En alttakiler: Özel okul öğretmenleri

Fotoğraf: Murat Uysal
Özel okul öğretmenleri, başta taban ücret uygulaması ve güvenceli çalışma olmak üzere, talepleri için günlerdir eylemlerini sürdürüyor ve 26 Mayıs’tan bu yana nöbetteler.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasında örgütlenen öğretmenler, temel hakları için yasal güvence istiyorlar.
Özel okul öğretmenlerinin taleplerinde ne kadar haklı olduklarını, yasal statülerini incelediğimizde net bir şekilde görebiliriz.
Özel okul ve kurslarda görev yapan öğretmenler, sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden İş Kanunu’na; yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabiler.
Farklı statüler kimin işine yarıyor, özel okul öğretmenlerinin mi, özel okul sahiplerinin mi?
Özel okul öğretmenleri, her iki kanunun olumlu düzenlemelerinden de yararlanıyor mu?
Maalesef tam tersi geçerli.
İş Kanunu’nun birçok maddesi ve güvencesi özel okul öğretmenleri için uygulanmıyor.
En başta da iş güvencesi hükümleri, işe iade davası açma hakkı.
Güvencesiz çalışmanın nedeni ise 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda bulunan bir maddenin yargı tarafından aleyhe yorumlanması.
BELİRLİ SÜRELİ SÖZLEŞMENİN GÖTÜRDÜKLERİ
5580 sayılı Kanun’a göre özel okul öğretmenlerinin iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yazılı olarak yapılmak zorundadır.
Sözleşmelerin en az bir takvim yılı süreli olması, 2018 yılına kadar mahkemelerde ve Yargıtayda farklı yorumlara ve kararlara neden olmaktaydı. Meseleyi çözümlerken, “işçi lehine yorum” ilkesinden hareket eden “işçi hukukçuları”, “en az bir yıl” ibaresini asgari süreli sözleşme olarak değerlendirirken, “işveren hukukçuları” bu sözleşmelerin belirli süreli sözleşme olduğunu savunuyordu.
2018 yılında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu toplanmış ve özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin, yasadan kaynaklı belirli süreli sözleşmeli olduğunu, zincirleme şekilde 10 yıl üst üste dahi yenilense belirsiz süreli sözleşmeye dönüşmeyeceğini oy çokluğuyla kararlaştırmıştı.
Bu sözleşmelerin belirli süreli sözleşme olarak yorumlanması, öğretmenlerin iş güvencesini kaldırmış, işe iade davası açma hakkı, ihbar tazminatı hakkı ellerinden alınmış, özel okul öğretmenlerinin kıdem tazminatı dahi tartışmalı hale gelmiştir.
Sözleşmelerin belirli olduğunu savunan Yargıtay çoğunluk üyeleri, eğitim öğretimin temel unsurunun öğretmen olduğu gerçeğini dikkate almamıştır. Maalesef Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun kararlarına tüm mahkemeler uymak zorundadır. Dolayısıyla özel okul öğretmenlerinin güvenceli çalışması artık ancak yasa değişikliğiyle mümkün olabilecektir.
TABAN ÜCRET UYGULAMASI NEYDİ?
Ücretleri asgari ücret düzeyine gerileyen özel okul öğretmenlerinin ana talebi taban ücret uygulamasına geçilmesidir.
Taban ücretin ne olduğunu ve geçmişte nasıl uygulandığını açalım.
Bundan 10 yıl öncesine kadar özel okul öğretmenlerinin ücreti, dengi devlet okullarında ödenen aylık ve sosyal yardım kapsamındaki ek ödemeden az olamıyordu. 5510 sayılı Yasa’da yer alan taban ücret düzenlemesine göre “Okullarda yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine göre (emekliler hariç) dengi resmiokullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret” verilemiyordu. Maliyetleri düşürmek isteyen özel okul sahiplerinin istediği değişiklik 2014 yılında yapıldı ve taban ücret uygulamasına son verildi. Şu anki Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in müsteşarlığı döneminde 5510 sayılı Yasa’nın ilgili fıkrasının yürürlükten kaldırılmasıyla, özel okul öğretmenleri önemli bir güvenceden yoksun kaldı.
657’NİN GÜVENCESİ DEĞİL YÜKÜ
Özlük hakları bakımından İş Kanunu kapsamında olan özel okul öğretmenleri, sözleşmeleri belirli süreli sayıldığından, bu kanun kapsamında olanların en korunmasız kesimini oluşturuyor. Aynı zamanda sorumluluk ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabiler. 657’nin güvencesinden ve statüsünden hiç yararlanmaksızın, yükünü sırtlarında taşıyorlar.
Özetle özel okul öğretmenleri hukuki statü bakımından en alttalar.
***
Bu kaderlerine son vermek isteyen ve sendikalarında örgütlenen özel okul öğretmenleri, hukukun nasıl yapılacağının ipucunu veriyor: Mücadele, hukuki statüyü ve hakları güvenceye almanın en önemli yoludur. Gerisi teferruat…
Evrensel'i Takip Et