19 Temmuz 2024 04:52

Türkiye elektrik tekelleri: 21 bölge-12.75 milyar dolar özelleştirme

Görsel: Evrensel

Paylaş

Son bir ayda, Diyarbakır ve Mardin’de elektrik hatlarından çıkan yangında 15 kişi, İzmir’de hatların yönetmeliğe aykırı döşenmesi sonucu kabloların izolasyon özelliğini yitirmesi nedeniyle 2 kişi hayatını kaybetti. Yani enerji şirketlerinin kâr ve maliyet hesapları, belediyelerin rantiyer kentleşme eğilimi, kamu yönetiminin ihalelerle şirketleşmesi yüzünden bir ayda 17 kişi öldü. Bu acı tablonun sebebi, kamu mülkiyetinde bir tekel olması gerekirken mutlak şekilde piyasa koşullarına teslim edilmiş enerji politikalarıdır.

Neoliberal enerji politikaları, enerji hizmetlerinin özel sektöre devri itibariyle oluşturulan parasal dolaşım alanından ibaret değildir. Ulusal sınırlar içerisindeki enerji hizmetlerinin şirketler arasında pay edilmesinden, uluslararası finans kuruluşlarından yerli ve yabancı enerji şirketlerinin faaliyet alanını genişletmesine dek, devletin uluslararası işbölümüne göre yeniden düzenlenmesinin bir ifadesidir.

Elektrik Mühendisleri Odası’nın “Elektrik Özelleştirmeleri Raporu”nu incelersek, Türkiye’deki enerji sektöründeki özelleştirmeyi iki başlığa ayırabiliriz: a) Elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesi b) Elektrik üretim tesislerinin özelleştirilmesi.1 Bu yazıda, bütünleşik ilerleyen bu özelleştirme politikalarından elektrik dağıtım bölgelerinin (EDAŞ) özelleştirilmesine odaklanacağım.

Türkiye coğrafyası, 14 elektrik şirketi ya da şirket ortaklıkları için 21 EDAŞ bölgesine bölüştürülmüş durumdadır.

ÖZELLEŞTİRMENİN KISA AMA YIKICI TARİHÇESİ

Türkiye elektrik piyasasının özelleştirilmesine, 12 Eylül darbesinden hemen sonra, 1984 yılında çıkarılan 3096 sayılı “Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun” ile başlanmıştır. Söz konusu kanunla elektrik enerjisi piyasasının serbestleşmesi sağlanmış, şirketlere pozisyon tanımlanmıştır. Şirketlerin sadece “imtiyaz hukuku” çerçevesinde faaliyet göstermesini ileriye taşıyarak, “işletme hakkı devri” modeline doğru piyasalaştırma aşamalarına geçişi başlatmıştır.

Elektrik piyasasının özelleştirilmesinde, bugün bazı burjuva iktisatçılarının masum göstermeye çalıştığı Dünya Bankası kredileri aktif rol oynamıştır. 1992 yılında yapısal uyum kredileri doğrultusunda Türkiye Elektrik Kurumu’nun Yeniden Yapılandırılması Projesi’nin finansmanı için Türkiye’ye verilen 300 milyon dolar tutarındaki Dünya Bankası kredisi, özelleştirme sürecine ivme kazandırmıştır.

1994 yılındaki Dünya Bankası “Kalkınma Raporu”na göre ise, ağırlıkla kamu tekeli olan kuruluşların dikey ve yatay ayrıştırılma yoluyla rekabet sürecinin işleyeceği alanlar halinde bölünmesi önerilmiştir. Nilgün Ercan’ın belirttiği üzere, bugün EDAŞ’lar olarak bildiğimiz dağıtım şirketlerinin hukuki ve iktisadi zemini bu tarihlerde hazırlanmıştır. Elektrik sektöründe üretim-iletim-dağıtım biçiminde olan dikey örgütlenmeden üretim ve dağıtımın ayrıştırılması tavsiye edilmiş, yatay kamu tekelinin kırılması için coğrafi ayrıştırma referans gösterilmiştir.2

Gerçek anlamda, küresel kapitalizmle ve uluslararası finansal sermayeyle entegre elektrik piyasasının temelleri, 2001 sonrasında yani AKP iktidarı döneminde atılmıştır. Düzenleyici devlet modelinin kurumsal altyapısının oluşturulmaya başlandığı bu dönemde, 20 Şubat 2001 tarihinde 4628 sayılı Elektrik Piyasası Yasası ile “rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterebilecek bir elektrik piyasası oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanması” gerekçesiyle Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kurulu oluşturulmuştur.

Liberallerin demokrasi sunağı olarak allayıp pulladığı Avrupa Birliği, özelleştirme sürecini Katılım Ortaklığı Belgeleri ile düzenlemiştir. 2003 tarihli Katılım Ortaklığı Belgesi’nde “enerji hizmetlerinin yeniden yapılandırılması ve müktesebata uygun enerji piyasasının rekabete açılması; idari ve düzenleyici yapıların güçlendirilmesi” ifadelerine yer verilmiştir.

TÜSİAD, 2008 yılında hazırladığı “Türkiye’de Elektrik Piyasası Özelleştirme Önerileri Raporu”nda özelleştirmelerin yetersizliğinden yakınarak, “kamunun varlığınının devam ettiği bir yapıda ağırlıklı bir serbestlikten bahsetmenin hiçbir anlam taşımadığı” uyarısında bulunmuştur.3

2008 yılında TÜSİAD’ın serzenişi ilgili yerlere ulaşmış olacak ki, EPK’da yapılan değişikliklerle Rekabet Kurumu’nun tavsiyeleri doğrultusunda, (Kayseri hariç) 21 dağıtım bölgesinden 20’sini işleten TEDAŞ ayrı bir özelleştirme programına alınmış, her bölgede TEDAŞ iştiraki olarak ayrı EDAŞ’ların kurulması kararlaştırılmıştır. Hukuki olarak ayrıştırılma süreci sonucunda 2016 yılı itibariyle, EDAŞ’lar yasal olarak dağıtım veya görevli tedarik şirketleri olarak bölünmüştür.4

EDAŞ’LARIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

EDAŞ’lardan 11’i 2008-2010 yılları arasında, 2'si 2011 ve 2012 yıllarında, sekizi ise 2013 yılında özelleştirildi.

Böylelikle Türkiye elektrik piyasası, 21 bölgede faaliyet gösteren (AKSA 2 şirket, EnerjiSA-e 13 şirket, Limak, Kolin, Cengiz 4 şirket ve Bereket 2 şirket olmak üzere) 14 şirket arasında pay edilerek, elektrik dağıtımı tekelleştirilmiştir.

Özelleştirme programları, şirketlere yeni yatırım alanlarının oluşturulması ve kaynak aktarımı sağlanmasının ötesinde, ilksel birikimin güncel sureti olması nedeniyle devlet iktidarında sermayenin dolaysız egemenliğinin yoğunlaşması anlamına gelir. Marx, Kapital’in ilk cildinde burjuvazinin devlet iktidarını istediğini ve kullandığını, bunun ilksel birikimin asli unsuru olduğunu yazmıştı. İlksel birikim politikalarıyla, kamu mülkiyetindeki malların ve hizmetlerin özel sektöre devredilmesi, kamuyu mülksüzleştirme yöntemidir.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 2023 Yılı Faaliyet Raporu’na göre 1986-2023 döneminde gerçekleştirilen özelleştirme uygulamalarının tutarı 71,5 milyar dolardır. Dünya Bankası’nın alt kuruluşu olan Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’nın raporuna göre ise, EDAŞ özelleştirmelerinin toplam tutarı 12,75 milyar dolardır. Toplam özelleştirme gelirinin yüzde 18,14’ü EDAŞ’ların satışından olup, bunun içerisinde elektrik üretim tesislerinin özelleştirilmesi bulunmamaktadır.

ÖZELLEŞTİRME PATRONA YARAR, HALKA ZARAR

EDAŞ’ların özelleştirilmesi sonucunda elektrik şirketleri daha düşük maliyetlerle daha yüksek kâr eder hale gelmiştir. ELDER sektör raporuna göre elektrik dağıtım şirketleri 2022 yılında 27,3 milyar lira yatırım yapmıştır. Ne var ki, yine aynı yılda sadece 4 elektrik dağıtım şirketinin 2022 yılı net dönem kârı 16 milyar 444 milyon olmuştur: Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. (SEDAŞ), İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş. (AYEDAŞ), Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş., Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş.5

Şirketler yüksek kâr elde ederken, devlete borçları yapılandırılırken ya da borçlarını ödemezken, halk yüksek elektrik faturalarıyla boğuşmaktadır. Şirketlerin daha çok para kazanma hırsı uğruna mevzuata aykırı faaliyetleri ise insanları canından etmektedir. Enerji fiyatları 2024 Haziran ayında yüzde 2,22 oranında artmıştır. Bir önceki yılın aynı ayına göre enerji fiyatlarında yüzde 30,41 oranında artış yaşanmıştır.

________________

[1] Elektrik Mühendisleri Odası, Cumhuriyetimizin 100. Yılında Elektrik Özelleştirmeleri Raporu, 2022

[2] Nilgün Ercan, “Elektrik Sektöründe Piyasalaştırma Özelleştirme Uygulamaları ve Sonuçları”, Türkiye’nin Enerji Görünümü

[3] TÜSİAD, Türkiye’de Elektrik Piyasası Özelleştirme Önerileri Raporu, 2008

[4] Dünya Bankası - Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası, “Türkiye Cumhuriyeti: Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Hizmet Kalitesinin İyileştirilmesine Yönelik Adımlar Raporu”, 2016

[5] Dağıtım şirketlerine yüksek voltajlı kâr, BirGün, 31.05.2023

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa