03 Temmuz 2024 04:20

Onulmaz yara Madımak

Sivas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin yakılması sonucu yaşamlarını yitirenler, katliamın 14. yıldönümünde anıldı.

Sivas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin yakılması sonucu yaşamlarını yitirenler, katliamın 14. yıldönümünde anıldı. | Fotoğraf: İsa Sansar/AA

Paylaş

2 Temmuz tarihi insanlık durumundan ödün vermeyenler için büyük acılardan biridir. Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’a giden yazınımızın değerli ustaları, şairler, sanatçılar şenliğe renk katmışlar. Büyük düşünür Pir Sultan Abdal’ı bir kez daha halkla buluşturmanın coşkusunu yaşıyorlardı. Bilemezlerdi ki Sivas halkının arasına karışan cahil, yobaz, aydınlığa düşman karanlık kişiler tarafından kaldıkları otelde yakılarak kimileri can verecek, kimileri yaşamlarını güçlükle kurtarabileceklerdi. O gün bugündür yüreğimizin üzerine çöken acıyı gidermenin hiçbir çaresini bulamadık. Pir Sultan Abdal Şenliği’ne katılanlardan Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Sami Karaören tanıklığını şöyle anlatmıştı: “Sabah saatlerinde otelin önünde toplanmaya başlayanlar görünüyordu, tehditler alıyorduk. Şair dostum Cahit Külebi ile beraber Madımak’tan çıkıp havaalanına gitme uğraşındaydık. Otelden çıkarken Asım Bezirci bir arkadaşıyla tavla oynuyordu. Seslendim ‘Asım’cım biz çıkıyoruz sen de gel.’ Asım yanıtladı ‘Merak etmeyin bir şey olmaz, bir şey olmaz’ ve biz çıktık. Bize garip bir şekilde bir düşmana bakarmışçasına bakan insanların arasından, ara sokaklardan kendimizi havaalanına atmayı başardık.” Sami Karaören bunları anlatırken sesi titriyordu. Nitekim o yangında aralarında Asım Bezirci, Metin Altıok, Şair Behçet Aysan, Nesimi Çimen, Hasret Gültekin, Karikatürist Asaf Koçak, Fotoğraf Sanatçısı Mehmet Atay’ın da olduğu, ikisi otel çalışanı değerli 35 canımızı kaybettik. Kimisi dumandan zehirlenerek, kimisi ağır yanıklar nedeniyle aramızdan ayrıldılar. Şair Metin Altıok ağır yanıklarla hastaneye kaldırıldı. Ancak 9 Temmuz’da o da hastanede hayatını kaybetti. 

Madımak olayından bu yana 31 yıl geçmiş. Katliamın ne azmettiricileri ne de katliama ön ayak olanlar ortaya çıkarılabildi. Bir kısmı yurt dışına kaçtı. Adalet ne yazık ki bu olayda da yerini bulmadı. Türk edebiyatına uzun soluklu çalışmalarıyla katkı veren Asım Bezirci’yi unutabilmek mümkün mü? Türk mizahını uluslararası alana taşıyan Aziz Nesin bu saldırıdan kurtulabilmeyi başarabilenler arasındaydı. Şenlikle başlayan bir kültür festivali acılarla sonlanmış, yüreğimize onulmaz bir yara açmıştı.

Çağdaş demokrasilerin vazgeçilmez ilkelerinden olan düşünceyi ifade hakkı insanımızı günümüzde bile tanınmıyorsa geriye söylenecek ne kalıyor? Yobazların, tarikatçıların hâlâ at oynattığı ülkemde sanatçılara, yazarlara, düşünce üreten bilim insanlarına değer verilmiyor. Madımak’tan 31 yıl sonra bile okullar, üniversiteler medreselere dönüştürülmek isteniyor. Cumhuriyetten kalan değerler ise bir bir yok ediliyor ne yazık!..

Bu yazıyı Madımak’ta hayatını yitiren değerli Şair ve Yazar Metin Altıok’un çok sevdiğim bir şiiriyle sonlamak istiyorum.

Konyak, Kitap ve Kahve

Tenha bir eylül bahçesinde
Bir bardak konyak, kitap ve kahve
Otururken dalmış kendi kendime,

Güz rüzgârı geçiyor kitabımın içinden
Ot kokan nefesiyle.

Hızla çevirerek sayfalarını
Savuruyor bütün harfleri
Gözlerimin önünde,
Koparıp kim bilir hangi sözlerden
İrili ufaklı belki binlerce.

Telâşla kapatıyorum kapağını kitabın
Bastırıp üstüne elimle.
Bakıyorum her şey yerli yerinde;
Tenha bir eylül bahçesinde
Bir bardak konyak, kitap ve kahve.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa