13 Haziran 2024 04:24

Önemli olan takımın iyi oynaması...

Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella

Fotoğraf: AA

Paylaş

Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella, ülkemizdeki futbol ortamına uyum sağlamış görünüyor. Kendisinden, Avrupa Şampiyonası öncesinde Milli Takımın Polonya’ya 2-1 yenildiği son hazırlık maçını değerlendirmesi istendiğinde doğrudan hakemleri diline doladı Montella.

Başarısız sonuçlardan sonra hiç kimsenin sorumluluk üstlenip öz eleştiri yapmadığı ve hakemlere yüklenerek işin içinden sıyrılmaya çalıştığı bir ortamda sıkıntı yaşamamak için o da dönüşümünü gerçekleştirmiş anlaşılan.

Ona göre, Polonya’nın attığı ikinci gol kural dışı. Pozisyonun başlangıcında rakip oyuncunun taç atışını 15 metre ileriden kullandığını ve böylece avantaj sağladığını, hakemlerin de buna göz yumduğunu iddia eden İtalyan Teknik Direktör, bütün maçı neredeyse bu pozisyona indirgeyerek haksız bir yenilgi aldıklarını söyledi.

Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, taç atışlarını ileriden kullanma “uyanıklığını” her takım yapıyor. Rakip takım tacı bu şekilde kullandı diye bir takımın savunması böyle darmadağın olabilir mi?

Hem, “Bu gol kural dışıydı, o nedenle ben saymıyorum” demek, bu gole neden olan savunma hatalarının üstünü örtmek anlamına gelmez mi? 

Hadi bu gol kural dışıydı, peki savunmanın göbekten delindiği ve rakip oyuncuların kaleci Mert Günok ile karşı karşıya kaldığı diğer pozisyonların açıklaması ne?

Hataları gidermek için öncelikle onları görmek gerek. Görmezden gelmek, aynı hataların sürekli olarak tekrarlanmasına ve çözümlerin gecikmesine yol açar…

Adı üstünde hazırlık maçı. Skor bir yana, yapılan hataları, takımdaki eksikleri, zaafları görmek için önemli bir fırsat sunuyor. Montella’dan savunmadaki dengesizlik ve hücumdaki kısırlık hakkında önlemler, çözümler duymayı beklerken o, yenen golün faturasını hakeme çıkarıyor, çok az gol atıldığının hatırlatılmasına ise bazı oyuncuların bu sezonki gol sayılarıyla karşılık veriyor. Oyuncuların kendi takımlarında, farklı oyun sisteminde ve bambaşka oyuncularla oynaması Montella için bir şey ifade etmiyor yani.

Ayrıca, Avrupa Şampiyonası’nın başlamasına sayılı günler kaldığı halde Montella’nın hâlâ takımın iskeletini oluşturamaması ve arayışını sürdürmesi de uyum sıkıntısını  kronikleştiriyor.

Milli Takımın Polonya karşısında ilk yarıdaki oyunu vasata dahi ulaşmadı.

İkinci yarıda Arda Güler, Barış Alper ve Kenan Yıldız’ın oyuna girmesiyle hücumda daha atak bir görüntü çizmesine karşın yine de ciddi sayılabilecek fazlaca pozisyon üretemedi milliler...

Polonya üst düzey bir takım değil. Karşılaşmanın istatistiklerinde bir hayli geride olmasına karşın maçı kazanmayı bildiler. Kazandılar, çünkü takım oyunu mantığıyla  oynuyorlar ya da en azından oynamaya çalışıyorlar…

Bizim temel eksiğimiz futbola bir türlü takım oyunu mantığıyla bakamamamız, oyunumuzu bu bakış üzerine kurgulayamamamız ve sürekli olarak bizi zafere taşıyacak “yıldız” oyuncuların bireysel becerisine bel bağlamamız…

Medyada abartılı Arda övgüsünden geçilmiyor. Bu tür değerlendirmeler Arda’nın gelişimine hiçbir katkı sağlamayacağı gibi Milli Takımın oyunu açısından da olumsuz etki yaratabilir.

Futbol, bir takım oyunu. Birkaç oyuncunun iyi oynayıp sıra dışı işler yaparak maçı kurtarması değil, takımca iyi oynayıp uyumlu mücadele etmek önemli. Gelişme kaydetmek ve istikrarlı bir başarı grafiği yakalamak da ancak bu şekilde mümkün.

Kolektif mücadelenin değerini ve önemini anlayıp bütün organizasyonu bu anlayış üzerine inşa ettiğimizde ancak bir şeyleri değiştirebilir ve gelişmeye başlayabiliriz…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa