Şirketlere yapay zeka tepkisi büyüyor
Fotoğraf: Freepik
Geride bıraktığımız hafta geniş dil modeli (LLM) geliştiricisi şirketler açısından kabus gibi bir haftaydı. Microsoft, Windows’a eklemeyi planladığı LLM destekli Recall’u geri çekmek zorunda kaldı. Adobe kendi platformları üzerinde yapılan çalışmalar üzerinde pratikte hak sahibi olmasını sağlayan yeni kullanım sözleşmesi nedeni ile yoğun bir şekilde tepki gördü. Apple, yeni tanıttığı LLM özellikleri nedeni ile benzer bir tepkinin hedefindeydi. Ortak özellikleri şirketlerin kullanıcılara zorla LLM’lere dayalı sistemleri dayatması olan bu üç vakaya kısaca bir göz atmakta fayda var.
Microsoft, Recall adını verdiği periyodik ekran görüntüleri alarak bilgisayarınızda ne yaptığınızı takip eden ve bu görüntüleri yapay zeka yardımı ile yorumlayarak kullanıcılara yardımcı olacağı iddiasındaki yeni sistemini 20 Mayıs’ta tanıtmıştı. Recall özelliği Microsoft’un yeni seri bilgisayarlarında varsayılan olarak açık olacaktı. Microsoft alınan ekran görüntülerinin şifrelendiğini ve makine dışına aktarılmadan analiz edildiğini iddia etmişti. Güvenlik uzmanlarının bu yeni özelliğe dair ilk yorumları Recall’un ciddi bir güvenlik riski oluşturduğu ve Recall’un aktif olduğu cihaza bir şekilde erişim elde edilmesi halinde ilgili ekran görüntülerine de erişilebileceğinde ortaklaşıyordu. Kısa süre içinde Microsoft’un Recall’un güvenli olduğuna dair iddialarının doğru olmadığı, admin yetkileri bile olmadan farklı kullanıcıların Recall tarafından kaydedilmiş ekran görüntülerine kolayca ulaşılabildiği ortaya çıktı. Microsoft 7 Haziran’da Recall’un varsayılan olarak açık gelmeyeceğini duyurdu. Ardından 14 Haziran’da “güvenlik kaygıları” nedeni ile Recall’u tümüyle erteledi.
Adobe, haziran ayı başlarında servis sözleşmesini güncelleyerek kullanıcılarından yeniden onay istedi. Güncellemedeki bir madde yazım dilinin ucu açıklığı nedeni ile Adobe yazılımlarını kullanan sanatçıların kırmızı alarm konumuna geçmesine neden oldu. İlgili maddenin çevirisi şöyle:
Yalnızca Hizmetlerin ve Yazılımın işletilmesi veya geliştirilmesi amacıyla, İçeriği kullanmak, çoğaltmak, kamuya açık olarak görüntülemek, dağıtmak, değiştirmek, bunlara dayalı türev çalışmalar oluşturmak, kamuya açık olarak sergilemek ve tercüme etmek için bize münhasır olmayan, dünya çapında, telifsiz, alt lisansı verilebilir bir lisans verirsiniz.
Adobe’un daha önce benzer bir maddeye dayanarak LLM eğitimi için Adobe Stock içerik üreticilerinin görsellerini kullanmış olması sanatçıların Adobe’un kendilerine dayattığı bu maddeye öfkesini zaten açıklıyor. Bu, gizlilik sözleşmesi ile çalışan sanatçıların eserlerinin dahi Adobe tarafından çeşitli şekillerde kullanılabilmesinin pratikte önünü açabilecek bir madde. Adobe’un sanatçıların kendi platformundan kaçamayacağını varsaydığı için böyle bir pratik zorlama yoluna gittiğini tahmin etmek güç değil. Ancak işler Adobe’un tahmin ettiği şekilde yürümedi. Sanatçılar sosyal medyada sert gönderiler paylaşmakla yetinmedi, Adobe ürünlerinden kaçınmanın ya da taşınmanın kılavuzlarını da hazırlamaya başladı. Adobe açıklama üzerine açıklama yayımlamak zorunda kaldı.
Apple da geniş dil modeli trendine kendi bulunduğu alandan katılmaya çalışıp da tökezleyenler arasındaydı. 10 Haziran’da düzenlediği etkinlikte iPhone 15 Pro ile M1 ve daha sonrasında üretilen cihazlara gelecek olan yapay zeka özelliklerini tanıtan Apple küçük bir grup Apple hayranı influencerın abartılı övgüleri dışında beklediği tepkiyi alamadı. Üstüne kullanıcılara itelemeye çalıştıkları vasat görsel üretme sistemine dair “eğitim verisinin kaynağı ne” sorusu ise tıpkı diğer LLM geliştiricisi şirketlerin yaptığı gibi kamuya açık ya da lisanslı görseller gibi cevaplarla geçiştirildi. Apple’a tepkilerde öne çıkan grup yine kendileri de çoğunlukla Apple kullanıcı olan sanatçılardı.
Gerek Adobe gerekse de Apple vakasında sanatçılardan güçlü tepki gelmesi anormal değil. Çünkü her iki şirket, tıpkı diğer LLM geliştiricisi şirketler gibi eğitim materyallerinin en azından bir kısmını izinsiz bir şekilde webden topluyor. Bu toplama mekanizmaların dışında kalabilmek için içerik üretenlerin her bir LLM için özel çaba göstermesi gerekiyor. Üstelik başta görsel üreten modeller olmak üzere geniş dil modelleri eğitimleri için kullanılan verinin çalındığı sanatçılarla rakip olmak üzere geliştiriliyor. Mekanizmaya şöyle biraz uzaklaşarak bakarsanız günümüzün en büyük hırsızlıklarından biri ile karşı karşıya olduğumuzu da kolayca görebilirsiniz. Ancak mesele hırsızlıkla da sınırlı kalmıyor. Birkaç yıl önce olsa hiç düşünmeden casus yazılım olarak adlandıracağımız cihazınızda her yaptığınızı kayıt altına alan yazılımlar işletim sistemlerine entegre edilerek kullanıcılar bu yazılımlara mecbur bırakılıyor. Üstelik sanatçılara eserlerinin çalınmasını kabul etmelerini dayatan, kullanıcıları casus yazılımlar ile yaşamak zorunda bırakan bu furya tükettiği astronomik miktardaki elektrik ve su[2] ile gezegenimizin kaynaklarını da tahrip ediyor. Ne uğruna? Zaten trilyonlara sahip olan bir avuç şirket bu furyadan biraz daha zenginleşerek çıksın diye.
- Teknoloji patronları ABD seçiminin galiplerinden 09 Kasım 2024 04:32
- Platformlar ve yayıncılar çevrim içi radikalleşmenin neresinde? 19 Ekim 2024 06:56
- Hamam böceği yuvası mutfakta değil 10 Ekim 2024 04:55
- ‘Yerli ve milli’lik siber güvenliğin neresinde? 21 Eylül 2024 06:01
- Sızan/sızmayan veri ve sonrası 14 Eylül 2024 04:54
- Modern İskenderiye Kütüphanesi yanarken 07 Eylül 2024 04:43
- Genç oyun geliştiricilere vadedilen kabus 24 Ağustos 2024 05:58
- Oyunları kim, neden hedefe koyar? 17 Ağustos 2024 05:04
- Sansür, ebeveynler ve oyunlar 10 Ağustos 2024 06:30
- Roblox sansürü çocukları koruyabilir mi? 09 Ağustos 2024 04:15
- Distopya gerçeğe dönerken… 03 Ağustos 2024 05:33
- Yapay zekada sonun başlangıcına yaklaşırken 29 Haziran 2024 04:54