Akciğer ile bayramlaşmak
Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel
Bayram temizliğini hatırlıyor muyuz? Yaşı elliyi aşanlar daha iyi bilir; hani evlerin kıyı köşe temizlenip boyandığı, en yeni ve temiz kıyafetlerin giyildiği yılları. Hatta belediyenin yolları yıkayıp temizleyip pirüpak kıldığı o günleri unutmamak gerekiyor.
Aslında bireyselden kolektife uzanan o temizlik paydası bugünlerde pek mümkün değil.
Hadi evin duvarlarını boyadık, içini dışını, kapı önünü tertemiz yaptık diyelim. Sokaklar da öyle olsun. En yeni, tertemiz kıyafetlerimizi de giydik diyelim. Havayı nasıl temizleyeceğiz?
O yıllarda hava kirliliği dünyanın büyük kısmında soba dumanından ibaretti. Şimdi birçok yerleşkede hava ölümcül olacak kadar kirli.
Her bayram en yaygın ‘temas’ hazırlığıdır. O temasın olmazsa olmazı temizlikti. Önce mekanlar ve beden temizlenir ardından ruhun arınması hedeflenirdi: Küslüklerin sona ermesi, düşmanların barışması, kusurların affı…
Temas gözle başlar dense de eksik bilgidir. Tokalaşma, sarılma yani deri teması ikincildir yine. İlk temas koku ile yani hava ile başlar, henüz görünürde kimse yokken dahi. Akciğerlerdir ilk temas organımız unutmayalım: Hiçbirimizin bayrama temiz girmesi mümkün değil artık; bu hava, o akciğerlerle…
Akciğerlerin, karbondioksit değiş tokuş yüzeyi yaklaşık 70 metre karedir. Buna karşın cilt yüzeyimiz topu topu 1.5-2 metrekare civarıdır. Bu bağlamda akciğerlerimiz en geniş temas organımızdır aynı zamanda.
İslam inancından olanların ekseriyeti bedensel ve ruhsal olarak su ile arınır. Yani doğanın en saf en temiz unsuru ile: ‘Abdest’. Beklenirdi ki suyumuza göz diken, kirleten her kim ya da kimler ise, madencisinden altıncısına, Erzincan İliç’ten Akbelen’e, Kaz Dağlarından Efemçukuru’na müdahil olurlar. Pek tanık olmadık sanırım.
Misal Diyanet İşlerinden ‘Kaçak elektrikle, su ile abdest almak günahtır’ fetvasını duyduk ama havayı, abdest suyunu kirleten sermayeye dair bir kelam işitmedik. İnananlar için arsenikli, siyanürlü su ile abdest almak sevap mı hâlâ?
Gezi’de yalan söylem ile ‘Camiye ayakkabı ile girdiler, kirlettiler’ diyenler, o caminin çeşmesinden kanserojen içerikler ile abdest suyu verirken hiç soru sormayacak mı cemaat?
Din Latince’de ‘religio’ olarak ifade edilir. Batı dillerine yaygın olarak Latinceden geçmiş. Misal İngilizce’de karşılığı ‘religion.’
“Religio” kelimesinin kökenine dair en yaygın etimolojik açıklama, Latince “religare” fiiline dayanır. “Bu fiil, ‘re-‘ (yeniden) ve ‘ligare’ (bağlamak) parçalarından oluşur.” Bu bağlamda “religare”, “Yeniden bağlamak” veya “Geriye bağlamak” anlamına gelir.
Hasılı din, geriye doğru olan bağlantıyı bugünün bir aradalığı için kullanır. Bu geriye olan bağlantıyı, onların pirüpaklığı bahsinde su, hava bağlamında bakalım ne zaman hatırlayacak dindarlar?
Her şeye rağmen tüm bayramlar güzeldir. En azından bir çocuğun gözündeki ışıltıdır bayramlar. Bayramlarımız hiç eksilmesin yaşamımızdan.
Sağlıcakla kalın.
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29