15 Temmuz 2024 04:35

İşçi kendi istifa etmiş de olsa, patron kazanılmış hakları ödemek zorundadır

mutsuz işçi

Unsplash

Paylaş

SORU: Merhaba, 2019 yılından 2024 yılına kadar özel bir inşaat firmasında şef konumunda çalışmaktaydım. Yaşanan olumsuz durumlardan dolayı avukata vekalet vererek iş yerine ihtar çekerek iş yerimden ayrıldım. 1 hafta sonra maaş ödemesi gerçekleşti. Maaş bordroma 106 saatlik mesaimin yalnızca 10 saati resmi olarak yansırken kalan 96 saati elden ödeyeceklerini söyleyerek, bir süre oyaladılar. Şehir dışında olduğum için, paramın tanıdığım vasıtasıyla bana ulaştırılmasını veya direkt IBAN üzerinden atılabileceğini söyledim. Yine 2 gün sonra işyeri personel müdürü tarafından aranarak, “Ya gelir buraya istifa yazar gidersin ya da mesai paranı alamazsın” gibi bir konuşma ile karşı karşıya kaldım. Elimde; mesai yaptığıma dair belgelerim, fotoğraflı kayıtlarım, iş yeri ile Whatsapp üzerinden konuşmalarım mevcut. İşyerine ihtar çekmiş iken, ‘çalışmış ve hak etmiş olduğum mesai ücretlerimi vermemekle tehdit edip, halen daha istifa yazmaya zorlamaları’ ne derece mantıklı ne derece doğru? Almam gereken ücret bayram parası (RT dahil) yaklaşık 18 bin 500 lira. Bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izlemeliyim, yardımcı olabilir misiniz?

CEVAP: İyi günler. Sorunuzda belirtmiş olduğunuz “işyerinde yaşanan olumsuz durumlardan” dolayı avukatınız vasıtası ile göndermiş olduğunuz ihtar fesih ihtarnamesi olarak anlıyorum. Ve bu şekilde yaşanan olumsuz koşullar nedeni ile avukat aracılığıyla yapılan fesih ihtarnamesi haklı nedenle fesih olabilir diye yorumluyorum. Dolayısıyla sizin de sorunuzda belirtmiş olduğunuz üzere noter ile yapılan fesih ihtarnamesinin tarihi, tebliği tarihi bellidir ve işyerinin bu tarihten sonra sizden alacağı herhangi bir istifa yazısının yasal olarak bir hükmü bulunmamaktadır. Dolayısıyla böyle bir belge vermek zorunda değilsiniz. Zira sizin iş sözleşmenizi feshetmiş olduğunuz işyerine göndermiş olduğunuz ihtarname tarihidir. Dolayısıyla ihtarname ile belirtmiş olduğunuz fesih nedenlerine dayanarak kıdem tazminatı alacağı için dava açmak durumunda kalabilirsiniz. Bu şekilde yazmamın sebebi, işçinin hak etmiş olduğu ücreti her şekilde ödemekle yükümlü olan işverenin ücretinizi dahi ödememek istemesi kıdeminizi de seve seve ödemeyeceğinin bir göstergesidir.

Ayrıca, işçi kendi dahi istifa etmiş olsa, işveren işçiye ödenmeyen ücretini ve varsa fazla çalışma ücretini ve yine işçi hak kazanmış ve kullandırılmayan yıllık izin ücreti alacağını da ödemek durumundadır. Ücret ve ücret niteliğindeki eklerin ödenmesi iş sözleşmesinin fesih nedeninden bağımsız olarak işçiye ödenmesi gereken işçilik alacaklarıdır. Dolayısıyla size ücretinizin ödenmesi gerekir. 

Ücret için dava açabileceğiniz gibi doğrudan alacağınız ücret miktarı kadar icra takibi de başlatabilirsiniz. Avukatınız sizi bu durumda dosyayı ilk elden bilen hukukçu olarak size doğru hukuki yönlendirmeyi yapacaktır. Ancak uygulamada, ücretin bir kısmının (genellikle asgari ücret kadar olan kısmı) bankaya yatırılıp kalan miktarın elden ödenmesi gibi olaylar sıkça yaşanıyor. Eğer alacağınız ücret miktarı açısından işveren ile bir anlaşmazlık varsa, bu durumda dava açarak ve davada sendikalar, meslek odalarına ‘emsal ücret’ için yazı yazılarak aynı işi aynı kıdem süresince yapan bir işçinin ücretinin ne olacağına dair ücret miktarı da tespit edilebilmektedir. Ancak, önce dava şartı gereği zorunlu arabulucuya başvurmanız gerekmektedir.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa