09 Temmuz 2024 04:58

Taraftarların dostluğu, ırkçı şoven odakların bozkurt provokasyonunu boşa çıkardı!

Avrupa Şampiyonasında bozkurt işareti

Fotoğraf: AA

Paylaş

EURO 2024 kapsamında 2 Temmuz günü Leipzig’te oynanan Türkiye-Avusturya maçında Merih Demiral’ın sevinç gösterisinde iki eliyle bozkurt işareti yapması, spor ve spor etiğinden çok siyasi tartışmalara yol açtı.

Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) 600-700 kişilik bir yandaş seyirci grubunu, ülkenin en yoksul kesimlerinin tasarruf diye boğazının sıkıldığı şu günlerde “bilabedel” Almanya’ya taşıyıp, günlerce otel, yeme içme-masraflarını karşılaması, bunun futbol maçıyla ne ilgisi var sorusunu gündeme getirmiş bulunmaktadır. Bu maça şatafatlı seyirci taşımaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanına eşi ve oğlunu da alarak maç seyretmek için Berlin’e gelirken bir kargo uçağı ile de Türkiye’de dillere destan olan konvoy araçlarını da getirmesi, Alman politikacıları çok kıskandıracak bir “konvoy geçidi”yle Berlin’i sallaması, onlara “itibarın” ne demek olduğunu göstermesi herhalde bundan sonraki uluslararası spor karşılaşmalarında görülmezse “Acaba neden yapılmadı?” denilecek bir etkinlik olacaktır!

Milli Takım’ın EURO 2024’te çeyrek finale çıkmasının bozkurt işaretli, Bahçeli açıklamalı, Cumhurbaşkanının maça gitmeli boyutuna gelince; ülkemizdeki ırkçı şoven güçlerin siyasi ihtiyaçları dikkate alındığında bundan böyle uluslararası spor karşılaşmalarında benzer eylemlerin ve tartışmaların gündeme geleceğini söylemek yanlış olmaz. Sorunun teknik ve taktik yanı spor yazarları ve uzmanlarına bırakılsa da bozkurtlu tartışmanın siyasi yönünün bundan böyle spor etkinlikleri etrafında yeniden yeniden gündeme geleceği, getirileceği de şimdiden belli olmuş bulunmaktadır.

Nitekim bozkurt işaretini yapan bir futbolcudur. Yapılan UEFA kurallarına aykırı olduğu için UEFA bu kişiye iki maç ceza vermiştir. Ama bir yandan ülkemizdeki ırkçı şoven odaklar “milli maçı” bir “milli meseleye” çevirerek, halkları birine karşı düşmanlaştıran bir propagandayı öne çıkarırken öte yandan da Türkiye-Hollanda maçı öncesi ortamı her tür provokasyona açık hale getiren açıklamalar yaptılar!

Bu konuda ne kadar becerikli olduklarını da bir kez daha gösterdiler.

MEĞER BOZKURT IRKÇI-ŞOVEN ODAKLARIN BİR SEMBOLÜ DEĞİLMİŞ!

Merih Demiral’ın Türkiye-Avusturya maçının sonunda yaptığı bozkurt işaretini Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser “Türk aşırı sağcılarının sembolünün stadyumlarımızda yeri yok” diyerek tepki gösterdi. UEFA, Faeser’in şikayetiyle Merih Demiral hakkında soruşturma başlattı ve Demiral’a iki maç ceza verdi.

Cezaya en başta MHP ve ondan türemiş bazı parti ve çevreler, “Bozkurt siyasi bir sembol değil, Türk milletinin en eski sembollerinden biri” diyerek karşı çıktılar. Bu iddialara sadece MHP ve yakın çevresi değil adının başında Prof., Doç. gibi akademik titrler bulunan kimi muhalif, solcu bilinen akademisyenler de destek verdi. Muhalif kanallarda “Bozkurdun siyasi simge olmadığı” konusunda yorumlar yapıldı!

Çünkü bu iddia sahiplerine göre; “Bozkurt Ergenekon efsanesinde bir kurtarıcı”ydı, “Cumhuriyetin ilk yıllarda Atatürk de paralara bozkurt resmi bastırmıştı”, “Kılıçdaroğlu da seçimde kendisini karşılayanlara bozkurt selamı vermişti…” Bu çevreler bu gibi gerekçeleri öne sürerek Demiral’ın tutumunu ve “bozkurt” sembolünün neyi temsil ettiğini masumlaştırmaya çalıştılar.

Bu gerekçelere yaslanan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu tartışmaya müdahil olan herkesi geride bırakarak; “Bozkurt simgesi Türklüğün varoluşsal onuru, geçmişle geleceği buluşturan ortak değeridir… Türk milletinin tarihi mirasına apaçık saygısızlık yapan UEFA, bahse konu ayıplı kararını geri almadan Hollanda’nın sahada tek başına bırakılması ve A Milli Futbol Takımımızın Türkiye’ye dönüşü milli haysiyetimize en uygun seçenek olacaktır” diyerek bir eylem çağrısı da yaptı!

5 Temmuz günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan’dan dönerken uçakta yaptığı açıklamada; “Kimse kalkıp da Fransızların formasında horoz var, niye horozlanıyorsun diyor mu? Almanların formasında kartal var diye karşı çıkılıyor mu?” diyerek bozkurt sembolünün siyasi bir sembol olmadığına dair iddialara katkı yaptıktan sonra, “Orada Merih heyecanını bu görüntüyle verdi” dedi. Sonra cumartesi günü oynanacak çeyrek final maçına gideceğini de söyleyerek Bahçeli’nin çağrısına uymayan bir tutum da aldı. Nitekim maça da gitti!

BU BİN YIL ÖNCESİNİN BOZKURDU DEĞİL!

Evet, bozkurt en eski Türk efsanesi Ergenekon’da “yol gösterici” olarak kurtarıcı bir semboldür. Tarihte de belki kimi Türk boyları tarafından kullanılmıştır. Ama Ergenekon efsanesindeki “bozkurt”un ırkçı şoven odaklar tarafından bir el hareketi olarak kullanılıp kendilerini diğer toplum ve siyasi kesimlerden ayıran bir sembole dönüştürdüğü de bir gerçektir. Üstelik yüzyıl, bin yıl öncesinin de değil son yarım yüzyılın gerçeğidir.

Sembolün bu en yakın dönemde kazandırılan özelliğini saklayan şoven milliyetçi odakların tutumu anlaşılsa da bu gelişmeleri yakından bilen gazetecilerin, akademisyenlerin “Bozkurt işareti siyasi bir sembol değildir” iddiasının savunucusu haline gelmelerinin kabul edilecek bir gerekçesi yoktur.

Merih Demiral bozkurt işaretini kendiliğinden mi yaptı yoksa ona böyle bir görev mi verildi bilmiyoruz. Ama o bu sembolü böyle provokatif bir biçimde kullanarak Sinan Ateş davasıyla hayli sıkıntılı bir dönemden geçen MHP’ye üstünde oynayacağı bir fırsat sundu ve ülke gündemini de provoke etti.

Hollanda ve Almanya’daki Türkiye kökenli gençlerin maç öncesinde birbiriyle kavga etmek yerine karşılaştıklarında birbirlerine saygı ve sevgi göstermesi, dans etmesi, ortak gösteri yapmaları Avrupa’da ve Türkiye’de maç öncesi ve maç sırasında gerilim ve çatışma bekleyen ırkçı şoven çevreleri hayal kırıklığına uğratmıştır! Ki bu, maçı kimin kazanmış olmasından çok daha önemlidir.

Çünkü genç taraftarların dostluğu, ırkçı şoven odakların bozkurt sembolü üstünden yapmayı amaçladıkları provokasyonu boşa çıkardı!

Evrensel aboneliği, üniversitelilere yüzde 50 indirimli
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa