16 Temmuz 2024 04:46

"Allah'ın lütfu"

Tayyip Erdoğan

Fotoğraf: TCCB 

Paylaş

TBMM Saadet-Gelecek Partisi Grup Başkan Vekili Selçuk Özdağ, Halk TV’de önemli şeyler anlattı. 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi sırasında AKP Başkan Yardımcısı ve 15 Temmuz sonrası kurulan TBMM 15 Temmuz FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonu Başkan Vekilliği yaptı.

Fetullah Cemaatinin darbe yapacağı bilgisini önceden aldıklarını, soruşturma komisyonunda dinledikleri bütün asker, polis ve bürokratların da darbe girişiminin Fethullahçılar tarafından yapıldığının bilindiğini, darbeyi önleyenlerin de asker ve polis içindeki Fethullahçı olmayan kesimler olduğunu söylüyor.

Ayrıca, Fethullahçıların MİT tarafından neden izlenmediği, içlerine niçin ajan sokulmadığını bazı MİT’çilere sorduğunda, ‘MİT’in en üst düzeyde cemaatle ilişkili’ olduğu yanıtını aldığını, Fethullah Gülen’in ABD’ye yeşil pasaport ve yanına silahlı koruma polis memuru verilerek gönderildiğini anlatıyor. Kanunen yeşil pasaport alması mümkün olmayan birine devlet, Susurluk skandalında ortaya çıkan kırmızı ve yeşil pasaportlar gibi pasaport verilmiş ve bakanlar dahi uçağa silahlı koruma ile binemezken, silahlı koruma polisi eşliğinde ABD’ye gönderilmiş Gülen.

Şimdi FETÖ denilen o zaman cemaat olarak adlandırılan örgüt üyelerinin devlet kadrolarından temizlenmesi kasım 2015 seçimlerinden sonra başlamıştı. Cemaatçilerle birlikte solcular da temizlenecekler sınıfındaydı. Aralık 2015’te üniversitelerde ihraçlar başladı. Barış Akademisyenleri de bu ihraç politikası içindeydi. Askeriye ve emniyet içinde listeler hazırlandı. İzmir’de bir dava açıldı. Ankara’da soruşturma başlatıldı.

Tasfiye hareketini gören cemaat darbe kararı aldı. Yani iktidar cemaatçileri bir nevi darbe girişimine zorladı. Çünkü yasalara uygun yollarla devletin ve devlet dışı alanların her yerinde çok geniş ve sıkı örgütlenmiş bir örgütün tasfiyesi mümkün değildi. Her tasfiye girişimine karşı davalar açılacak, davalar yıllar sürecek, yargı içindeki cemaatçiler yargıda ihraçları durduracak, hatta cemaatçi olmayan yargıçlar dahi ihraçları iptal edecekti. Çünkü onlar cemaatçi, eskiden ortaktık şimdi aramız bozuldu onun için ihraç ediyoruz diyemezlerdi yargı önünde. Hata yaptık da yasaya uygun bir argüman olamazdı. Ama bir darbe girişimi cemaati bir silahlı terör örgütü haline getirirdi ve kısa sürede tespit edilen bütün örgüt üyeleri bu arada solcular da tasfiye edilebilirdi.

Nitekim öyle oldu. Fethullahçılar kazanma şanslarının az olduğunu biliyordu ama asker ve polis içindeki ulusalcı, AKP karşıtı asker ve polislerin desteğini almayı umuyorlardı. Darbe hazırlığından haberdar olan bu (umulan müttefikler) önce cemaatçilere eve dediler, o gece karşılarında yer aldılar. Bir gecede binlerce Fethullahçı asker, polis, yargıç tutuklandı.

O günlerde Erdoğan’ın dediği gibi bu “Allah’ın lütfu” sayesinde; AKP, MHP ve ulusalcıların iş birliğinde, CHP’nin desteğinde yeni bir OHAL rejimi kuruldu. Ve tıpkı 12 Eylül Darbesi’nden sonra yapıldığı gibi, hatta ondan daha yaygın ve derin bir “temizlik hareketi” ne ve devletin yeniden şekillendirilmesine başlandı. 15 Temmuz adeta yeni bir 12 Eylül’dü.

15 Temmuz’dan sonra kurulan OHAL rejimi, tek adam yönetiminden henüz çıkamadık. Birkaç kez yaklaştık ama son anda hep sosyal demokratların ve ulusalcıların satışına geldik.

12 Eylül’den kurtulma yolu ‘89 Bahar Eylemleri ile açıldı. İşçi sınıfı kitlesel eylemleri ile yol gösterdi.

Şimdi bize ikinci bir (bahar geçtiğine göre) sonbahar eylemleri gerekir. Pahalılığa, işsizliğe, zamlara, zulme karşı işçi ve emekçilerin, emeklilerin kitlesel hareketi ekonomik ve demokratik haklarımızı almanın şu anda alternatifsiz yoludur. İki buçuk sene sonra seçim istemek yeni bir ihanettir. İşçilere ve emekçilere iki buçuk sene bir parça kuru ekmek ve su ile yaşayın demektir.

Haklarımızı hemen, şimdi istiyoruz. İki buçuk gün bile beklemeye, katlanmaya razı olmayacağız.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa