05 Temmuz 2024 04:26

‘Bozkurt’a kırmızı kart

Merih Demiral'in gol sevinci sırasında yaptığı 'bozkurt' işareti.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Salı günü Leipzig’de oynanan Avusturya-Türkiye maçında, Merih Demiral’ın yaptığı Bozkurt işaretine Alman kamuoyu yabancı değil. Bu nedenle canlı yayın sırasında ekrana getirilmedi.

Üç hilal ile birlikte aşırı sağcı Türk milliyetçilerinin, MHP’nin sembolü olarak bilinen Bozkurt’a Alman kamuoyunun ve siyasetçilerinin tepki göstermesi bu nedenle normal. Çünkü söz konusu olan Fransa ve Avusturya’da yasaklanan, Almanya’da yasaklanması meclis tarafından onaylanan ancak Federal İçişleri Bakanlığı tarafından henüz uygulanmayan bir örgüt ve sembol.

Demiral, kendisinden emin bir şekilde iki kolunu havaya kaldırıp Bozkurt işareti yaparken, yaptığı hareketle kime mesaj verdiğini çok iyi biliyordu. Bilmediği ise ırkçı semboller konusunda hassas Almanya ve UEFA’nın nasıl tepki göstereceğiydi... Onu da şimdi görmüş oldu.

Türkiye’de ve Almanya’da bu sembolün Türk faşistlerine, ırkçılarına ve en önemlisi de MHP’ye ait olduğunu bilmeyen olmadığı halde, Türkiye Dışişleri Bakanlığının hemen bir açıklama yaparak Bozkurt’u “tarihi ve kültürel bir sembol” ilan etmesi ayrı bir garabet. Bununla da kalmayan Dışişleri Bakanlığı, Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz’u çağırarak tepki gösterdi. Böylece her iki ülke arasına bu sefer Bozkurt girdi.

Bakanlığın açıklamasıyla Türkiye, devlet olarak Bozkurt’a siper olmuş durumda. Bunun yol açacağı en büyük sorun, bugüne kadar sadece MHP’ye ait olan sembolün, bundan sonra AKP olmak üzere diğer sağ, milliyetçi, muhafazakar kesimlerin de sembolü haline getirilerek meşrulaştırılmasıdır. Bakanlığın “tarihi ve kültürel sembol” tanımlamasını doğru bulan herkes bundan sonra rahatça Bozkurt işareti yapabilir.

Yarınki Hollanda maçı bunun ilk provası olabilir. UEFA’nın vereceği karara tepki duyanların Berlin’deki maçta, örgütlü milliyetçilerin de gayretiyle, bütün Türkiye taraftarlarının yapacağı bir harekete dönüşebilir. Ki bu büyük bir skandal olur.

Bozkurt üzerinden süren tartışmalardan en fazla memnun olan MHP. Zira bugüne kadar Türkiye’de de pek itibar görmeyen bu işaret artık uluslararası düzeyde tanınır oldu.

Alman basınında yapılan yorumlar UEFA’nın, Demiral’ın verdiği siyasi mesaj nedeniyle en az bir maç ceza vereceği yönünde. Sembolün Almanya’da yasak olup olmamasından bağımsız olarak siyasi içerik taşıması ve başka gruplar için tehdit oluşturması önemli. Aynı turnuvada Arnavut Milli Takımı’ndan Mirlind Dalu, Sırbistan ve Kuzey Makedonya’yı hedef alan ırkçı sloganlar attırması üzerine UEFA’dan iki maç ceza almıştı.

Demiral’ın Bozkurt işareti yaptığı gece Avusturya Milli Takımı’nın taraftarları ise “Almanya Almanlarındır, yabancılar dışarı” sloganları attı. Ayrıca ırkçıların kullandığı bir şarkıyla sokakta eğlendiler. Harekete geçen Leipzig polisi çok sayıda Avusturya taraftarını gözaltına aldı.

Bunlar bilinen, duyulan ve görünen ırkçı hareketler ve mesajlar. Bir de tribünlerde ve sokakta yapılan ırkçı, milliyetçi, faşist hareketler ve söylemler var. Normal koşullarda dostluk ve kardeşliği pekiştirmesi gereken sporun özellikle aşırı sağın, milliyetçiliğin güç kazandığı koşullarda dostluk yerine düşmanlığı körüklediği artık sır değil. Her maçı bir ulusun ya da ülkenin diğer ülkeye üstünlüğü olarak gören milliyetçi yaklaşım devam ettiği sürece, bu türden uluslararası müsabakalarda atılan her gol, alınan her mağlubiyet ya da galibiyet emekçilerin kalesine giriyor. Çünkü “milli duyguların” yeniden üretildiği bu türden karşılaşmalar, asıl olarak halkları ve emekçileri karşı karşıya getiren, bölünmeyi derinleştiren, ırkçılığı körükleyen bir atmosferde geçiyor. Dostluk, dayanışma, kaynaşma yerine ezeli rekabet, ulusal üstünlük öne çıkıyor. Kazanılan her maçı üstünlük olarak gören zihniyet, tıpkı Demiral’ın yaptığı gibi, diğerlerini tahrik eden, centilmence olmayan hareketler yapıyor.

Kapitalizm koşullarında ırkçılık ve milliyetçilikten beslenen bütün siyasi aktörler, akımlar ve ülkeler benzer davranışlar içinde. Halbuki günümüzde milli takımların büyük bir bölümü artık tek ulustan sporculardan oluşmuyor. Alman Milli Takımı’nın kaptanı Türkiye kökenli İlkay Gündoğan. Takımın yarısı Alman olmayan göçmen kökenliler. Buna rağmen uluslararası müsabakalarda hâlâ August Heinrich Hoffmann von Fallersleben’in 1841’de yazdığı, Almanların birlik olma özlemini dile getiren “Almanların Şarkısı” okutuluyor.

Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Portekiz... Milli takımlarında çok sayıda göçmen kökenli futbolcu yer alıyor. Birçok ülkenin milli takımında ülkeye adını veren ulustan çok diğer ulusal kökenlerden göçmen sporcular var ve bu sayı özellikle futbol gibi emekçi çocuklarının oynadığı spor dallarında artarak devam edecek. Türk Milli Takımı, oyuncularının tümünün Türk olduğu nadir takımlardan biri. Onların da teknik direktörü yabancı.

Bugünkü koşullarda uluslararası turnuvalar, milli kimliklerin yeniden üretildiği, ayrımcılığın, ırkçılığın yeniden üretildiği platformlara dönüşmüş durumda. Bu nedenle her türden ırkçı ve ayrımcı hareket, sembol ve davranışlara başta UEFA ve FIFA olmak üzere, her kurum ve takım mutlaka kırmızı kart gösterilmeli. Taraftarların da bu kırmızı kartı kullandığı koşullarda golü yiyen emekçiler olmaz.

Euro 2024
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...