27 Haziran 2024 16:15

16 yıl sonra yine bir Çek hikayesi!

Türkiye Çekya arasında grup maçından bir an

Fotoğraf: AA

Paylaş

Gruptaki sıralamayı ve bir sonraki turdaki Türkiye'nin rakibini belirleyecek maç için Hamburg tren yolculuğum 8.28'de başladı. Bileti alırken 13.07'de Hamburg'da olmamız planlanmıştı. Flixtrenle gitmek metrobüsle gitmek gibi hız açısından. Klima da yok. İçeride erimemek için camları açarak yolculuk etmek şart. Bir de üstüne 6. lokomotifteki sorun nedeniyle yarım saatten fazla durduk. Biraz sonra vardığımız Osnabrück'te de en az 20 dakika kadar bekleme yaptık.

Şehre vardığımda saat çoktan 14.30 olmuştu. Gecikme planları tepetaklak etmişti. Ama serde esneklik var. Bir sandviç alıp esnek planı uygulayacakken, üstü kapalı olan tren garında bir güvercin sağ omzuma pisledi. Şans mı, şanssızlık mı emin olamadım. Önce taraftarların toplandığı durağa gittim. Stadyum ve çevresi maça 3 saat kala dolmuş, meşaleler yanmış. Coşkulu bir kalabalık vardı.

MÜCADELECİ ORTA SAHA VE BENCİL ARDA

İsmail ve Salih ile başlamak rakip karşısında ikili mücadelelerde diri durulacağının mesajıydı. Hakan Çalhanoğlu biraz daha hücuma katkı verebilecekti böylece. Arda yine 9 numara gibi, Ancellotti'nin Bellingham'a verdiği gibiydi görevi. İleride tek forvet. Kanatlardan Barış ve Kenan'ı kaçıracağı toplarla etkili olmaktı plan. Zaman zaman orta sahaya gelip top alıp oyunu açmak da bir diğer göreviydi Arda’nın.

Türkiye golü ararken Gelsenkirchen’den gol haberi geldi. Gürcistan 2. dakikada Kvaratshkelia ile öne geçmişti. Bu skor onları bir üst tura taşırdı.

Savunmada yapılan paslar tedirginlik yaratırken rakibin orta blokunu delen bir pasla hücuma çıktı Türkiye. İsmail, topu Arda'yla buluşturunca 4 hücumcu rakip defansla karşı karşıya kalmıştı. Ferdi de soldan bindirmişti. Arda 30 metre sürüklediği topu şutla tamamlamak istedi. Pasla değerlendirmesi daha doğru olabilirdi.

Dakikalar 20'yi gösterirken orta sahada top kapma mücadelesinde Antonin Barak, Salih Özcan'ın ayağına sert basınca ikinci sarı kartla oyun dışında kaldı. Çekya uzak şutlar ve yan toplarla gol girişimleri yaratmıştı. 10 kişi kaldıktan sonra da aynen devam ettiler. Çekya'nın atacağı bir gol Türkiye'nin işini çok zora sokabilirdi.

Rakip 10 kişi kaldıktan sonra daha rahat ve öz güvenli oynamaya başladı ay yıldızlı takım. Barış Alper'i daha etkili kullanmaya başlamış, Kenan'la daha da etkili oluyordu.

Arda’nın hücuma çıkılırken kaptırdığı top Çekya için hızlı atak şansı oldu. Jurasek karşı karşıya kaldığı Mert Günok'u geçemedi. Arda bir de hücuma çıkarken doğru pas tercihi yapmayarak takımı hücumdan etmişti.

GÜRCİSTAN GERGİNLİĞİ ARTIRIYOR

İkinci yarıya Kaan Ayhan-Salih Özcan değişikliği ile başladı Türkiye. Barış Alper ile sağ kanattan bir kafa vuruşu bir de gol pası girişimiyle ilk tehlikeleri de yarattı. Bu pozisyonlar tribünlere de heyecan getirdi.

Barış Alper'in sağdan driplingiyle rakip savunmanın arkasında aranan boşluk bulunmuştu. Ceza sahasına çıkardığı topu Kenan Yıldız kaleye göndermek istedi ilk. Seken topu İsmail, Kaptan Hakan'la buluşturduğunda gol için ayaklandı tribünler. Çalhanoğlu futbol dünyasına adını ezberlettiği kentte, bildiği stadyumda, evinde gole ulaşıyordu nihayet! Kendisine yöneltilen eleştirilere de yanıtı buydu.

Golden sonra rakip kaleci de sakatlanmıştı. Çekya skor olarak geri düşünce 2 oyuncu değiştirerek yanıt verdi. Bu sırada Gürcistan da skoru 2-0 yapmıştı Portekiz karşısında. Gürcistan'ın kazandığı ve Türkiye'nin kaybettiği senaryoda turnuvaya veda eden ay yıldızlılar olacaktı.

Rakip 10 kişi kalsa da inatçı bir yapısı vardı. Uzun boylarının avantajını da kullanarak duran toplardan tehlike yaratıyordu. 66. dakikada ceza sahasına gönderilen yüksek topu Mert Günok kontrol edemedi. Karambolde top Soucek'le buluştu ve skor dengelendi. Hakem uzun süre VAR kontrolü bekledi. Gol verildiğinde tedirginlik kapladı stadyumu. Çünkü gol yediğinde, morali bozulup hemen bir diğerini yiyebilen bir takım vardı.

Son 10 dakikaya girilirken 10 kişilik rakibine çok rahat top yapma izni veriyordu Türkiye. Kenarda Montella çıldırıyordu artık. Takıma tüm bedeniyle “İleri çıkın” emri veriyorsa da takım ister istemez yaslanmıştı. Yan toplarda üstün olan Çekya tedirgin ediyordu. Ve hatta topu ikinci kez ağlara göndermeyi de başardılar. Ama hakem faulü vermişti bu kez. 11 kişi olan Türkiye'ydi, ama topu hücumda tutup vakit geçirmekten aciz olan da oydu.

GENÇ SEMİH’TEN CENK TOSUN’A

Oyuna son 15 dakikada giren Cenk Tosun yeterli etkinliği veremiyordu. Ayakta kalamıyor, yüksek toplar kazanamıyordu. 87. dakikada nihayet bir top indirebildi. Topun yönünü değiştirip Kerem'i atağa kaldırdı. Ceza sahası dışındaki Okay'a şut imkanını değerlendirmesi için pasını verdi Kerem, ama skor değişmedi.

Hakem +6’yı göstermişti. Artık gerginlik had safhadaydı. Karşılıklı ataklardan biri, takımlardan biri tarafından gole çevrilmeliydi. Takımdaki tek güvenilir ve doğuştan golcü olan Cenk Tosun 6'ya 4 yapılan hücumda ceza sahası içinde topu sağına alıp uzak köşeye klasik vuruşlarından birini yaptı ve Çekleri yıkan golü attı. Bitmişti artık. Bu dakikadan sonra maç dönmezdi. Hikayesi de benzeyen 2008'deki gibi bir yenilgiyi daha yaşatıp Çekya'yı evlerine gönderiyordu ay yıldızlılar.

Gece ilk trenle Hamburg'dan Köln'e döndüğümde sabah 6 olmuş ancak grup maçları aşamasında toplamda 10 maç olmak üzere Türkiye'yi yakından takip edip bir sonraki tura yükseliş hikayesine tanık olmak tüm yorgunluğa değmişti.

 

E-gazeteye abone olan okurlarımıza kitap hediye ediyoruz
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa