25 Temmuz 2024 04:57

Milyarderler Biden’ın fişini çekti

Biden ve Harris

Fotoğraf: Muhammed Abdullah Kurtar/AA

Paylaş

ABD’de son iki haftada bir başkan adayı suikast girişiminden kurtuldu, diğeri de seçimlere ramak kala yarıştan çekildi. Biden daha bir hafta öncesine kadar “Beni ancak yüce Tanrı bu yarıştan çekilmeye ikna edebilir” diyordu; büyük bağışçılar para akışını durdurunca ikna oldu. Çekileceğine dair dedikodular zaten artmıştı ancak Biden, böylesine bir duyuruyu Trumpçı Elon Musk’ın sahibi olduğu Twitter’dan kıytırık bir mesaj ve elektronik imzalı bir mektupla duyurarak ortadan kaybolunca “parti içi darbe” söylentileri ayyuka çıktı.

Nisan ayında Biden’ın seçim sürecinin farklı anlarında ölmesi durumunda neler olabileceğine dair yazmış ve “parti kongresi öncesi veda ederse” delegelerin istediği kişiyi aday seçebileceğini ancak pazarlıklar ve karmaşa olsa da sonunda büyük ihtimalle Kamala Harris’in yeni aday olarak çıkacağını yazmıştım*. Biden ölmedi ama siyasi kariyeri boyunca hizmet ettiği milyarderler fişini çekti. Bir bakıma “Siyaseten öldü”.

27 Haziran’da Biden’ın ekranda hayalet gibi çıktığı ve cümleleri karman çorman ettiği televizyon tartışmasından sonra neler oldu bir bakalım. Hemen ertesi gün North Carolina’daki seçim mitinginde prompter önünde ve bu kez solaryumda turunculaşmış şekilde karizmayı tekrar toparlamaya çalıştı Biden ve ekibi ama yararı olmadı. Televizyon tartışmasının 10. dakikasından itibaren kaynamaya başlayan Demokrat Partide aleni şekilde Biden’a ilk çekilme çağrısı 2 Temmuz’da Temsilciler Meclisinde Demokratların Teksas temsilcisinden geldi. Aynı günlerde Netflix’in kurucusu ve partinin büyük bağışçılarından Reed Hastings de çekilme çağrısı yaparken, 5 Temmuz’da Disney şirketi Biden çekilene kadar Demokrat Partiye bağışlarını dondurduğunu açıkladı. 13 Temmuz’da Trump Pensilvanya’da bir seçim mitingindeki suikast girişiminden kulağında çizikle kurtulup bir de podyumdan gizli servis elemanları tarafından apar topar götürülürken yumruk şov yapınca herkesin ortak görüşü seçimin bittiği ve Trump’ın kazandığı yönündeydi. Buna rağmen Biden 15 Temmuz’da hâlâ çekilmeyeceğini söylüyordu. 17 Temmuz’da Biden’ın Kovid-19 olduğu açıklandı ve artık yüzünü pek göremez olduk. 21 Temmuz’da ise bir tweet ile adaylıktan çekildiğini açıkladı.

SAVCI, POLİS KAMALA HARRIS

Biden adaylıktan çekildiğini açıkladığı mektuptan hemen sonra bir başka mesajla Harris’i desteklediğini açıkladı. Daha önce ABD seçimlerini televizyon şovuna benzetmiştim. Zaten rakipsiz girdiği uyduruk ön seçimlerde Gazze soykırımını protesto oyları dışında bir muhalefetle karşılaşmayan Biden’ı milyarderlerin ve parti elitlerinin terk etmesi ne popülaritesinin yerlerde olmasından ne hiçbir vaadini yerine getirememesinden ne de İsrail eliyle yürüttüğü Gazze soykırımından ötürü oldu. Geçen ay sonunda Trump ile çıktığı canlı yayın şovundaki çok kötü performansı yüzünden oldu.

Gazetelere göre Washington DC’ye yakın bir sahil kasabasında içine kapanan 82 yaşındaki Biden “ihanete uğramış ve üzgün” hissediyor. Bu arada tabii liberaller, siyah ve Asya kökenli Harris’in ilk kadın başkan olma ihtimali üzerinden Harris’in gerici geçmişini ve yürüttüğü süregiden gerici politikaları ve soykırımı unuttu bile. 2020’de Demokrat Parti başkan adaylığı ön seçimlerinde siyah seçmenlerin bile desteğini alamamasının ve erken havlu atmasının bir nedeni var. Hatta birden çok nedeni var.

Harris, California’da başsavcılık yaparken şiddet içermeyen basit marihuana kullanımı yüzünden yüzlerce siyah vatandaşı ısrarla uzun sürelerle hapse attırmış, ucuz mahkum emeği ve sömürüsü (aleni kölecilik aslında) devam etsin diye de mahkumların, zamanı gelmesine rağmen yıllarca hapisten çıkmalarına engel olmuştu. Öyle ki hapishaneler bu uygulamalar yüzünden dolup taşmış, intiharlar artmış ve yetersiz sağlık hizmetleri yüzünden mahkumlar ölmüştü. Mesele anayasa mahkemesine kadar gitmiş ve mahkeme California hapishane sisteminin mahkum haklarına aykırı olduğuna karar vermişti. Yine hayata geçirilmesinde büyük rol oynadığı öğrencilerin mazeretsiz devamsızlık yapmasını yasaklayan eyalet yasasıyla, özellikle tek başına çocuk büyüten yoksul kadınların hayatını altüst etmiş, hatta hapse girmelerinin önünü açmıştı.

San Francisco bölge savcısıyken de okulların kaçak göçmen çocuklarını göçmenlik bürosuna teslim edebilmesini öngören ve sonunda çocukları ailelerinden ayıran yasanın geçmesinde rol oynamış ve bu kez göçmenlerin hayatlarını altüst etmişti. Bugünlerde viral olan bir videosunda da görüldüğü üzere “Hapishane değil, okul inşa edin” sloganı ve bu sloganı atan eylemcilerle alay etmiş, kâr amaçlı hapishaneleri de görev süresi boyunca ihya etmişti. Bu “parlak” başsavcılık geçmişi ile Demokrat Partide büyük beğeni kazanan Harris, 2017’de senatör seçilmiş, senatörken de iki kez kürtaj hakkının federal düzeyde finansmanı aleyhinde oy kullanmıştı. Yine senatörlüğü döneminde Trump’ın askeri bütçelerini onaylamış ve Suriye politikalarını desteklemişti. İsrail’in Gazze soykırımı konusunda ise Biden’dan tek farkı İsrail’i desteklerken Filistinlilerin “çektiği acılar”dan da bahsetmiş olması.

ADAYLARI PARA BELİRLİYOR

Kariyeri bu olan Harris’in babası Donald J. Harris ise Stanford Üniversitesinin ilk kadrolu siyah profesörü, post-Keynesçi, analizlerinde Marx’tan oldukça yararlanan, Nikolay Buharin’in “Aylak Sınıfın İktisadi Teorisi” kitabının İngilizce çevirisine ön söz yazmış, hatta 1976’da okulun öğrenci gazetesi The Stanford Daily’de “Marksist” olarak tanımlanmış bir ekonomist. Aralarının iyi olmamasına şaşmamalı.

Biden’ın, Obamaların ve Clintonların desteğine rağmen Harris yine de bir ihtimal partinin seçim kongresinden başkan adayı olarak çıkmayabilir. Önümüzdeki ay gerçekleşecek ve başkanlık adayının resmileşeceği kongrenin önünde iki yol var: Kongre öncesi ön oylama ile ya da kongrede delegelerin ve partililerin ikna edilip başka aday çıkmadan Harris’in seçilmesi yahut kongrenin “açık kongre” haline gelmesi; yani birden fazla başkan aday adayının yarıştığı, delegeleri ikna etmeye çalıştığı bir kaos kongresi. Kamala Harris şimdilik Trump’a karşı çoğu ankete göre ya kaybediyor ya da başa baş götürüyor. Harris’in adaylığını kesinleştirmesi anketlere ya da Biden’dan farklı ne politikalar izleyeceğine değil, ne kadar bağış toplayabileceğine bağlı.

*Biden kongre sonrası çekilse farklı bir tablo çıkabilirdi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa