08 Haziran 2024 04:59

Amerikan öğrenci hareketi dönüm noktasında

çadır stant, kalabalık

Fotoğraf: 

Lokman Vural Elibol/AA

Paylaş

Son zamanların en güçlü öğrenci hareketlerinden birini, altı eksende değerlendireceğim: Hedefler, egemenlerin şiddeti, kazanımlar, olasılıklar, tehlikeler ve sınırlar.

Hedefler:

Hareketin üç temel hedefi var. Gazze’de yaşananları gündemin merkezinde tutmak, ateşkes için yükselen seslere katkıda bulunmak ve üniversitelerin katliama katkı yapmasının önüne geçmek.

Şiddet:

Hareket çok güdük kalabilirdi. Aşırı sağın baskısından bunalan üniversite yönetimlerinin polis şiddetine başvurması sonucunda, Filistin yanlısı öğrenci eylemleri Amerikan tarihinde görülmedik şekilde büyüdü. Üniversitelerin çoğu, hatalarından dönmek yerine, bir de paramiliter şiddete göz yumma yolunu seçerek, iyice teşhir oldular.

Ülke çapında 3 bini aşkın öğrenci tutuklandı. Son günlerde, okuldan uzaklaştırma ve diploma vermeme uygulamalarına dahi başvurmaya başladılar. Eylemlere katılan öğrencileri, işsizlik ve borç bekliyor.

Kazanımlar:

Harvard, Northwestern, Brown, Minnesota, Rutgers, Kaliforniya (Berkeley ve Riverside Kampüsleri) dahil bir dizi üniversitede, yönetimle yapılan görüşmeler sonucunda öğrenciler dayanışma çadırlarını kendi iradeleriyle indirdiler. Adı geçen üniversiteler, öğrencilerin taleplerinin bir kısmını karşıladı.

Bu kazanımların göstermelik olduğunu, ilişkilerin ve yatırımların binbir dolayımla sürdüğünü ya da sürdürüleceğini iddia edenler de var. Tamamen haksız değiller. Bu yönetimler Filistin taraftarı filan değil. Üniversitelerin çoğunun aksine, pragmatik davranıp zaman kazanmaya çalışıyorlar.

Olasılıklar:

Araya yaz girecek. Hem yönetimler hem öğrenciler, bu arayı kendilerince değerlendirecek. Yüksek öğrenimin önemli e-dergilerinden biri, üniversite yöneticileriyle konuşmuş ve şunu sormuş: İfade özgürlüğü hakkındaki kurallar değişecek mi? Yöneticiler muğlak ifadelerle cevap vermişler bu soruya. Gelen dalganın önünü zor ve manipülasyonla almaya çalışacakları kesin.

Kitle gösterileri ve işgaller azalacak yazın. Ama üniversiteler nasıl sonbahara hazırlanıyorsa, hareket de hazırlanacak.

Hazırlığın başını, doktora öğrencileri çekecek. Lisans öğrencilerinin aksine, ciddi bir azınlık hâlâ kampüste. Bir o kadar önemlisi, Kaliforniya Üniversitesinde başlattıkları grevler. Grevlerin çabuk ve somut kazanımları olmayabilir. Fakat sonbahara örgütsel ve ideolojik hazırlık açısından önemliler.

Akademik grevler, işçi sınıfını etkileyebilir mi? Araştırma görevlilerinin UAW adlı yerleşik sendikada tuttukları yer önemli. Ancak birçok kültürel ve siyasi bariyerden dolayı, işleri kolay olmayacak. Yine de Filistin yanlısı sendika eylemlerindeki artış göz önüne alındığında, “Hiç şansları yok” demek yanlış olur.

Tehlikeler:

Diğer bir kitle mecrası da, Demokratik Parti Ulusal Kongresi olabilir. Ama 1968 deneyimi göz önüne alındığında, bu mecradaki radikalizmin istenmeyen sonuçları olma ihtimali güçlü. Aşırı sağ tepki, ve elbette Trump’ın oy tabanı, kampüslerde yaşanan olaylardan da, Ulusal Kongrede yaşanacaklardan da besleniyor, beslenecek.

Sınırlar:

Hareketin bir “hegemonya” çabası var mı? Yani, hedeflerinin geniş kitlelerce “gayet doğal” ve zaten “kendi çıkarları doğrultusunda” olarak algılanması; harekete daha geniş kesimlerin düzenli katılımının sağlanması gibi bir niyet var mı? Yoksa mesajın haklılığına aşırı güven bu çabayı engelliyor mu?

Hareket şimdilik merkezsiz yürüyor. Koordinasyon var, o kadar. Hareketin fraksiyonları arasındaki farklar, sık sık yanlış anlamalara, gerekli gereksiz suçlamalara, moral bozukluklarına, dağınıklığa neden oluyor. Yine de, bugüne kadar bu merkezsiz yapının faydası zararından çok oldu. Daha uzun vade için, özellikle de daha hegemonik bir hat oluşturmak isteniyorsa, daha merkezi bir yapı gerekebilir.

***

Kış sonu ve 1 Mayıs eylemleri, binlerce emekçiyi meydanlara çekti. Bu sayı on binlere çıkabilecek mi? Göreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa