06 Temmuz 2024 05:05

Kara yazı

Hatay'da Suriyelilere ait iş yerlerine saldırı düzenlendi

Fotoğraf: DHA

Paylaş

“Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir” cümlesi 250 yaşında.

2 haftada yazmıştı kitabı Goethe, benden 20 sene daha gençti bu cümleyi kurduğunda.

Tohumun fidana durması, sarmaşığın evi sarması, habis tümörün lenflerden yayılması gibi cehennem de seneler içinde hacmine hacim kattı.

Artık hassas kalp kalmadı, aldı canlarını bu dünya, çaldı kalplerini, yaşatmadı kimseyi ne Pollyanna bıraktı geride sağ ne Clementine’i.

Yamyamlar arasında, zombi salgınında, tsunami dalgası altında ve hortum üzerimize gelirken biz elimizde bir kuru simitle işe gider gibi saçma sapan bir hayata çevirdi. Böyle hep ölüm, hep yalan, hep kavga, hep mafya, hep saçma, neyle-nasıl-ne kadar kavga edeceksin? Dönüştük hepimiz birer vahşi savaşçıya, elimizde yoksulluktan bir mızrak, paslı, yorgun bir metal, laf anlatamamaktan ve anlaşılamamaktan bırakmış gibiyiz konuşmayı, dilimiz düşmüş 40 kelimeye.

Sokak ortasında 17’sinde bir çocuğu bıçakladılar, anası Naif koymuş adını.

Ne bilsin hayatın ondan peşin çalacaklarını. Yüzünü blurlamış basın, kolları tüylenmemiş daha, oğul oğul yatıyor yerde, daha anca adam olacaktı üç beş seneye.

Öldürülenlerin üçü 18 yaş altı, cümleye bak insan avladı sokaklarda bazıları, kimliklerinde bizimle aynı uyruk yazılı.

Sanki Açlık Oyunları filmi ya da Arınma Günü. Kumandayı televizyona fırlatınca keşke konu kapansaydı.

Bu ülke artık insan hakları uyarınca değerlendirilmez sanırım, biz sizce hâlâ insan mıyız?

Bugün bana telefonla bir şey satmaya çalışan insana bağırdım çünkü çakallık yapıyordu ve onun küçük çakallığına iğne başı kadar yerim kalmamıştı. “Ben aptal değilim, yalnızca iyi niyetliydim” diye diz dövmekten yılmışım, patladım.

Artık ben de iyi değildim, artık iyilerin yaşayamayacağına kaniyim. Naif’i bıçakladılar, nahifliğim de orada verdi son nefesini. Paslı mızrağı almazsan eline, çelik kabına kilitlemezsen kalbini, bunca acıyla hiçbirimizi yaşatmayacaklar gibi.

Her sene bir öncekinden kötü olunca yükselen değerimiz nostaljiydi. Bizimkiler dizisindeki apartmanda bir göz oda hayalimizdi artık o bile geride kaldı.

Dümdüz bir gün, hiçbir şeyin olmadığı, hiçbir canın yanmadığı, hiçbir konuda susmak zorunda bırakılmadan, konuşma mecburiyetiyle sınanmadan, bir yalana toslamadan, bir acıyla yüzleşmeden, elindeki telefona bir saat bakmadığında cahil hissetmeden bir gün, en son ne zaman yaşandı?

İnanır mısınız böyle yangın yerinde birileri de hâlâ link bırakıyor sosyal medya sitelerine: Arkadaşlar çok sormuşsunuz, linki profilimde...

Kim soruyor, kim ne yapıyor, bu nasıl bir deliler evidir, hangi sirkten kaçmış dayakla eğitilmiş ruhu yaralı filler, timsahlar, maymunlar, ceylanlar...

Bu hafta bir dost daha kaybettim, üzerine konuşacak kadar kendime gelemedim. Yazı da yazacak halde değildim ama tek bir şeyi olsun, inatla sürdürebilmeyi yürekten istedim.

Her yazıyı bir çıkışa bağlamaya, bir dal bulmaya, ince bir ışık yakmaya çalışırdım, bu hafta ben de zifiri karanlıktayım.

Şundan beş sene önce yazdıklarıma bakıyorum, azgın, azman, kuduz bir sürü üzerime koşarken yüksek sesle ıslık çalarak korunmaya çalışmışım gibi hissediyorum ve nahifliğimi patlatırcasına tokatlamak istiyorum. Dedim ya yukarıda, Naif’le beraber öldü, elim havada öyle bekliyorum.

Herkes kapısının önünü süpürse geçmeyecek bir pislik bu, öyle pek ‘herkes’ kalmadı. Üç-beş insan kalan var sokak başına, yüz de sen semte oranlayınca.

İşte onlara iyi bakmalı, hal hatır sormalı, güçlü tutmalı. Çünkü bildiğimiz hiçbir şekilde toparlanmayacak gibi bu devran, tartışmalar bile sembolik ve saçma sapan. Ancak dünyanın altı üzerinden iyi olabilir, onu da ters düz edebilecek işte o kadarcık insan kaldı...

Buraya 4 yaşında bir yazı bırakıyorum. O zamanlar ne çok okunmuş ne kadar da alıntılanmıştı. Şimdi her bir satırıyla beni boğarlar sanki. Mecalim böyle yazmaya yetmedi ama tavrımda tutarlılık adına bir kez daha hatırlatmak istedim.

Tekrar için affedin dilerim ve kara yazım için bağışlayın.

https://www.evrensel.net/yazi/85835/kabus

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa