11 Temmuz 2024 04:46

Koca bir yanılsama

Fahrettin Koca

 

@ttborgtr/X (eski adıyla Twitter) paylaştığı videodan ekran görüntüsü alınmıştır

Paylaş

Tutuklanmadan kısa süre önce, 2022 ekiminde Dünya Tabipleri Birliğinin (DTB) Berlin’de gerçekleştirilen genel kuruluna katılmıştım. Üye tabipler birliği ülkelerden biri olarak yayımlanması ve kabulünde yer aldığımız önemli bir bildirge o genel kurulda oy birliği ile kabul edilmişti. Tıpta Irkçılık Berlin Bildirgesi dünyanın dört bir tarafında savaşların, ekonomik zorlukların yaşandığı, insanların bu ağır koşullarda yerinden yurdundan edilip bir başka ülkenin ötekisi kılındığı koşullarda etik değerlerine bağlı hekimlerin tutum ve ilkelerini tanımlaması açısından önemliydi. Irkçılığın insanların kalıtsal fiziksel özelliklerine göre üst ya da alt olarak sıralanabileceği gibi yanlış bir düşünceden temellenen bu zararlı sosyal inşanın biyolojik gerçeklikte zemini olmasa da hala eşitsiz tedavi uygulamalarını korumak, haklı göstermek ve sürdürmek için kullanıldığını biliyoruz. Irk ayrımcılığının tarihsel olarak ötekileştirilmiş ve azınlık haline getirilmiş topluluklar üzerindeki zararlı etkisi çokça belgelenmiştir. Irkçılığın her türlü biçimdeki deneyimi -örneğin kişilerarası, kurumsal ve sistematik- DTB’nin Sağlığın Sosyal Belirleyicileri Oslo Bildirgesi’nde belirtildiği gibi sağlıkta sosyal bir belirleyici ve süregelen sağlık eşitsizliklerinin arkasındaki asıl kuvvet olarak tanınmaktadır. Bu eşitsizlikler ulusal köken, yaş, cinsiyet, cinsel yönelim, din, sosyoekonomik durum, engellilik ve daha fazla sayıda başka etkenle birleşmiş olabilir. Irkçılığa maruz kalan bireyler genellikle tüm toplumsal belirleyiciler tarafından da olumsuz etkilenmektedir. Irkçılığa maruz kalanların deneyimlediği ırksal olarak güdülenmiş şiddet ve açık ön yargılar, barınma ve istihdam ayrımcılığı, eğitim ve sağlık hizmeti eşitsizliği, çevresel adaletsizlik, gündelik mikro ve makro saldırganlıklar, ücret farklılıkları ve kuşaklar arası travmanın hafızası, pek çok etkenden sadece bazılarıdır ve ırkçılığın neden toplum sağlığı için ciddi bir tehdit olduğunu ortaya sermektedir.

 

Kayseri’de başlayan ırkçı saldırganlık sönümlenmeden, bundan 40-50 yıl önce pek çok yoldaşımızın katlinden sorumlu ve ırkçı politikalarıyla bilinen bir partinin simgesi el işareti önce bir futbolcunun ellerine, orada kalsa -ırkçılığın zararları pek de düşünülmeden- belki omuz silkip geçeceğimiz bu olay bir ameliyathanede hekimlerin/sağlık emekçilerinin sosyal medyada paylaşılan fotoğrafına yansıyınca, haklı bir tepki aldı. Bu talihsiz fotoğrafı ve hareketi savunanların kurt işaretini zafer işareti ile eşleştirme çabaları ise ikinci paylaşım savaşında ırkçılığa karşı kazanılan zaferin simgesi olarak, sembol isimlerden Churchill’in “Victory-V” işaretine, sonrasında ise direnişçiler arasında yaygınlaşmasıyla tam da ırkçılık karşıtı ve barıştan yana duruş ile boşuna bir çabaydı.

 

Bütün bu tartışmalar, elbette hayata dair seçimleriyle politik insanlar olsak da biz hekimlerin andımızda da belirtildiği üzere herhangi bir ayrımcı göstergeyi hekimlik ortamlarımızda yansıtmamızın ne denli tehlikeli olabileceğini, hasta hekim arasında zaten ağır bir tahribattan mustarip güven ilişkisinin son kırıntılarını da silip süpüreceğini bir kez daha gösterdi. Etkili bir soruşturmaya muhtaç “Türk ışını” deneyine dair haberlerin de hemen ardından gelmesi, bu deneyin adındaki etnik imadan ötekileştirme girişimleri ile yaşamak zorunda bırakılan bir etnisitenin yoğunlaştığı bir yerde yapıldığı iddiası, çalışmanın etik ve bilimsel basamaklarına dair soru işaretleriyle birlikte sağlık alanında etik değerlerimizi silindir gibi ezip geçen bir sağlık sisteminin inşasından sorumluları da ister istemez akla getiriyor. Sevgili Zeki Gül’ün hafta başında sağlıkta dönüşüm projesine dair ve meslek örgütünü tehdit olarak gören projecilerin Türk Tabipleri Birliği imasıyla bizlerden kurtulmanın yolunu tarif ettikleri o meşum raporu andığı yazısını, bir de son bir haftada ortaya saçılan çürümeyi düşününce hapislikten görevden almaya iştiyakla çabalamalarının gerekçeleri de ortaya çıkıyor. Tüm çabalarına rağmen giden, sağlıkta dönüşüm projesinin kaba inşaatını bitirmek nasip olan Koca oldu. Bizse iki yıllık çalışma süremizi tamamlayıp, aklanarak ve onurla görevi yeni seçilen meslektaşlarımıza bıraktık. Fahrettin Koca’nın gönülden desteği ile sistemin kaba inşaatı bitse bile bu mücadele bitmez. Meslek örgütümüz ırkçılığa, insanların ayrımcılığa uğramasına, etik ve bilim dışı uygulamalara karşı durmaya, sağlıkta yaratılan tahribatın onarılıp insan onuruna yaraşır bir sağlık sisteminin inşası için mücadeleye devam edecektir.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa