet” kampanyası başarıyla büyürken Melati ve İsabel de büyüdüler. Geleceğe ilişkin düşünceleri şöyle: “Bali bizim evimiz. İkimiz de Bali için güzel bir gelecek istiyoruz. Bali’nin kökleriyle bağlantı kurmasını; burada yaşayan ve buraya gelen insanların doğa ile uyum içinde kalmasını umuyoruz. Bali büyülü bir ada; burada pek çok harika şey olabilir ve olacaktır. Plastik kirliliğinden arınmış bir Bali’nin var olabileceğine inanıyoruz. Ayrıca daha fazla gencin harekete geçtiği ve inandıkları şeyler için ayağa kalktığı bir dünya hayal ediyoruz.”

Bu öyküden çıkarılabilecek birçok ders var. Burada üç tanesini vurgulayalım. Birincisi, Melati ve İsabel değişimin yetişkinlerin işi olduğunu reddetmişler. İkincisi, etki alanlarının Balili insanlar, yani tüketicileri kapsadığını; plastik şişeleri üreten dev şirketleri etkilemenin çok zor olduğunu görebilmişler. Üçüncüsü, fikirlerini bir gençlik konferansına taşıyarak, genç insanların görüşlerini ve desteklerini almışlar.

Çocukların ve gençlerin eyleme geçmesinden, “eylem” sözcüğünden bile korkanlar çok haklılar. Çocuklar ve gençler dünyayı değiştirebilirler!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa