14 Haziran 2024 05:30

Irkçılık tartışmalı "peri masalı" başlıyor

EURO 2024 sahası

Fotoğraf: AA

Paylaş

Bir “Sommermärchen” // ‘Yaz Peri Masalı’ yazmak istiyor Almanlar bu yaz. Taraftarların turnuvaya motivasyonunu arttırmak için medyada yer alan haberlerde, şehre yerleştirilen reklamlar ve taraftar alanlarında turnuva için kullandıkları ifade bu. Ancak Köln’de son bir hafta içinde yağmur yağmayan gün yok. Daha yazın gelmediği Almanya'da Almanların peri masalı beklentisi de ütopik kalıyor. Diğer yandan Köln spor kültürü yüksek bir kent olmasına karşın, birçok futbolsever son yıllarda milli takımın politikleşmesinden ötürü takıma mesafe almış durumda. Bu durum da turnuvaya olan ilgiyi azaltıyor. Kimisi bu ilgisizliği ekonomik krizle açıklasa da pek inandırıcı değil elbette.

BU NASIL "PERİ MASALI?"

2018’deki Dünya Kupası öncesi Mesut Özil ve İlkay Gündoğan’ın Erdoğan ile verdikleri fotoğrafın yarattığı ırkçılık tartışmaları bir başka şekilde kendini gösterdi bu turnuva öncesinde de. Batı Alman radyosunun yaptığı bir ankette “Almanya Milli Takımında daha fazla beyaz derili insan görmek isterim” ve “Almanya Milli Takımı kaptanının Türk kökenli olmasından rahatsızım” ifadelerinin yer alması büyük tartışmalara neden oldu. Üstelik anketi yanıtlayan 1304 kişiden yüzde 21’inin ‘daha beyaz takım’ istediğini ve yüzde 17’sinin takımın Türk kökenli bir kaptana sahip olmaktan rahatsız olduğunu belirtmesi turnuva öncesi Almanya’nın durumunu da özetliyor. Alman kültürünün değişimini anlatan ve kapsayıcılık mesajı veren ‘Tipik Alman’ kampanya videosunu tamamen alaşağı eden bir sonuç oldu. O videoyu gördüğümde tam ‘Almanlar akıllanmış bir şeyleri değiştirmek istiyorlar bravo’ diyecekken, son 3 turnuvada da olduğu gibi sahaya odaklanamayıp bir kez daha ayaklarına sıktılar bu tartışmalarla. Bu konuların öne çıkması, Almanya Milli Takımının kupayı kazanma şansını başlı başına azaltan faktörler. ‘Bu yaz bir peri masalı yazalım!’ denilerek çıkılan yolda bir kez daha ırkçılığın tartışıldığı noktaya gelinmesi içler acısı bir durum.

COŞKU OLMASI GEREKENDEN AZ

2018 eylülünde turnuvanın ev sahipliğini Türkiye’ye karşı kazanırken bambaşka bir dünya ve beklentiler içinde olan Almanlar, bugün bambaşka bir ruh hali, ekonomik durum ve politik atmosfer içinde. İsrail'in en önemli destekçilerinden biri konumundaki ülkede bu yüzden turnuva boyunca yüksek güvenlik önlemleri de alınacak. Turnuva öncesi Filistin’e destek olmak için yapılan yürüyüşlere polisin şiddet kullanarak tepki verdiğini düşündüğümde, turnuva sırasında tribünlerde veya stadyum dışında yapılacak irili ufaklı benzer eylemlerin büyük reaksiyonlarla karşılaşabileceği ihtimalini ortaya çıkarabilir. Her ne kadar polisiye önlemlerin arttırılma nedeninin başta Sırplar olmak üzere taraftarlar gösterilse de arkasında yatan gerçeğin başka nedenler olduğu aşikar. Hepsi bir araya gelince turnuva öncesi coşku ülkede bir hayli az. Maçlar için günübirlik gelip gidecek taraftarlarla coşku seviyesi biraz daha artabilir.

KİM ŞAMPİYON OLUR?

Kent merkezlerine taraftar alanları kurulmasa ev sahibi kentlerde Avrupa Şampiyonası coşkusunu hissetmek de pek mümkün değil. Ev sahibi ülkenin içinde bulunduğu atmosferin takıma yansıması da tek ve net bir favorinin olmadığı bir Avrupa Şampiyonası’na başlangıç yapmamıza olanak veriyor. Son Avrupa Şampiyonu İtalya bunlardan biri değil. Son 8 yılda 3 kez büyük turnuva finali (2016-2018-2022) oynayan Avrupalı son Dünya Şampiyonu Fransa başı çeken takım tabii ki bu listede. İngiltere, Portekiz, İspanya diğer güçlü adaylar. Fransa her pozisyonda birden çok alternatife sahip olmasıyla öne çıksa da İngiltere ve Portekiz’deki takım kurgusunun daha kuvvetli olması ve iki takımdaki oyuncuların turnuvaya rakiplerine nazaran daha formda gelmeleri çok daha iyi sezonlar geçirmiş olmaları bu iki takımdan birinin şampiyon olacağını hissettiriyor bana. Özellikle İngiltere, Almanya'da turnuvayı kazanarak EURO 96'nın rövanşını almak isteyecektir. O turnuvada futbolcu olarak yer alan Gareth Southgate'in teknik direktör olduğunu unutmamak gerek.

MİLLİ TAKIMA GERÇEKÇİ YAKLAŞILMALI

Yaşlanan kadrosuna karşın Hırvatistan, değişen kadrosuna karşın Belçika, Ronald Koeman'a karşın Hollanda, Bundesliga'dan yolu geçen yıldızlarıyla Macaristan, Eriksen etrafında kenetlenen Danimarka sürpriz yapabilecek, turnuvadaki gidişatı farklılaştırabilecek takımlar arasında başı çekenler. Elbette ki Türkiye Milli Takımı da, en başta kendine olan inancı ve taraftarların büyük desteğiyle ikinci ev sahibi olarak turnuvaya iz bırakacaklar takımlardan biri. Fakat gözlemliyorum ki, A Milli Takımdan beklenti yine çok yüksek. Ve bu yüksek beklentinin de bir karşılığı yok. Son turnuvanın en kötü takımının oyuncularına son 2 senede çıkış yapan ve dünya yıldızı olma potansiyeli yüksek olan Arda Güler ile Kenan Yıldız'ın katılması, beklentilerin yüksek olmasının en büyük nedeni. Öyle bir beklenti ki şampiyonluğa uzanabileceği bile konuşulabiliyor zaman zaman bu takımın. Son 4 hazırlık maçını mağlubiyet ve bir araba gol yiyerek bir takım olduğunu unutmadan başlamak gerek Türkiye'nin şansını değerlendirirken. Birlikte oynama alışkanlığı oldukça az olan futbolculardan kurulu bir ekiple Almanya’ya geldiğini de yanına eklemeli. İrfan Can, Enes Ünal, Ozan Kabak gibi isimlerden yoksun olmak, İsmail Yüksek ve Ferdi'nin de sakatlık nedeniyle tam hazır olmamaları takımı etkileyecek faktörler. En büyük eksiği savunma kanatları olan bir takımın hücum organizasyonları güdük, savunma yerleşimi de zayıf kalacaktır. Ayrıca milli takımı oluşturan kadroları başarıya götüren 'birlikte oynama sayısı' da Türkiye'nin yolunun açık olduğunu söylemek için çok yetersiz.

Bu durumda akla en yatkın oyun biçimi Hırvatistan maçında gösterilen taktik oluyor. Vincenzo Montella eğer bu maçın tekrarını ortaya koyabilirse, Portekiz karşısında bir puan alınabilinir ve bir sonraki tur şansı arttırılabilir. Polonya maçındaki tüm talihsiz sakatlıklara ve eksiklere karşın ikinci yarının başında sahaya çıkıp 80'inci dakikaya kadar baskın ve hücum oynayan kadro Gürcistan ve Çekya maçından 3 puan alınabileceği güvenini bana verdi.

Bugün Almanya-İskoçya maçıyla başlayacak turnuva boyunca her gün sizlerle Evrensel’de ‘Kupa Peşinde’ki maceralarımı aktaracağım günlük yazılarımla görüşeceğimizi hatırlatarak herkese, keyif alacağı bir turnuva diliyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa