Gayriresmi kayyumlar sendikaların başında
Fotoğraf: AA
“Sendika nedir?” sorusuna tek cümle ile cevap verecek olursak “İşçilerin sermaye sınıfına karşı ortak çıkarlarını ve haklarını savunarak, çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek için örgütlendikleri örgütlerdir” diyebiliriz. Patronların karşısında tek başlarına güçsüz olan işçiler bu sayede birleşir ve güçlenir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) sözleşmeleri ve diğer uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve hatta 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gereği sendikalar serbestçe kurulur ve bağımsızdır. Bu nedenle 6356 sayılı Kanun’da dahi “İşverenlerin işçi sendikasına üye olması, işçi sendikalarının işverenlerden ve işveren sendikalarından, kamu kurum ve kuruluşlarından bağış ve yardım alması” yasaklanmıştır.
Bir işçi sendikasının sendika olarak kabul edilmesi için adının sendika olması, Sendikalar Yasası’nda öngörülen şekil şartlarını yerine getirerek kurulmuş olması yetmez. Sendikanın sendika olabilmesi için sermayeden, devlet ve hükümetten yani siyasi iktidardan bağımsız olması zorunludur. Sendikaların işverenden ve siyasi iktidardan bağımsız olma zorunluluğuna “sendikaların saflığı ilkesi” denir.
SERMAYE MÜDAHALESİ
Sendikalar, görece kısa diyebileceğimiz Sovyetler Birliği deneyimini dışta tutarsak, sermaye sınıfının yönettiği ülkelerde, iktidardaki sınıfa karşı işçilerin örgütlenme ve mücadele aracı olmuştur. Bu nedenle sermaye sınıfı türlü yöntemlerle sendikalara müdahale etmiştir.
Sermaye sınıfı ve sermaye sınıfının menfaatlerini temsil eden iktidarlar, ilk ortaya çıktığı andan itibaren, sendikaları bozuştulmaya, kuruluş ve ortaya çıkış amacından saptırmaya çalışmıştır. Sarı sendikalar bu şekilde ortaya çıkmıştır.
Patronlarca el altından kurulan veya sermayenin kontrolüne giren sendikalara yüzyılı aşkın bir süredir sarı sendika denilmektedir. Sarı sendikaların “marifeti”, patronlar karşısında haklarını koruyormuş taklidi yaptığı işçilerin haklarından mahrum kalmasını, daha çok sömürülmelerini sağlamak, işçilere bu sömürü düzeninin ilelebet süreceğini empoze etmektir.
PERDE ROLÜ
Türkiye’deki sendikaların sarılık düzeyi giderek artmaktadır. Özellikle Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonlarına üye sendikaların çoğunluğu, hem sermaye ile hem de hükümetlerle iç içedir.
Ülkemizdeki sendikalar artık sadece işlevsel olarak sermayeye hizmet etmekle yetinmemektedir. Aynı zamanda iktidar koalisyonuna, sermaye hükümetlerine destek olmakta, sermaye sınıfı ile hükümetler arasındaki ilişkiyi perdelemektedir.
KAYYUM DÜZENİNE EVRİLME
Yazıya sendika tanımıyla başlamıştık, kayyumun sözlük anlamıyla devam edelim.
Kayyum, “Belli bir malın, belli bir kurumun yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse” demektir.
2016’dan bu yana Kürt halkının seçme seçilme hakkını tanımayan iktidar, belediyelere kayyum atıyor. Aynı süreçte sendikaları da gayriresmi görevlileri, gayriresmi kayyumları aracılığıyla yönetiyor, yönlendiriyor. Artık Türk-İş’e, Hak-İş’e başkan olmanın yolu Saray’dan geçiyor. Cumhurbaşkanının icazetini alan, tek aday olarak girdiği genel kurulda konfederasyon başkanlığına seçiliyor. Sonra da eğer “Kendisini kabul ederse” seyrek bir şekilde cumhurbaşkanıyla, sık sık çalışma bakanıyla görüşüp, işçilerin taleplerini arz etmekle yetiniyorlar.
Bu başkanlar bir yandan da cumhurbaşkanına işçiyi düşünen hakem rolünü yakıştırıp, işçileri sermaye iktidarına bağlama rolünü yerine getiriyorlar.
Hak-İş başkanı 13 yıldır bu koltukta ve 22 yıldır da Hizmet-İş Genel Başkanlığı koltuğunda oturuyor.
“Cumhurbaşkanının dostu” olduğu dillendirilen Türk-İş Başkanı ise 1999’dan bu yana Demiryol-İş’in genel başkanlığını yapıyor ve 2015’ten beri Türkiye’nin en büyük konfederasyonunun başkanı.
Bu başkanların döneminde işçilerin ekmeği küçüldü ama koltuk baki kaldı.
Bu tablodan çıkan sonuç şunu gösteriyor: Kayyum sendikacılardan kurtulmadan, kayyumluğa varan sarı sendikal düzen parçalanmadan işçilerin ekmeği kalıcı olarak büyümeyecek, insanca yaşam ve çalışma şartları sağlanamayacak, sömürü ağırlaşarak devam edecek.
- Anayasal haklar çiğnenirken 01 Aralık 2024 04:00
- Yargılama sürelerini kısaltmak iktidarın görevi 24 Kasım 2024 04:06
- Sömürü için yabancı hukuk 17 Kasım 2024 04:32
- AYM kararı kamu TİS’lerini nasıl etkileyecek? 10 Kasım 2024 05:00
- AYM’nin yapısal sorun tespiti ve TİS hakkı 03 Kasım 2024 04:16
- Grev hakkını kullanmanın yolu 27 Ekim 2024 04:44
- Grev kırıcılığı ve mevzuat 20 Ekim 2024 04:50
- Amaç hakları genişletmek olsaydı... 06 Ekim 2024 04:41
- Sendika hakkı ve iki yargı kararı 29 Eylül 2024 04:40
- As Plastik ve kağıt üzerinde kalan haklar 22 Eylül 2024 04:31
- Ara buluculuğun işçiden götürdükleri 15 Eylül 2024 06:34
- Tarihsel gerçek: Emeklilik hakkı, temel bir sosyal haktır 08 Eylül 2024 05:05