29 Haziran 2024 00:44

Adayların televizyon tartışması: Biden kaybetti, Trump kazanamadı

Donald trump ve Joe Biden

Fotoğraf: Kyle Mazza/AA

Paylaş

ABD’de başkan adaylarının televizyon tartışmalarını kimse önemsemez ama herkes izler. Bir televizyon şovu olan ABD seçimlerinin zirvesi bu canlı yayın tartışmaları ve bu kez adaylar Trump ve Biden olunca herkes sabırsızlıkla bekledi. Bir buçuk parti bile etmeyen bu sistemde doğal olarak kim ne politika söyleyecek değil “performans” önemli. “Kim duraksayacak”, “Kim bağırıp çağıracak”, “Kimin dili sürçecek”, “Kim cevabı yapıştıracak”, “En iyi hakareti kim yapacak”, “Kim saçmalayacak” gibi kriterleri olan bu şovu Biden uzak ara kaybetti. Öyle ki eğlence için televizyon karşısına geçenler Biden’ın haline üzüldü. Tartışmanın kazananı ise CNN.

Bu sene sadece iki tartışma olacak ve ilkini yayımlayan CNN büyük izleyici rakamlarına ulaşırken reklamları da paket halinde 1-1.5 milyon dolardan başlayan fiyatlarla sattı. Bu başlangıç fiyatları ve yüksek rağbet ortamında CNN ilk reklam arasına girdiğinde ilk çıkan reklam “goturkiye,” “İstanbul is the new cool” sloganlarıyla Türkiye turizm reklamıydı.

Adaylar yayın boyu “Tarihin en iyi başkanı benim, en iyi ekonomiyi ve en çok işi ben yarattım, en çevreci benim” diye sallayıp durdu. Sonra da birbirlerini yalancılıkla ve tarihin en kötü başkanı olmakla suçladılar. Arada hakaretler de oldu ama bu seneki seyircisiz format nedeniyle hakaret kısmı biraz sönük, duygusuz kaldı. Liste halinde sorular soruldu, cevapları takip edecek sorular sorulmadı, kimse söylenenlerin gerçekliğini kontrol etmedi.

KİM DAHA ÇOK SOYKIRIMCI YARIŞI

Örneğin kürtaj hakkı ile ilgili soru gelince Biden bir önceki yasayı geri getireceğiz dedi. Kimse sormadı “Peki Kongrede çoğunluk sizdeyken neden getirmediniz; neden hiçbir şey yapmadın?” diye. Trump “Yüz milyonlarca hapishane, akıl hastanesi kaçkını ve terörist göçmen sınırlardan girip Amerikalıları öldürüyor” deyip durduğunda ya da “Çevreciliğin daniskasını biz yaptık ilk dönemimizde” dediğinde kimse sorgulamadı.

Seçmenlerin 4’te 1’inin istemediği ama mecbur kaldığı iki aday, kim daha çok soykırımcı, kim daha çok sınırları kontrol edecek, askerler polisler kimi daha çok destekliyor, Çin, Rusya ve Kuzey Kore en çok hangi başkandan korkuyor tartışması yaptı. Bir ara kim daha çok soykırımcı yarışında Trump, Biden’ı İsrail’i yeterince desteklememekle suçlayıp “Filistinli gibi oldu ama onlar da sevmiyor, çok kötü bir Filistinli. Zayıf bir Filistinli” dedi.

Göçmen ve sığınmacılar konusunda gelen soruya Biden yanıt vermeye çalışırken başladığı yeri unuttu: “Daha fazla sınır devriyesi ve daha fazla sığınma memuruyla ne yapacağımıza ilişkin tamamen inisiyatif alarak, tamamen yasaklanana kadar hareket etmeye devam edeceğim.” Trump da “Ne dedi bilmiyorum, kendisinin de bildiğini sanmıyorum” dedi. Ancak bu ve bir an daha dışında Trump’ın pek öyle hazırcevaplığını da göremedik. Trump’ın stratejisi Biden’ı sinirlendirip ne diyeceğini şaşırmasını sağlamaktı ama zaten Biden bastan sona durakladı, kelimeleri şaşırdı, bazı cümlelerin başını unuttu, tutarsız yanıtlar verdi.

DEMOKRAT PARTİ PANİKLEDİ

Aylardır Biden’ın donakalmalarını ve kelimeleri karman çorman etmelerini yalanlayan ya da bu anlara türlü bahaneler bulan Demokrat Partililer Biden’ın 10. dakikadan itibaren başlayan kelime çorbaları ve hayalet gibi durmasıyla paniklemeye başladı. Bu kez Biden’ın grip olduğunu iddia eden isimsiz parti yetkililerine rağmen yayın biter bitmez hemen hemen bütün medya kuruluşları Demokrat Parti kulislerinde seçime başka bir adayla girilmesi gerekliliğinin yüksek sesle dillendirilmeye başlandığını aktardı.

New York Times’a konuşan Biden destekçisi tecrübeli bir Demokrat Parti stratejisti “Biden giderek artan kenara çekilme çağrılarıyla karşı karşıya kalacak . . . Demokratlar arasında derin bir sevgisi vardı. Kurudu” deyip böyle giderse kazanamaz diye eklemiş. Tartışma devam ederken Politico’ya konuşan bir başka Demokrat Partili yetkili ise “Zavallı adamın bir çaya ihtiyacı var. Belki bir viski” diye dert yanmış.

TRUMP BEKLENENİN ALTINDA KALDI

Ancak Trump yanlısı FOX bile bu çok kötü Biden performansı sonrası Trump’ı eleştirmeden duramadı. Enflasyondan geçim derdinden yakınan Trump bir ara kim daha iyi golf sopası sallıyor diye tartışmaya çalışıyordu; yayın boyunca da sürekli muğlak ve temelsiz iddialar tekrarlayıp durdu.

ABD seçimleri baştan sona bir temaşa. Üstelik demokratik de değil. Kendilerini ilerici, solcu, demokrat sosyalist diye tanımlayan bazı kesimler hâlâ Demokrat Parti içerisinde bütün enerjilerini biraz daha ilerici adayları seçtirip partiyi daha sola kaydırma stratejisine harcıyor. Örneğin içerisinde çokça Troçkist barındıran Jacobin dergisi tartışmanın hemen sonrasında kendisini “demokrat sosyalist” diye tanımlayan Bernie Sanders’ın aday olması gerektiğini ilan eden bir tweet attı. Ancak daha salı günü, bu kesimlerin uzun uğraşları sonucu önceki seçimlerde temsilciler meclisine seçilen, New York 16. bölge temsilcisi Jamaal Bowman partinin önseçimini bizzat kendi partisi yüzünden kaybetti. Demokrat Partili eyalet yönetimi 16. bölge seçim haritasını değiştirdi, Hillary Clinton dahil partili elitleri Bowman karşısındaki ayrımcı, Siyonist, gerici adayı destekledi, ve İsrail lobisi AIPAC, Bowman’ın rakibi kazansın diye 14.5 milyon dolar harcadı. Lenin 1919 yılında yeri geldiğinde burjuva meclislere ya da gerici sendikalara, kurullara katılmakla seçimleri sınıf mücadelesinin yerine koymak arasındaki büyük farka dikkat çekiyordu: “Bu, budalalığın ya da ikiyüzlülüğün doruk noktasıdır.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa