24 Haziran 2024 04:57

Daha etkin bir muhalefete ihtiyaç var

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i ziyareti

Fotoğraf: CHP BASIN

Paylaş

Son yerel seçimlerden aslında güvenoyu alamamış olduğunu söyleyebileceğimiz siyasal iktidar, buna rağmen, kitle desteğinin üzerinde bir zorlamayla bir yandan emekçileri her günü daha fazla yoksullaştıran Şimşek programı, diğer yandan da halkın sandıkta ortaya koyduğu iradeyi hiçe sayan kayyum politikasında ısrar ediyor.

Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Özel ile ‘normalleşme’ ve ‘yumuşama’ adlarıyla sürdürdüğü görüşme sürecini de, tüm bu politikaları açısından kolaylaştırıcı bir manivela olarak gördüğünü tahmin etmek zor değil.

Ama diğer yandan, gazetemizde de yansıdığı gibi çeşitli iş kollarındaki irili ufaklı grevler, önümüzdeki süreçte çok daha etkili bir işçi, emekçi direnişinin gündeme geleceğinin de habercisi.

Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’e bağlı sendikaların oluşturduğu İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İİSŞP), asgari ücrete ara zam talebiyle 26 Haziran’da Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda saat 19.30’da yapacağı mitinge hazırlanıyor. Emek Partisi İstanbul İl Örgütü de, ‘Sefalet ve sömürü programına dur diyelim! Temmuzda ücretlere zam’, ‘Tasarrufu patronlar yapsın, servet vergisi uygulansın’ talepleriyle 26 Haziran’da Bakırköy’de olacağını duyurdu.

Bu mitingin ardından, Hakkâri’ye atanan kayyumu protesto etmek amacıyla İstanbul emek, barış ve demokrasi güçleri 29 Haziran Cumartesi günü saat 19.00'da Kartal Meydanı'nda miting gerçekleştireceklerini duyurdu. Açıklamaya, KESK İstanbul Şubeler platformu, TMMOB- İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, CHP, DEM Parti, TİP, EMEP, SOL Parti, Halkevleri ve DİSK’ten temsilcilerin katıldığı dikkate alındığında, temsili olmayı aşan bir katılım için iyi bir hazırlık yapılırsa güçlü bir mesaj verilebilir.

Van’da kayyum kumpasını tutturamayan iktidarın ardından Hakkâri’ye yönelmesi, bundan sonraki stratejisi bağlamında da bize bir şeyler söylüyor. İktidarın kayyum konusunda geri adım mı atacağı yoksa bu süreci derinleştirmeye mi yöneleceği temel olarak karşısındaki muhalefetin gücü tarafından belirlenecek.

İktidar stratejisini DEM Parti’yi yalnızlaştırma üzerine kurduğu için, özellikle ülkenin batısındaki kentlerde emek, barış ve demokrasiden yana güçlerin ortaya koyacakları direnç, kritik bir önem taşıyor. Zayıf kalındığında, Erdoğan “Mesaj alındı, eğer itirazınızın eni boyu buysa, ben buradan yürürüm” diyerek devam edecektir.

Kayyum konusunda muhalefet açısından, sokakta güçlü tepki verme ihtiyacına ek olarak temel başka bir sorumluluk daha var. Sadece iktidarın baskı politikalarına itiraz, bu süreçle baş edebilmeyi mümkün kılmayacaktır. Muhalefetin Suriye’nin kuzeyine dair iktidarın stratejisinden temelde ayrışan ve Kürt sorununda çözüm iddiasını içeren bir perspektifi yüksek sesle dillendirmesi ve halk içinde de örgütleme gayreti içinde olması gerekir.

Yorulmuş ve oyun kurma takati öncesine göre zayıflamış olan bir iktidar eğer Şimşek programını ve darbe pratiklerinden güç alan kayyum politikasını sürdürmeyi başarırsa bu tamamen muhalefetin zayıflığı ile mümkün olabilecektir.

Son yerel seçimler, muhalefete önemli bir halk desteği sağlarken, iktidar karşısındaki pozisyonunu ‘anti’ olmanın ötesine taşıması sorumluluğu da yükledi. Buna rağmen, kendisini protesto zemininin ötesine taşıyamayan bir muhalefetin, ülkenin geleceğinde de iddia sahibi olması beklenemez.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa